
Afrika uyanıyor Dünya hazır mı?

25 Mayıs, Dünya Afrika Günü nedir biliyor muyuz?
25 Mayıs 1963’te Afrika Birliği Örgütü (OAU) — günümüzdeki Afrika Birliği (African Union) — Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa’da kuruldu. Bu tarih, Afrika ülkelerinin sömürgecilikten kurtulup birleşme ve kalkınma yolunda birlikte hareket etme iradesini simgeleyen bir anlam taşımasından dolayı Dünya Afrika Günü olarak kutlamaya başlamıştır. Türkiye’de resmi bir tatil olarak kabul edilmese de Afrika ile ilişkiler bağlamında bazı sivil toplum kuruluşları, elçilikler, üniversiteler ve iş dünyası etkinlikler düzenler.
Anlamı:
Afrika’nın bağımsızlık ve birliğini temsil eder.
Kıta ülkeleri arasında dayanışma, kültürel birlik ve ekonomik iş birliğini vurgular.
Dünya genelinde de Afrika'nın kültürel zenginliklerine, potansiyeline ve zorluklarına dikkat çekilen bir gündür.
Direnişten dirilişe
Afrika, sadece zengin yeraltı kaynakları ve muazzam doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda yüzyıllar süren sömürgecilik, işgal ve adaletsizliğe karşı gösterdiği dirençle de dünya tarihinin en onurlu duruşlarından birine sahiptir. Kıtanın dört bir yanında emperyalizme, köleleştirmeye ve dış müdahalelere karşı mücadele veren, halklarını ayağa kaldıran ve özgürlük meşalesini yakan kahramanları da anmadan geçemeyiz. Bu yalnızca askeri ya da siyasi önderleri değil; kültürel direnişin, ekonomik kalkınmanın ve toplumsal dönüşümün mimarı olan kadınları, gençleri, öğretmenleri, çiftçileri ve düşünürleri de kapsar. Çünkü Afrika’nın direnişi yalnızca bir kurtuluş savaşı değil, aynı zamanda bir dirilişin, kimlik inşasının ve insanlık onurunun yeniden doğuşunun hikâyesidir.
Samory Touré (Gabon)– 1900
Kimdi? “Batı Afrika’nın Kartalı” – Direnişin ve Stratejinin Sembolü
Ne oldu? 2 Haziran 1900, Gabon (Fransız sömürgesi altındayken sürgünde oldu)
Önemi: 19. yüzyılda Batı Afrika’da Fransız sömürgeciliğine karşı en uzun ve en organize direnişlerden birini gerçekleştirmiştir. Bu direniş, Gine, Mali, Fildişi Sahili ve çevresini kapsayan geniş bir alana yayıldı.
Yaa Asantewaa (Gana) – 1921
Kimdi? “Altın Tahtın Muhafızı” – Gana’nın Kraliçe Ana Savaşçısı
Ne oldu? 1900'deki direnişe liderlik etti. İngilizlere karşı silahlı mücadeleyi organize etti ve 3.000 savaşçıyı yönetti. Savaş kaybedildi, Yaa Asantewaa Seyşeller'e sürgün edildi ve orada vefat etti.
Önemi: İngilizlerin kutsal sayılan Altın Taht’ı (Golden Stool) almak istemesi üzerine, erkek liderlerin çekimser kalmasına karşı çıkarak şu tarihi sözleri söyledi: “Eğer siz erkekler halkımız için ayağa kalkmayacaksanız, o zaman biz kadınlar kalkacağız. Kadınlar olarak savaşacağız!”
Patrice Lumumba (Kongo) – 1961
Kimdi? Kongo'nun ilk başbakanı, anti-sömürgeci bir lider.
Ne oldu? Belçika ve CIA destekli bir darbeyle devrildi, işkence edilip öldürüldü. Cesedi asitte eritildi.
Önemi: Afrika’daki bağımsızlık hareketlerinin simgesi.
Eduardo Mondlane (Mozambik) – 1969
Kimdi? FRELIMO’nun (Mozambik Kurtuluş Cephesi) lideri.
Ne oldu? Bir bombalı paketle Tanzanya’da öldürüldü. Portekiz istihbaratının parmağı olduğu düşünülüyor.
Önemi: Mozambik’in bağımsızlık savaşının baş mimarlarından.
Mehdi Ben Barka (Fas) – 1965 (Kayıp)
Kimdi? Anti-sömürgeci lider, Üçüncü Dünya hareketinin önde gelen ismi.
Ne oldu? Paris’te ortadan kayboldu. Fransız ve Fas istihbaratının ortak operasyonuyla öldürüldüğü düşünülüyor.
Önemi: Pan-Afrika ve Pan-Arap dayanışmasının öncüsü.
Kwame Nkrumah (Gana) – 1972
Kimdi? Gana'nın Kurucu Lideri – Pan-Afrikanizmin Babası
Ne oldu? Gana, 1957’de İngiltere’den bağımsızlığını kazandı; bu, Sahra Altı Afrika’da bağımsızlık kazanan ilk ülke oldu.
Önemi: Afrika Birliği Örgütü’nün kuruluşuna öncülük etti.
Julius Nyerere (Tanzanya) –1999
Kimdi? 1961’de İngiltere’den bağımsızlık kazanan Tanganyika'nın ilk başbakanı, sonra Tanzanya’nın ilk cumhurbaşkanı.
Ne oldu? Eğitim reformları, kırsal toplum bilinci ve Pan-Afrikanist düşüncenin en insani temsilcilerindendir.
Önemi: Görevi kendi isteğiyle bırakarak Afrika’da istisnai bir demokratik liderlik örneği gösterdi.
Thomas Sankara (Burkina Faso) – 1987
Kimdi? Burkina Faso’nun "Afrika'nın Che Guevara'sı" olarak anılan Cumhurbaşkanı.
Ne oldu? En yakın dostu Blaise Compaoré’nin liderliğindeki bir darbeyle öldürüldü.
Önemi: Yolsuzlukla mücadele etti, kadın haklarını savundu, öz kaynaklara dayalı bir kalkınma modeli savundu.
Stephen Bantu (Steve) Biko (Güney Afrika) – 1977
Kimdi? “Black Consciousness” (Siyah Bilinci) hareketinin lideri.
Ne oldu? Güney Afrika polisi tarafından gözaltında şaibeli şekilde öldürüldü.
Önemi: Siyah halkın kendine güven kazanmasını ve pasif direnişi savundu.

Kıtanın kalbi atıyor
Bugün Afrika hâlâ zorluklarla mücadele ediyor. Ama artık sadece trajedilerin değil, aynı zamanda yaratıcı girişimlerin, sürdürülebilir kalkınmanın ve stratejik ortaklıkların kıtası olarak anılıyor.
Ruanda, iç savaş sonrası yeniden doğuşun sembolü: %8’e varan büyüme oranları ile lider durumda.
Güney Afrika, kıtanın finans ve teknoloji merkezi.
Namibya, yeşil enerjiyle küresel dönüşümün merkezinde.
Mısır, güneş enerjisinde liderliğe oynuyor.
Kenya ve Nijerya, start-up dünyasında milyar dolarlık yatırım alan ülkeler.
Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Anlaşması (AfCFTA) ile kıta içi ticaret yeni bir boyut kazanmaya hazırlanıyor.

Afrika’da önümüzdeki 50 yılda
beklenen ekonomik gelişmeler
1. Nüfus ve Demografi:
2050’ye kadar Afrika’nın nüfusunun 2,5 milyarı aşması, 2100’e kadar ise 4 milyara yaklaşması bekleniyor.
Dünyanın en genç kıtası olmaya devam edecek: 2050’de Afrikalıların %60’ı 25 yaşın altında olacak.
Bu, tüketici tabanı, iş gücü potansiyeli ve yenilikçilik kapasitesi açısından devasa bir avantaj sunuyor.
2. Şehirleşme ve Altyapı Patlaması:
Her yıl 20 milyon Afrikalı şehir merkezlerine yerlesiyor.
Bu durum, konut, ulaşım, enerji, su altyapısı gibi sektörlerde devasa yatırım fırsatları yaratıyor.
Yeni şehirler ve “akıllı şehir” projeleri için Çin, Türkiye, BAE gibi ülkeler aktif roller üstleniyor.
3. Dijitalleşme ve Teknolojik Sıçrama:
Mobil bankacılık, e-ticaret ve fintech çözümleri ile kıta dijital dönüşümünü doğrudan yaşıyor (örneğin M-Pesa, Flutterwave).
Önümüzdeki 20 yılda Afrika'nın dijital ekonomisinin 500 milyar $’ı geçmesi bekleniyor.
Dijital sağlık, eğitim ve finans sektörleri hızla gelişiyor.
4. Sanayi ve Üretim:
Ucuz işgücü, genç nüfus ve küresel üretim merkezlerinin çeşitlendirilme arzusu sayesinde Afrika sanayileşme potansiyeline sahip.
Özellikle hafif sanayi, tekstil, gıda işleme ve otomotiv yan sanayi gibi alanlar dikkat çekiyor.
Çin ve Türkiye gibi ülkeler bu konuda aktif yatırımcı pozisyonunda.
5. Tarım ve Gıda Güvenliği:
Dünya’daki işlenmemiş tarım arazilerinin %60’ı Afrika’da.
2050’ye kadar gıda talebi 2 kat artacak.
Tarım teknolojileri (AgriTech), sulama sistemleri, gübre, lojistik, gıda işleme sektörleri kritik yatırım alanları.
6. Enerji ve Yeşil Dönüşüm:
600 milyondan fazla Afrikalının hâlâ elektriğe erişimi yok.
Yenilenebilir enerji (güneş, rüzgar, hidro) yatırımları hızla artıyor.
Ayrıca lityum, kobalt, nadir elementler gibi yeşil teknolojilerin hammaddesi olan minerallerin çoğu Afrika’da.
Elektrikli araçlar için batarya üretiminde Afrika kritik kaynak ve hammadde sağlayıcısı olacak.
7. Sağlık, Eğitim ve Sosyal Hizmetler:
Sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve özel hastane yatırımları artıyor.
Uzaktan eğitim ve özel okullaşma oranları yükseliyor.
Türkiye'nin Afrika’da sağlık turizmi ve medikal yatırımları için önemli bir fırsat alanı oluşuyor.

TÜRKIYE VE DIĞER
ÜLKELER İÇIN FIRSATLAR
Erken giren kazanır:
Bugün Afrika’da altyapı, lojistik, marka sadakati ve insan kaynağı geliştiren şirketler, gelecekte yerel devlere dönüşeceklerdir.
Türk Afrika İş İnsanları Derneği (TABA) gibi oluşumların öncülük ettiği iş forumları öncülük ettiği iş forumları bu süreçte hayati önemdedir.
Stratejik ortaklıklar:
Türkiye gibi ülkeler “eşitlikçi ve kazan-kazan temelli” bir ilişki modeli sundukları için Batılı rakiplere göre daha avantajlı.
Afrika ülkeleri Çin’in agresif finansmanına ve Batı’nın tek taraflı dayatmalarına karşı daha dengeleyici, samimi iş birlikleri arıyor,
Sonuç olarak, Afrika’ya bugünden yatırım yapan, ilişkiler kuran ve güven inşa eden aktörler, 10-20 yıl içinde bu kıtanın stratejik ortakları ve hatta yerli paydaşları haline gelecektir. Bu ilişkiler yalnızca ticari değil, diplomatik ve kültürel etki alanı da yaratacaktır.
