Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
24°
Ara

Türkiye’nin sessiz çığlığı: Biyogaz ve Şap Hastalığı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Türkiye’nin sessiz çığlığı: Biyogaz ve Şap Hastalığı

Türkiye’nin dört bir yanında atıl duran organik atıklar… Çürüyerek toprağı kirleten, suyu zehirleyen, havayı bozan, çevreyi perişan eden dağlarca atık… Oysa bu atıklar bizim için enerjiye, gübreye, istihdama dönüşebilirdi.

Bir zamanlar umutla kurulan biyogaz tesisleri vardı. Çiftçinin atığını alıp elektriğe dönüştüren, toprağa organik gübre veren, ülkenin cari açığını kapatmaya omuz veren, binlerce kişiye iş kapısı olan… Bugün o tesislerin çoğu sustu. Kapılarına kilit vuruldu. Umut ışığı söndü.

Şap Hastalığı: Krizin katlanması

Son aylarda yaşanan şap hastalığı ise bu yarayı daha da derinleştirdi. Hayvan hareketliliğinin kısıtlanması, kesimlerin azalması ve lojistik zincirin kırılmasıyla biyogaz tesislerinin en temel hammaddesi olan hayvansal atıklar santrallere ulaşamaz hale geldi. Zaten zor şartlarda ayakta kalmaya çalışan tesisler, şimdi bir de bu krizle boğuşuyor.

Oysa dünyaya bakıyoruz: Almanya, Çin, Hindistan, Amerika… Hepsi “biyogaz bizim geleceğimiz” diyerek seferber olmuş durumda. Fabrikalar kuruluyor, doğalgaz yerine biyogaz kullanılıyor, çiftçi kazanıyor, ülke nefes alıyor.

Peki biz? Biz hâlâ seyrediyoruz. Göz göre göre bir değeri daha elimizden kaydırıyoruz.

Biyogaz: Türkiye’nin Unutulmuş Hazinesi

Unutmayalım:
Bu tesisler yalnızca elektrik üretmiyor.
Onlar Türkiye’nin yerli doğalgaz kaynağı.
Onlar geleceğin tarımı için organik gübre.
Onlar gençlerimize iş, ülkemize nefes.
Bugün sesleniyoruz: Enerji Bakanlığı, Çevre Bakanlığı, Tarım Bakanlığı… Bir masa kurun. Bu sesi duyun. Biyogazın sessiz çığlığına, şap hastalığının yarattığı krize biz de kulak veriyoruz!
Çünkü biyogaz, Türkiye’nin unuttuğu ama en çok ihtiyaç duyduğu hazinesidir. Yarın geç olabilir. Bugün sahip çıkalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *