İlacın fiyatı değil hayatın değeri
Türkiye’de sosyal devletin nabzı en çok sağlıkta atar. Hele mesele kanser gibi hem insanın bedenini hem de ailesinin tüm düzenini sarsan bir hastalık olduğunda, devletin omuzları biraz daha geniş, kalbi biraz daha büyük olmalıdır. Bu yüzden SGK’nın kanser ilaçlarını ödeme kapsamına alması, sadece bir sağlık politikası değil, doğrudan bir yaşam hakkı meselesidir.
Ancak sahadaki tablo çoğu zaman kâğıt üzerindeki kadar parlak değil. Hastalar ve hasta yakınları hâlâ bazı ilaçlara erişimde zorlanıyor; “rapor yenileme”, “stok yok”, “eşdeğer yok” gibi duvarlara çarptıklarında hem zaman hem umut kaybediyorlar. Üstelik yeni nesil hedefe yönelik tedavilerin bazıları hâlâ geri ödeme listesinde değil. Oysa kanser beklemiyor, ertelemiyor, prosedür tanımıyor. Bir ilacın geri ödeme kararı bazen bir insan ömrünün sınırında duruyor.
SGK’nın bu alanda attığı adımlar elbette kıymetli; ama ihtiyaç büyüdükçe, beklenti de doğal olarak büyüyor. Artık sağlık politikalarında hız, esneklik ve hastaya bireysel yaklaşım kaçınılmaz. Bir kansere çare bulmak tıbbın görevi olabilir; fakat o çareye erişimi sağlamak sosyal devletin asli sorumluluğudur.
Tecrübenin emaneti
Gelelim toplumun sessiz kahramanlarına: 65 yaş üstü büyüklerimize. Onlar, bu ülkenin belleği, emeği, birikimi… Fakat ne yazık ki sağlık hizmetleri söz konusu olduğunda çoğu zaman sistemin yorgun ve kırılgan yüzüyle karşılaşıyorlar.
Hastane randevularında zorlanan, uzun kuyruklara dayanamayan, kronik hastalıklarının ilaçları için eczane eczane dolaşmak zorunda kalan bir yaşlı nüfustan söz ediyoruz. Üstelik bazı ilaçların SGK kapsamındaki ödenme koşulları, yaşlı bireyleri ek maliyetlerle karşı karşıya bırakıyor. Emekli maaşıyla geçinmeye çalışan biri için 300 liralık fark bazen bir ilacın değil, bir ayın bütçesinin dengesi demek.
Dahası, evde bakım, geriatri uzmanı sayısı, Alzheimer-Demans destek merkezleri gibi alanlarda hâlâ çok ciddi eksiklerimiz var. Yaşlılık bir hastalık değil; ama sistemsel ihmallerle hastalığa dönüşüyor.
İnsan ömrü tüm
yasaların üstündedir
Kanser hastası da, 65 yaş üstü vatandaş da devletin korumasını en çok hak eden kesimlerdir. Çünkü ikisinin ortak noktası aynı: zamanla yarışı var.
SGK’nın yeni ilaçları daha hızlı değerlendirmesi, yaşlıların sağlık hizmetine erişimini kolaylaştıracak özel politikalar geliştirmesi artık bir lütuf değil, zorunluluktur. Sağlık sisteminde yapılacak her iyileştirme, kağıt üzerinde değil, doğrudan insan hayatında karşılık bulur.
Devlet, vatandaşına verdiği değeri en çok sağlıkta gösterir. O yüzden unutmamalıyız:
İlacın fiyatı tartışılır; ama hayatın değeri değil.