
Ermenistan darbesini MİT engelledi (1)

Türkiye’nin sınır komşusu Ermenistan, Başbakan Nikol Paşinyan’a karşı bir darbe kalkışmasıyla sarsıldı. Haziran-2025 ayının son haftasında, Ermenistan Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı milliyetçi subaylar, Ermeni Kilisesi ve eski Karabağ savaşçılarının liderlik ettiği bir klik, Başbakan Nikol Paşinyan yönetimine karşı silahlı darbe girişiminde bulundu ve darbe girişimi kısa sürede bastırıldı; ancak ülkenin siyasi dengeleri derinden değişti. Çünkü 2025 Ermenistan darbe girişimi, sadece iç siyasal bir olay değil; aynı zamanda Rusya-Batı rekabetinin yeni bir vekil çatışmasıdır. Bu kriz, Kafkasya'da sarsılan kadim dengeleri ve yeni bir Avrasya-Atlantik fay hattına evrildiğini göstermektedir. İşte bu fay hattı Ermenistan’ın geleceğini şekillendirecektir. Zira Atlantikçi ittifak içinde Fransa ve ABD arasında ciddi bir rekabet ve düşmanlık söz konusudur.
Yani Ermenistan darbe kalkışmasında NATO ikiye bölündü; Fransa darbeyi destekledi ve hatta koşulları oluşturdu. Ancak ABD ve Türkiye darbeye engel oldu.
Paşinyan hükümetine karşı Üç yıl içindeki dördüncü darbe girişimi oldu. Haziran 2025’te, gerçekleştirilen darbe kalkışmasının hedefi; Paşinyan’ın Batı-NATO yönelimi, Zengezur Koridoru’na onay vermesi ve Rusya ile olan askeri iş birliğini azaltmasıydı.
Darbenin kronolojisi
25 Haziran 2025, 02:15 – Erivan'daki bazı askeri birlikler, başbakanlık konutu çevresinde konuşlandı.
25 Haziran 2025, 04:00 – Başbakan Paşinyan, gizli bir konuma alındı. Hükümet binalarına girmeye çalışan darbeciler İçişleri Bakanlığı tarafından püskürtüldü.
25 Haziran 2025, 09:30 – Paşinyan televizyona çıkarak darbe girişiminin bastırıldığını açıkladı.
27 Haziran 2025 – Yaklaşık 17 darbeci subay gözaltına alındı, 3 üst düzey komutan yurtdışına kaçtı (muhtemelen Rusya veya İran bağlantılı).Ermeni Kilisesine bağlı bazı din adamları da gözaltına alındı. Hükümeti devirmeye ve devleti istikrarsızlaştırmaya teşebbüs etmekle suçlanan Ermeni Apostolik Kilisesi Başpiskoposu Bagrat Galstanyan darbenin organizatörlerinden biri olarak kabul edildi. Daha sonra kilise ve siyasetle bağlantısı bulunana Rus çifte vatandaş milyarder Samvel Karapetyan’da tutuklandı.
Darbenin organizatörleri
A. Ordu İçindeki Rusya Yanlısı Klik: Emekli General Arman Davtyan, Rusya’nın Erivan Büyükelçiliği ile sıkı temas halindeydi. Aktif görevdeki bazı tümgeneral ve albaylar, Karabağ Savaşı'nda Paşinyan'ın Rusya'dan kopma politikalarını “vatana ihanet” olarak görüyordu.
B. Eski Karabağ Klanı (Koçaryan-Sarkisyan Eksenli): Paşinyan'ın Karabağ'da tam teslimiyetçi yaklaşımı, bu yapıyı doğrudan karşısına aldı. Rusya’nın örtülü desteğiyle, sivil toplum ve medya kanallarını finanse ettiler. Halk arasında “Paşinyan Batı’nın ajanı” söylemini yaygınlaştırdılar.
