Boğulmaktan başka tehlikeler de var!

Malum yaz mevsimi geldi. Sıcaklıklar uzmanların öngördüğü gbi tavan yaptı. Bu sıcaklarda bunalan insanlar soluğu denizde alıyor. Denize gidemeyenler de havuzlara dalıyor.

İşte tam da vu süreçte ismi tanıdık ama kendisi yabancı olan lejyoner hastalığı başgösterdi. Lejyoner hastalığına neden olan bakterilerin toprakta ve doğal sularda yaşayıp ürediğini belirten uzmanlar, temel olarak akciğeri etkileyen bir enfeksiyon hastalığı olduğunu söylüyor.

Şimdi vbu sinsi hastalık hakkında sözü Gastroenteroloji ve Dahiliye Uzmanı Prof. Dr. Aytaç Atamer'e bırakalım. Atamer, “Banyolar, havuzlar, saunalar, hamamlar klimalar jakuziler su ile çalışan soğutma ve ısıtma sistemleri gibi sistemlerde kirlilik sayesinde hızla çoğalabilir” diyor.  Solunum yoluyla bulaşabilen lejyoner hastalığının belirtileri arasında yüksek ateş, kas ağrısı, nefes darlığı, ishal ve kusma yer aldığını aktaran Atamer, özellikle kronik hastalığı olanlar ve 50 yaş üstü bireylerin risk altında olduğunu ve erken tanının hayati önem taşıdığını dile getiriyor.

“Kronik belirtiler olarak ateş, kas ağrıları, nefes darlığı, baş ağrısı ve göğüs ağrılarıyla kendini belli eder. Gastroentertinal sistem olarak da ishal, bulantı, kusma gibi şikayetlere de neden olabilir” diyten atamer, “Banyolar, havuzlar, saunalar, hamamlar klimalar jakuziler su ile çalışan soğutma ve ısıtma sistemleri gibi sistemlerde kirlilik sayesinde hızla çoğalabilir. Bakterinin 25-55 derece arası sularda daha hızlı ürediği saptanmıştır. Bunun en büyük nedeni sıhhi tesisatın temizlenme sıklığının seyrek olmasıdır. Özellikle yaz aylarında klima kullanımı artmakta bu nedenle klima bakımı yapılması bu hastalığın yayılmasını önlemek açısından önemli bir etken” bilgisini veriyor.

Erken tanıya dikkat çeken Atamer, “Erken tanı konulmadığında ya da müdahale edilmediğinde ölüm kaçınılmaz olur. Lejyoner hastalığının nedeni olan mikrop bakteridir. Bu bakteri hafif ateşli bir hastalığa yol açtığı gibi ölümcül bir zatürreye dönüşme riskini de taşır. Kalabalık ortamlarda daha sık bulaştığı gözlemlenmiştir. Alt solunum yoluyla tüm bünyeye sistematik bir şekilde etkileyebilir ve hastaları ağır komaya sürükleyebilir. Öncelikle üst solunum enfeksiyonu şeklinde başlar. Alt solunuma geçtiği zaman şikayetler ağırlaşır. Bu nedenle teşhisinde kan tahlili, idrar tahlili yapılır. Gerekirse balgam kültürü, röntgen, akciğer tomografisi gibi yöntemler ile teşhis konur. Ortaya çıkan semptomların ağırlığına göre bulantı, kusma, karın ağrısı da görülebilir” diyor.

Bazıları için risk daha yüksek!

Lejyoner hastalığına karşı daha fazla risk altında olan kişilere de değinen Prof. Dr. Aytaç Atamer, sözlerini şöyle tamamlıyor; “İlk olarak sigara kullanan, kronik obstrüktif akciğer hastası, koahı, amfizemi olan hastalarda daha sık görülür. 50 yaş üstünde, beraberinde böbrek yetmezliği, akciğer yetmezliği, astımı olan, kanser hastalarında uzun süre kortizon tedavisi alan kişiler risk altındadır. Özellikle sindirim semptomları gösterenler önlemlerini almalıdır. Koruması için bir iğne yoktur.”