Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Az bulutlu
10°
Ara

Engelliler günü: Toplum, şehir ve vicdan

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Engelliler günü:  Toplum, şehir ve vicdan

Her yıl 3 Aralık’ta karşımıza çıkan Dünya Engelliler Günü, çoğu zaman sadece birkaç etkinlik, birkaç sosyal medya paylaşımı ve kurumların zorunlu açıklamalarıyla geçiştiriliyor. Oysa bu gün, toplum olarak kendimize sormamız gereken çok daha derin bir soruyu önümüze koyuyor: Biz nasıl bir ülkeyiz?

Dürüst olmak gerekirse, engelli bireylere sunduğumuz yaşam koşulları, bizim adalet anlayışımızın da, insanlık sınavımızın da turnusol kağıdı niteliğinde.

Türkiye’de yasalar güzel, yönetmelikler eksiksiz… Kâğıt üzerinde bakıldığında şehirlerin “erişilebilir” olması gerekiyor. Ancak sahaya indiğinizde karşınıza bambaşka bir tablo çıkıyor:

Kaldırımlar araçlarla dolu, rampalar göstermelik, toplu taşıma çoğu zaman kullanılamaz durumda, kamu binaları bile hâlâ standartlara uymuyor. Birçok engelli, şehrin en temel hakkı olan “bağımsızca dolaşma” özgürlüğünden mahrum.

Bu gerçeği görmeden sadece 3 Aralık’ta çiçek dağıtmak ya da etkinlik yapmak hiçbir şeyi değiştirmiyor.

Bir annenin tekerlekli sandalyedeki çocuğuyla okula ulaşmak için verdiği mücadeleyi,

bir iş görüşmesinden “pozisyon yok” bahanesiyle dönen bir gencin kırılganlığını,

bir görme engelli vatandaşın yolda tek başına yürüyebilmek için verdiği çabayı fark etmeden

“engelsiz şehir” söylemleri boşlukta kalıyor.

Gerçek şu ki engellilik, bireyin eksikliği değil; toplumun adalet eksikliğinin aynasıdır.

Çünkü bir ülkede engelli bireyler ne kadar özgür ve görünürse, o ülke o kadar medenidir.

Biz ise hâlâ şunu öğrenmeye çalışıyoruz:

Engelli bireylere sağlanan haklar bir lütuf değil, en temel insan hakkıdır.

Erişilebilirlik bir tercih değil, zorunluluktur.

Yaşamın her alanında eşitlik ise bir ülkenin gelişmişlik seviyesinin gerçek göstergesidir.

3 Aralık, hatırlamak için elbette önemli bir gün.

Ama asıl mesele, 4 Aralık’ta hayatımıza nasıl devam ettiğimizdir.

Kaldırımlara park etmeye devam eden bir anlayışla, rampaları göstermelik yapan bir zihniyetle, kurumlarda hâlâ “engelli kotasını” yük gibi gören bir bakışla hiçbir yere varamayız.

Engelliler Günü, aslında bize şu çağrıyı yapıyor:

“Sorunu gör, çözümün parçası ol. Çünkü bugün görmezden geldiklerin, yarın senin gerçeğin olabilir.”

Toplum, şehir ve vicdan…

Bu üçü aynı çizgide buluşmadıkça, bir gün değil, bir ömür eksik kalırız.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *