
Sistem çatırdıyor

Soru şu; Almanya 1,35 trilyon avroluk refah devletini karşılayabilir mi? İngiliz Financial Times gazetesi hafta sonu nüshasında bu soruyu soruyordu. Alman Şansölye Friedrich Merz sosyal yardımda kesinti istiyor ancak koalisyon ortağı sosyal demokratlar karşı çıkıyor. Muhafazakar şansölye Avrupa'nın en büyük ekonomisinin artık cömert refah devletini karşılayamayacağını ilan ederek merkez sol koalisyon ortağına karşı savaş başlattı.
Aslında bu soru pek çok Avrupa ülkesi için de geçerli. Hatta refah devleti olmasa bile belki Türkiye için de başka türlü sorulabilir. İngiltere'de Başbakan Sir Keir Starmer, Britanya'nın hızla artan sosyal yardım yasa tasarısını dizginleme planları konusunda geri adım atmak zorunda kaldı. Fransa'da ise emeklilik reformuna yönelik sert muhalefet, Başbakan François Bayrou hükümetinin çöküşüne katkıda bulundu.
Şansölye Merz, Ağustos ayında partisi Hristiyan Demokratlar’ın üyelerine yaptığı konuşmada, "Bugün bildiğimiz şekliyle refah devleti artık ekonomimiz tarafından finanse edilemez ve bu yüzden onu değiştirmeliyiz" demişti. Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier de bu hafta yaptığı konuşmasında, refah devletinin "geleceğe uygun hale getirilmesi" gerektiğini savunarak, "Sistem çatırdıyor" dedi.
Almanya'da refah devletinin tarihi, 1881‘de ilk kez yasal sağlık ve emeklilik sigortasını getiren Şansölye Otto von Bismarck'a kadar uzanıyor. Anayasada 1949'dan beri yer alan refah devleti ilkesi, ülkenin GSYİH'sinin yüzde 31,2'siyle dünyanın en yükseklerinden biri haline geldi. Memur emekli maaşlarıyla birlikte, emeklilik sigortası ve sağlık sigortası, toplam 1,35 trilyon avroluk refah harcamalarının dörtte üçünü oluşturuyor.
İşverenler ve işçilerden gelen 306 milyar avroluk katkıya ek olarak, hükümet 2024'te sistemdeki açıkları finanse etmek için 118 milyar avro daha ödedi; bu da toplam bütçenin yaklaşık dörtte birine denk geliyor. Bir araştırmaya göre 1954 ile 1969 arasında doğan 16,5 milyon Baby Boomer 2036 yılına kadar emekli olacak ve iş gücüne yalnızca 12,5 milyon genç katılacak. Emekliler daha uzun yaşadıkça, emeklilik sistemi üzerindeki mali baskı artacak.
Aslında sosyal güvenlik reformu, sosyal demokratlar ile muhafazakarlar arasındaki koalisyon anlaşmasının bir parçası. Reform tartışmaları silahlı kuvvetlerini modernize etmek ve ülke altyapısını onarmak için 1 trilyon avroluk borçla finanse edilen harcama programının da bir parçası. Önümüzdeki yılın başlarında kurulması beklenen bir komisyonun reform önerileri hazırlaması bekleniyor.
Almanya'nın emeklilik sistemi iki dünya savaşını, hiperenflasyonu ve çeşitli para birimi reformlarını atlattı. Ama Almanya üç yıldan uzun süredir ekonomik durgunluk içinde. Sosyal harcamaların son yıllarda arttığı da her fırsatta açıklanıyor. Sağlık ve yaşlı bakımı giderlerinin enflasyondan daha hızlı arttığı da açıklanıyor. Alman, ekonomisi en uzun durgunluk döneminden çıkmaya çalışırken, refah devletinin finansmanı zorluyor.
Maliye Bakanlığı’na danışmanlık yapan ünlü bir ekonomist geçen hafta ‘en önemli sorun emeklilik sistemi‘ diyordu. Ancak refah harcamalarını kısma girişimleri siyasi açıdan sıkıntılı sonuçlar doğuracağı biliniyor. Bu yüzden şansölye emeklilik sisteminin genelini nasıl elden geçireceği konusunda ayrıntı vermekten kaçınıyor. Emeklilik yaşının ötesinde çalışmaya istekli olanları teşvik edileceğini söylemekle yetiniyor şimdilik.
Financial Times gazetesi, Almanya‘nın gelecekte refah devleti konumunu karşılamasının zor olduğunu işaret ediyor. ‘Onlarca yıldır maaşların yüzde 40'ının altındaki sosyal güvenlik katkıları bu yıl yüzde 42,5'e yükseldi. Önümüzdeki on yılda ise yüzde 50'ye yakın bir seviyeye ulaşabilir. Bu ücret dışı işçilik maliyetlerinde otomatik artışa yol açar. Sonunda Almanya’yı uluslararası rekabet edemez hale getirir‘ diyor.
Bu olumsuzluğa ilaveten Almanya'nın daha büyük yapısal sorununun, azalan iş gücü olduğu biliniyor. Çözüm olarak hem insanları daha uzun süre çalışmaya teşvik etmek hem de daha az cömert sosyal yardım görünüyor. Bu önlemlerin Almanya'daki bebek patlaması kuşağının emeklilik ve düşük doğurganlık oranlarından olumsuz etkilenen iş gücü arzını iyileştirebileceği söyleniyor. Nerden baksanız karamsar bir durum.