Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
24°
Ara

Dönmüyor giden

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Dönmüyor giden

“Şimdiki aklım olsaydı ertelemezdim, ihmal etmezdim anı biriktirmeyi. Seni öpe koklaya, kokunu içime çeke çeke yüreğini yüreğime saramadım ya ona yanarım, yanarım ki ne yanarım. An bu an, vakit bugün. Sev hadi gönlüm, yarını meçhul ömrün, dönmüyor giden...”
Bazı insanların hayatında öyle şarkılar vardır ki; kariyerini değil, kalbini anlatır. Tarkan’ın “Dönmüyor Giden” adlı eseri tam da böyle bir şarkı. Bu şarkı, kaybedilen her şeyin; bir annenin, bir sevdanın, bir umudun ardından gelen sessiz haykırış gibi. Tarkan’ın kalbinin derinliklerinden kopup gelen bir ağıt. Sessiz, sade, gösterişsiz ama bir o kadar da gerçek.
Son zamanlarda en çok sevdiğim, en çok dinlediğim ve beni en çok duygulandıran şarkı oldu “Dönmüyor Giden”. Çünkü şarkı çok gerçek! Sahteliklerin içinde boğulduğumuz bu hayatta Tarkan, çok güzel bir gerçeklik verdi ruhumuza. 


Tarkan bu kez ışıklı sahnelerde değil, loş bir odada, kalbini avuçlarında tutarak duruyor. “Dönmüyor Giden”, onun iç dünyasının en çıplak, en savunmasız haliyle dışa vurumu. Şarkı, ilk dinleyişte bile dinleyeni duraksatıyor, içine çekiyor, kalbinin tam ortasına dokunuyor. Çünkü bu parçada gösteriş yok. Bu parçada ego yok. Bu parçada sadece bir evlat var. Acı çeken bir insan. Belki de annesini kaybetmiş bir çocuk.
Annesini kaybettikten sonraki suskunluğunu müzikle ifade etti Tarkan. O yüzden bu şarkı yalnızca dinlenmiyor, hissediliyor. 
Tarkan’ın kariyerinde belki de ilk kez bu denli içten, bu denli kişisel bir şarkıyla karşı karşıyayız. Yıllar boyunca milyonlara seslenmiş, sahnelerde fırtına gibi esmiş bir sanatçının, bu kez kendi içine döndüğü, tek bir kişiye —belki de sadece annesine— seslendiği bir an. Bu yüzden “Dönmüyor Giden”, bir pop şarkısı değil. Bir mektup. Bir dua. Belki de bir vedalaşma.
Ve bir de klip var...



Tarkan’ın “Dönmüyor Giden” klibinde ki yüz ifadesi, en az şarkının sözleri kadar etkileyici. Kameraya bakarken gözlerinde sadece hüzün değil, büyük bir boşluk ve kabullenme var.  Gözleriyle anlatıyor her şeyi Tarkan ve şarkıyı oynayarak değil, yaşayarak söylüyor.
Ve Tarkan kendi yasını sanatına dönüştürerek, bizim yaslarımıza da tercüman olmuş. Hepimizin bir “giden”i var ve hiçbirimiz onu geri döndüremiyoruz. Çünkü hepimiz bir gidenin ardından içimizden “Dönmüyor…” demedik mi?

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *