Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
25°
Ara

CHP bu hale nasıl geldi?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
CHP bu hale nasıl geldi?

Bir partinin içten içe tükenişinin anatomisi...

Eskiden CHP’nin bir ideolojisi vardı. Şimdi ise algoritması var. Beğeni toplayan tweet’ler, WhatsApp gruplarında dönen mesajlar, Instagram postlarının altındaki trol yorumlar üzerinden yürüyen bir siyaset bu. Herkes çok değişti, ama en çok da CHP. Bir zamanlar halkın umudu, yoksulun sesi, haksızlığın karşısında dimdik duran bir partiydi. Şimdi mi? Trend topic olmanın peşinde, bir elinde belediye bütçesi, diğer elinde sosyal medya klavyeleri. Ve ortada kaybolmuş bir vefa, tarumar olmuş bir ilke var.

İktidar olmadan iktidar kavgaları


CHP, son seçimleri kazanamadı ama bir savaşı kesinlikle kazandı: Kendi içindeki koltuk savaşını. Üstelik bu savaşın mermisi fikir değil, dürüstlük değil, liyakat değil… Rant, klik, ilişki ağı. Yani belediyeden alınan iş, oluşturulan ilişki ve verilen söz. Genel başkan adayı bile olamayan biri (Ekrem Bey) çıktı, “emanetçi” dediği Özgür Özel’i koltuğa taşıdı. Kılıçdaroğlu’na karşı linç kampanyaları düzenlendi, ama kimse çıkıp “Yahu bu adam sizin 13 yıl liderinizdi” demedi.

Değişim sloganıyla gelen statüko

Değişim dediler. Sandık geldi, evet. Ama aslında sandıkta oy değil, sadakat sayıldı.

İBB’de işi görülen delege kazandı.

Mansur Yavaş’a “ağabey” deyip sonra üstünü çizenler kazandı.

6’lı Masa’yı kuran Kemal Bey, masanın altına itildi.

Özgür Özel kazandı mı? Belki. Ama CHP ne kazandı? Onu bilmiyoruz.

Kılıçdaroğlu gitsinciler nereye gittiklerini unuttu

Bugün CHP yönetimi hâlâ Kılıçdaroğlu’nun gölgesinden çıkamıyor. Bir gün onu “devrimci lider” diye anıyorlar, bir gün “seçilemeyen adam” diye yeriyorlar. Ne söylediklerine değil, ne zaman söylediklerine bakınca her şey netleşiyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nu yok saymaya çalışıyorlar çünkü onu geçemiyorlar. Tanju Özcan gibi “parti terbiyesi nedir bilmeyen” bazı isimler hâlâ Kemal Bey’e saldırarak gündeme gelmeye çalışıyor.Kendi siyasi ciddiyetini linç kampanyalarıyla sağlamaya çalışanların partide yer bulduğu bir dönemdeyiz.

Belediyecilik mi parti başkanlığı mı?

İmamoğlu, İstanbul’u yönetecekti, tamam. Ama bu kadarı mı? Belediyeyi partinin arka mutfağına çevirmek, bütçeyi örgüt mühendisliğine dönüştürmek mi? Bir siyaset mühendisliği çalışması yapıldı CHP’de. Ve en acısı: Parti içindeki herkes bu mühendisliğe ya ikna edildi ya da susturuldu. Bazı il başkanları sadece İBB koridorlarında yürümek için görev aldı. Bazı MYK üyeleri Twitter beğenileriyle göreve geldi. Ve genel başkan? İronik ama, “emanetçi” olarak gösterildiği koltuğa gerçekten öyle oturdu.

Kılıçdaroğlu’na yapılan vefasızlık

Kemal Bey… Birçok kişinin sırtını yasladığı, sığınak gibi gördüğü, zor zamanlarda omuz verdiği liderdi. Ama sonra ne oldu? İnsanlar vefayı mezar başında dua okumak zannetti. Oysa vefa; zor zamanda dik durmak, iftiraya susmamak, linç edileni yalnız bırakmamaktır. CHP yönetimi bunu yapmadı. Özgür Özel sustu. Çünkü Ekrem İmamoğlu susturdu. Çünkü “Zoom odasında” başka kararlar alındı.

CHP şimdi ne?

CHP bugün örgütten çok trollere teslim.

Halktan çok PR şirketlerine kulak veriyor.

Değerden çok algı peşinde.

Ve en acısı: geçmişinden utanır, geleceğine hazırlıksız.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun hataları olabilir. Ama bu partide kimse onun kadar nezaketli, kimse onun kadar ilkeli, kimse onun kadar mücadeleci olmadı. Bugün kendisine “Kılıçdaroğlu trolleri” diyenler var. Oysa gerçekte bir tek şey var: Vefayı unutmayanlar. Ve hatırlatmak gerekir ki: İyi niyet, kötü niyeti er geç yenecektir.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *