Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
24°
Ara

Ermenistan darbesini MİT engelledi (2)

YAYINLAMA:
Ermenistan darbesini MİT engelledi (2)

Fransa Ermeni darbesinin kozmetiğini yönetti

Fransa'nın darbeyle olan dolaylı bağları ise Fransa’daki Ermeni lobisinden kaynaklanıyor. Özellikle Marsilya, Lyon ve Paris’te güçlü yapılanmış olan Ermeni Lobisi NATO-Fransasına rağmen bu kalkışmayı örgütlediği anlaşılıyor. Keza 2024-2025 arasında Paşinyan karşıtı fonlanmış yayınlar ve protestolar organize edildi. Taşnak Partisi ve geleneksel Karabağcı çizgi, Fransız sol çevreleriyle temaslıdır; ancak Fransa’da Merkez sağcı Macron iktidar; ve son seçimleri kazanan Solcu partiye koalisyonu kurmak görevini bile vermemişti. Bu yapı, Paşinyan’ın Karabağ’daki barışçıl tutumunu “Ermeni topraklarını satan adam” olarak etiketledi. Ancak Paşinyan Fransız enerji şirketinin eski üst yöneticisidir. Fransa merkezli bazı medya kuruluşları (özellikle Ermeni diasporasına yakın olanlar), Paşinyan hükümetini hedef alan kampanyalar başlattı. Katolikosluk ve Ermeni kilisesi ile kültürel ilişkiler, kilisenin pasif darbe desteği sürecinde moral-destek işlevi gördü. Fransa destekli bazı STK'lar (“insan hakları”, “milli kimlik” temalı) üzerinden Ermenistan içinde: Gösteri, yürüyüş ve protesto çağrıları, Sokak aktivistlerinin eğitimi (2024 sonundan itibaren) ve Siber medya kampanyaları yürütüldü.

Hatta  2025 Mayıs ayında Fransa’da kurulu “Armenian Sovereignty Network” adlı bir STK’nın, Yerevan Üniversitesi içinde "Paşinyan'ın Batı yanlısı tavrının Ermeni kültürünü yok edeceği" temalı 3 ayrı seminer finanse etti. Fransa-Ermenistan güzergahında 3 STK temsilcisinin Erivan’da darbe süreciyle ilintili emekli askerlerle görüştüğü saptandı. Fransa’da yayın yapan 3 diaspora televizyon kanalı, “Paşinyan istifa” çağrılarını sistematik hale getirdi (fon kaynakları Fransız vakıfları). Fransız büyükelçiliği, darbe girişiminden hemen sonra “Ermenistan’ın demokratik istikrarı korunmalı” diyerek ikircikli bir açıklama yaptı – bu, darbeyi açıkça kınamama anlamı taşıdı.
Fransa'nın dış istihbarat servisi(DGSE), özellikle Ermeni kilisesi ve diaspora hatları üzerinden bilgi ve yönlendirme yaptı.

Fransız Kültür Enstitüleri Zengezur Koridoru’nun “Ermenistan'ın kültürel bütünlüğüne tehdit” olduğu yönünde fikir üretti. Eski diplomatlar / medya yüzleri Paşinyan’ın “Batı'ya yaranmak için kimliğini sattığını” söyleyen yazılar Fransa’dan yayınlaştırıldı. Fransa’nın Ermenistan 2025 darbesine destek vermesi büyük orandan Türkiye karşıtlığından kaynaklanmaktadır. Çünkü Zengezur Koridoru'nu engellemek Fransa, koridorun Türkiye’nin Orta Asya’ya jeopolitik sıçraması olduğunu düşündü ve Erdoğan-Paşinyan yakınlaşması, Fransa’nın Ermenistan üzerindeki yumuşak gücünü zayıflattı. Rusya’yı doğrudan karşıya almadan alan açmak ve ABD gibi açık müdahaleci değil; “yerli muhalefeti ve dini-milli hassasiyetleri tetikleyerek” Paşinyan’a baskı kurmak istedi. Fransa, 2025 Ermenistan darbe kalkışmasında: Doğrudan askeri müdahil olmadı, Ancak medya, STK, diaspora, kilise ve kültür araçlarıyla atmosferi hazırladı. Askerler silahı çekti; Fransa zihinleri yönlendirdi.