C. Ermeni Diasporası (Fransa – ABD – Lübnan Kolu): Ermeni diasporası içinde özellikle Fransa merkezli gruplar, Paşinyan’ın Zengezur Koridoru’na yeşil ışık yakmasından rahatsızdı. Fransızların Fon akışı, medya kampanyaları ve sivil protestolar bu yapı tarafından koordine edildi. Lübnan’daki Taşnak destekli dini yapılar, mobilizasyon propagandasına destek verdi.
D. Ermeni Kilisesi'nin Rolü:
Kilise içindeki yapı Ermeni Apostolik Kilisesi’nin Eçmiadzin kolu, tarihsel olarak Karabağ klanına ve Rusya'ya daha yakındır. Katolikos II. Garegin, darbe sırasında doğrudan çağrı yapmadı, ancak; Kilise, darbecilerin meşruluk zeminini güçlendirdi. Paşinyan'ın seküler reformları karşısında halkı “manevî direnç” ruhuyla harekete geçirmeye çalıştı.
“Ermenistan kimliğinin tehdit altında olduğu”
“Hristiyan inancına aykırı Batı liberalizminin yükselişi”
“Toprak ve inanç birliğinin korunması gerektiği” temalı pasif ama yönlendirici vaazlar verdi.

Kiliseyi harekete geçirenler
Rusya, Fransa ve İran, farklı gerekçelerle ama aynı hedefle Ermeni Kilise'sini harekete geçiren güçlerdi. Her ne kadar Darbeyi generaller yapsa da, halkı sokaklara çıkaran ya millî kimliktir, ya dinî kimliktir. İşte 2025 Erivan’ında darbe kalkışması belki bir halk ayaklanması değildi ama dini ve milliyetçi duyguları kabarık elit içi bir hesaplaşmanın rövanşını almaktı ama olmadı.
Mesela;
Rusya Kilise üzerindeki tarihsel etkisini medya, akademi ve güvenlik alanındaki kliklerle güçlendirdi. Rus Ortodoks Patriği ile Ermeni Kilisesi arasındaki mesaj trafiği dikkat çekti
Fransa, Fransa’daki Ermeni cemaati üzerinden, Kilise'nin Ermeni kimliğini tehdit altında göstermesine rağmen destek verdi. Fransız istihbaratı, bazı Ermeni dini STK’lara fon sağladı. Çünkü Ermeni diasporası içinde özellikle Fransa merkezli gruplar, Paşinyan’ın Zengezur Koridoru’na yeşil ışık yakmasından rahatsızdı.
İran, Tahran’daki Ermeni kiliseleri ve dinî vakıflar üzerinden Erivan’daki kiliseye “bölgesel kriz” söylemiyle çağrı yaptı. İran, bu yapılar aracılığıyla mezhebi gerilimi değil, dini-milli istikrar vurgusunu teşvik etti.
Darbenin arka planı ve nedenleri:
1. Karabağ Yenilgisi ve Travması
Azerbaycan’a karşı 2020-2023'teki yenilgiler, ordunun üst kademesinde Paşinyan'a karşı derin bir güvensizlik oluşturdu. Paşinyan’ın Karabağ’daki Ermeni unsurları tamamen çekmesi darbeci klikte “hainlik” olarak yorumlandı. Azerbaycan, 2024 sonunda Zengezur’un açılması konusunda Ermenistan’a yönelik baskıyı artırdı; Ancak Rusya, İran ve Ermenistan’daki Rus yanlısı klikler, bu hattın açılmasını “jeopolitik kuşatma” olarak algıladı.
2. Rusya’nın Uzaklaşması
Rusya’nın 2022 sonrası Ukrayna’ya yoğunlaşması, Ermenistan’ı savunmasız bıraktı. Paşinyan, bu boşluğu Batı ile güvenlik işbirliği geliştirerek doldurmaya çalıştı; Ancak ordu içindeki eski Sovyet eğilimli subaylar, Rusya’dan kopuşu “vatan ihaneti” olarak gördü.
Darbe girişiminden 10 gün önce, darbeci general Davtyan’ın Rusya’nın Erivan büyükelçiliği ile temasa geçtiği saptandı. Bazı askeri telsiz kayıtlarında Rusça komutlar verildiği ve elektronik karıştırma sistemlerinin Rus tipi cihazlara dayandığı tespit edildi. Darbe başarısız olunca, 3 Ermeni subayın Rusya’ya sığınması, Kremlin’in en azından örtülü bir desteği olduğunu gösterdi
Azerbaycan’ın Karabağ’da tam kontrol kurması ve Rus barış gücünü çekmesi (2024) ve Zengezur Koridoru’nda Ermenistan’ı zorlamasıyla gerilim Rusya tarafından tırmandırıldı ve son olarak 2025’te Batı ile enerji anlaşmaları imzalaması (AB, İsrail, Türkiye) Rusya’nın Kafkasya’yı da kaybetme riskini ortaya çıkardı
Elbette Ermeni darbe kalkışması Azerbaycan-Rusya arasındaki krizinden bağımsız değil Çünkü; Haziran 2025’te 2 Azerbaycan uzmanının suikastla öldürülmesi (muhtemel GRU bağlantısı) ve 3 Rus gazetecinin Azerbaycan’da ajan faaliyeti nedeniyle gözaltına alınmasını Rusya, bu gelişmeleri “jeopolitik meydan okuma” olarak değerlendirip örtülü hibrit savaş yöntemlerine başvurdu.
3. Batı ile Yakınlaşma (NATO & AB)
Ermenistan, 2025 Mayıs ayında AB ile “Ortak Güvenlik Diyaloğu” başlattı ve NATO ile acil müdahale eğitimi planlaması yaptı. Bu gelişmeler, Moskova’nın arka plan desteğiyle darbe eğilimine yol açtı.
4. Zengezur Koridoru
Paşinyan’ın Zengezur Koridoru’na yeşil ışık yakması. Azerbaycan ve Hazar kaynaklı enerji akışının Avrupa’ya ulaşması (Rus bypass’ı) Ermenistan’daki Rus etkisinin kırılması, Kafkasya’dan çıkarılması Gürcistan ve Ermenistan’ı yumuşak biçimde NATO yakınlaşmasına hazırlaması ve Zengezur üzerinden Çin-Avrupa kara ticaretini Batı kontrolüne alma çabası Rusları oldukça kızdırdı. Türkiye'nin sessizce Ermenistan ve Azerbaycan'ı bir barış anlaşması imzalamaya teşvik etmesi Rus yetkilileri, özellikle Azerbaycan ile yakın ilişkileri sayesinde Türkiye'nin Güney Kafkasya'da artan siyasi ve askeri nüfuzundan rahatsız oldu.
5. Arka Plandaki Diğer Aktörler:
Özellikle GRU (Rus Askerî İstihbaratı) destekli emekli subaylar ve Kilise darbenin arka plandaki organizatörleri ve motivasyon oluşturan grupların başında geliyordu. İran'ın Ermenistan’daki Şii etkisini kullanan istihbari hücreler. Zengezur’un açılmasını “güvenlik tehdidi” gören Sasna Tsrer gibi silahlı gruplar da darbenin arka planında gerekçe oluşturan olgulardı.
MİT girdi Kremlin çekildi
MİT, Ermenistan içinde bazı Rus yanlısı subayların olağan dışı toplantılar yaptığını ve bazı emekli generallerin Rusya’nın Erivan büyükelçiliğiyle sık temas kurduğunu ve askeri hareketlilik ile iletişim trafiğindeki anormallikleri 2025 Mayıs ayından itibaren tespit etti.
Bu bilgiler, Türkiye'nin hem kendi güvenliği hem de bölgesel istikrar açısından önem taşıdığından, sınırlı şekilde: NATO ve Ermenistan’daki Batı yanlısı güvenlik kanallarıyla paylaşıldı. Ermenistan içindeki NATO ve Batı yanlısı güçlere düşük seviyede saha verisi sağlandı (komuta yapısı, olası hareket planları vs.).
Özellikle Gürcistan’da konuşlu olan Batı istihbarat üsleri, MİT’in “sızdırılmış” verileriyle desteklendi. Türkiye-ABD, Kars, Nahçıvan ve Goris üçgeninde aktif Rus/İran hibrit yapılarının takibi için ortak dosya hazırladı.Ancak Fransa darbeye bir yandan destek verirken diğer yandan darbe kalkışmasının son gününde darbenin deşifre olmasıyla birlikte darbe karşıtı bir hüviyete büründü.
MİT, 2025 Nisan-Mayıs döneminde Katolikos’un bazı danışmanlarının Fransa’dan gelen “özel dini heyetlerle” görüşmeler yaptığını tespit etti.
CIA, MI6 ve Gürcistan’daki Batı gözlemcileri, Kilise içinde organize edilen toplantılarda “Ermenistan’ın Batı tarafından Hıristiyanlıktan koparıldığı” yönünde tartışmaların yapıldığını tespit etti.
Ermeni ordusu içinde hareketli grup konuşmaları dinlemelere takıldı.
Emekli General Arman Davtyan’ın Rusya’nın Erivan Büyükelçiliğiyle gizli temasları raporlandı.
Gürcistan-Ermenistan sınır hattında şüpheli iletişim trafiği ve para transferi izlendi.
İran’dan Ermenistan’a geçiş yapan bazı paramiliter unsurlar, MİT ve CIA tarafından tespit edildi. Darbeden 48 saat önce, Erivan çevresinde GPS karıştırmaları ve askeri telsiz sinyallerinde şifre değişimi saptandı.
İstihbarat paylaşımı
MİT, açık müdahalede bulunmadı ancak darbe öncesinde; Paşinyan hükümetine yakın duran Gürcistan’daki diplomatlar aracılığıyla uyarıları iletti. Türkiye karşıtı propaganda akışları ve Darbeden hemen önce artan “karanlık trafik” hareketleri MİT sinyal izleme sistemleriyle analiz edildi. Rus yanlısı Ermeni medyasının Türkiye ve MİT aleyhine kullandığı içerikler, stratejik olarak çözümlendi. Fransa ve ABD'nin Ermenistan’daki istihbarat birimleriyle örtülü koordinasyon yürüttü. Bu sayede darbe girişiminin zamanlaması ve hedefleri önceden tahmin edilerek bastırılması kolaylaştırıldı.
Dış aktörlerin etkisi
Rusya: Darbecileri örtülü biçimde cesaretlendirdi; darbe sonrası resmi kınama yapmadı. Koridorun Batı destekli olduğunu savunarak hibrit savaş yöntemlerine yöneldi. Rusya, “Türk NATO koridoru” suçlaması yaptı. Zengezur'un Türkiye/NATO üzerinden Azerbaycan’a bağlanması, Rusya’nın Güney Kafkasya’daki nüfuzunu kırıyor. Kilise üzerindeki geleneksel etkisini medya, akademi ve güvenlik alanındaki kliklerle güçlendirdi. Rus Ortodoks Patriği ile Kilise arasındaki mesaj trafiği izlendi. Rusya, bundan sonra da Paşinyan’ı yıpratmak için siyasi/enerji/siber yolları kullanabilir ve hatta kullanacaktır.
İran: Sessiz kaldı, ancak Paşinyan sonrası Ermenistan’da Şii temelli etkisini artırma hesapları yapıyor. Zengezur Koridoru “pankürt stratejisi” olarak tanımlayıp Ermenistan içindeki etkisini artırmaya çalıştı. Türk Dünyası bağlantısı İran'ın kuzeyden çevrelenmesi anlamına geliyor. Tahran’daki Ermeni kiliseleri ve dinî vakıflar üzerinden Erivan’daki kiliseye “bölgesel kriz” söylemiyle çağrı yaptı. İran üzerinden gelen bazı “hac organizasyonları” ve “dini STK’lar” üzerinden sızdırılmak istenen ajan yapılar ifşa edildi. İran, bu yapılar aracılığıyla mezhebi gerilimi değil, dini-milli istikrar vurgusunu teşvik etti.
Fransa: Darbe girişimini en sert kınayan aktör oldu. Ermenistan’a destek verdi ama öncesinde de Fransa’daki Ermeni cemaati üzerinden, Kilise'nin Ermeni kimliğini tehdit altında göstermesine destek verdi. Fransız istihbaratı, bazı dini Ermeni STK’lara fon sağladı.Darbeden hemen önce NATO’dan bilgi sahibi olunca darbeyi eleştirerek oportünist yaklaşım benimsedi.
AB ve ABD: Paşinyan’a destek açıklamaları geldi. AB, “demokratik hükümetin yanındayız” mesajı verdi. Ülkenin Batı ile entegrasyonu hızlanabilir, bu da yeni jeopolitik krizler doğurur. Türkiye, NATO istihbarat ağı aracılığıyla darbe tehlikesine dair “sessiz uyarı bilgileri” aktardı ama NATO içinde ABD ile AB arasında özellikle de Fransa arasındaki rekabet hayal kırıklığına yol açtı.
ABD, Ermenistan’ın demokratikleşmesini savunarak ordu içindeki Rus yanlılarını pasifleştirmeyi hedefledi. Gürcistan üzerinden bölgede lojistik ve sivil STK operasyonlarını artırdı. Rusya’nın medya ve siber saldırılarına karşı Ermenistan’daki sistemleri güçlendirmek için siber danışmanlar gönderdi. ABD, 2025 krizinde: Görünmez aktör olarak çalıştı. Açık askeri/siyasi destek yerine diplomatik ve istihbari denge kurucusu olarak hareket etti. Türkiye ve MİT ile ilişkiler, rekabet değil, dosya bazlı geçici iş birliği ekseninde ilerledi. Zengezur Koridoru, yalnızca bir transit proje değil, NATO'nun doğuya uzanabilecek en stratejik hattıdır. Türkiye’nin burada oynadığı rol, NATO’nun sahadaki ayak izi kadar, ABD'nin istihbarat partneri olarak da değerlidir.
Türkiye ve Azerbaycan: Her iki ülke görünürde resmen Tarafsız kaldı ancak gelişmeleri çok yakından izledi; darbe sonrası askeri alarm seviyeleri yükseltildi. Türkiye, darbe girişimine karşı herhangi bir doğrudan açıklama yapmadı; "Ermenistan’ın iç meselesidir" yaklaşımı benimsedi.Ancak Türkiye, “Paşinyan’ın zayıflaması Azerbaycan için avantaj olabilir; fakat Ermenistan’da Rusya yanlısı bir darbe, Türkiye’nin Kafkasya planlarını sabote eder.” Stratejisini izledi. Darbe başarılı olsaydı, muhtemelen Ermenistan’daki barış süreci ve Zengezur Koridoru tartışmaları tamamen bitecekti. Bu nedenle Ankara, sessiz ama yönlendirici diplomasi uyguladı. Türkiye, Azerbaycan ile istihbarat paylaşımı yaptı. Azerbaycan da Paşinyan’ın devrilmesinin bölgesel istikrarı bozacağını öngördü ama Paşinyan’ın devrilmesine de üzülmezdi. Bu bağlamda MİT’in başarılı önleyici ve yakından takibi bir darbeye engel olduğu kadar Türkiye’nin Orta Asya ve Kafkasya politikasına da günümüz ve gelecekte de ne kadar önem verdiğini gösterdi.