Darbe başarılı olsaydı...

Türkiye açısından darbe başarılı olsaydı:
Karabağ barış sürecinin biteceğini,
Zengezur Koridoru projesinin iptal edileceğini,
İran-Rusya-Ermenistan bloğunun şekilleneceğini hesapladı.
Zengezur Koridor güzergahında görev yapan Azerbaycanlı mühendis ve güvenlik uzmanlarına karşı suikast planları (GRU ve İran bağlantılı) ortaya çıktı. MİT, Azerbaycan istihbaratıyla (YAR) ve NATO-ABD ortak operasyon hazırlığına geçti. Darbe başarılı olsaydı, koridor planı tamamen çökecekti. Hazar doğalgazının AB’ye ulaşmasında kritik bağlantı (Güney Gaz Koridoru’nun tamamlayıcısı) zarar görecekti.
Bu nedenle MİT’in önleme stratejisi, bölgesel istikrarı koruma hedefliydi.

Darbenin BAŞARISIZ olmasıyla birlikte Ermenistan, baskılara rağmen Batı ekseninde kalmaya devam edecektir. Türkiye-Azerbaycan-AB hattı güçlenir. Ancak Rusya veya İran destekli klikler Erivan'da yeni bir kalkışma denemesi yapabilir. MİT ve NATO tetikte. Zengezur sadece bir lojistik proje değil; Türk Dünyası'nın birleşmesi, Rusya’nın çevrelenmesi, İran’ın izolasyonu, NATO'nun Kafkasya’ya açılımı, ve Çin'in batıya kara yolu arayışı anlamına gelmektedir.  2025 yılında bu koridorun çevresinde yaşanan her olay (darbe, suikast, medya savaşı), bir büyük satranç tahtasında hamlelerin görünmeyen yüzüdür. Çin’in Orta Koridor üzerinden Avrupa’ya uzanması için hayati geçiş noktası. İran, Rusya ve Ermenistan’ın bu koridoru sabote etmek için örtülü yapılar kurduğu nokta olduğu adeta.

Sonuç olarak

MİT, Ermenistan’daki darbe sürecinde doğrudan değil; stratejik derinlikte, istihbari manevralarla etkili olmuştur. Türkiye ise bölgeyi istikrarsızlaştıracak Rusya destekli darbe riskini göğüsleyerek, aslında Batı ile örtülü koordinasyon içinde davranmıştır. Ankara, “Paşinyan zayıflasın ama Rusya yanlısı bir rejim de gelmesin” çizgisini izledi.Bu süreç, Ankara'nın artık yalnızca sınır güvenliği değil, bölgesel düzen mimarisinde de kritik bir aktör olduğunu kanıtlamıştır. Türkiye ve MİT, Ermenistan’daki darbe sürecine doğrudan müdahil olmamış olsa da, ancak bölgesel güvenlik dengesi ve Batı ile koordinasyon gereği,
olayların yönünü belirleyen örtülü bir dengeleme misyonu yürütmüştür.
 Bu, Türkiye’nin yeni nesil dış politika reflekslerini göstermektedir:
"Sert müdahale yerine yumuşak istihbarat ve diplomatik sessizlik içinde yön verme." MİT, yalnızca Türkiye'nin sınır güvenliğini değil, Kafkasya'nın jeopolitik dengesini de aktif biçimde yönlendirme kapasitesine ulaşmıştır.

Ermenistan'daki darbe girişimi, sadece Paşinyan'a karşı bir isyan değil; Kafkasya'da sürmekte olan Avrasya-Atlantik rekabetinin yeni bir yüzü olarak ortaya çıkmıştır. Bu olay, Türkiye'nin "sert güç" yerine "yumuşak istihbarat ve stratejik dengeleme" refleksleriyle bölgede aktif bir aktör haline geldiğini de ortaya koymaktadır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *