Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
24°
Ara

Jeopolitik sıkışma

YAYINLAMA:
Jeopolitik sıkışma

Şöyle bir cümle ile başlamak yanlış olmaz sanırım... Avrupa Birliği, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında jeopolitik bir sıkışma içinde. Brüksel, ABD Başkanı Trump Avrupa ekonomisini altüst edebilecek yüksek tarifelerle vurmadan önce Amerikalı meslektaşlarıyla bir ticaret anlaşması sağlamaya çalışıyor. Ama aynı zamanda, Çin’in ucuz malların Avrupa Birliği'ne akışını yavaşlatmaya zorlamaya çalışıyor.

* * * *

Ancak küresel ticaret sisteminde çalkantıların yaşandığı bir dönemdeyiz. Avrupa Birliği yetkilileri Temmuz ayını Çin ile görüşmelerde geçirecek. Gerginlikler yüksek, umutlar düşük diyebiliriz. Dolayısıyla Avrupa, dünyanın önde gelen üretim gücü Çin ile ilişkilerini de istikrarlı bir zeminde tutmak istiyor. Çin, ABD’nin Avrupa'yı kendi kollarına çektiği fikrini öne sürse de, Avrupa'nın Çin ile olan sorunları giderek büyüyor.

* * * *

Geçtiğimiz hafta Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi Brüksel'i ziyaret ettiğinde gerginlikler tam olarak ortaya çıktı. Gerçi Çin, iki tarafın çatışma yaşadığı fikrini reddetti. Avrupa Birliği yetkilileri, ticaret dengesizliklerinin devam eden sorunlardan biri olduğunu söylüyor. Avrupa Birliği yakın zamanda Çin tıbbi cihazlara yönelik hükümet harcamalarını sınırlamak için harekete geçti, ancak Çin hemen misilleme yapacağını duyurdu.

* * * *

Avrupa'nın Çin’e yaptığı ihracatı azalırken, Çin'in Avrupa‘ya yaptığı ihracat artıyor. Ancak Avrupa Birliği Çin ile hassas bir ilişkide kalmaya özen gösteriyor. Çünkü iki ekonomi arasındaki ekonomik bağlar kapsamlı. Birçok Avrupa ülkesi endüstriyel malzemeler için Çin'e büyük ölçüde bağımlı. Örneğin Çin, nadir toprak elementleri üretiminde hakim konumda olduğundan, kısıtlamalar Avrupa’da ciddi sıkıntılar yaşatacağı anlaşılıyor.

* * * *

Evet, Avrupa'nın ihracatı azalırken, Çin'in bloğa yaptığı ihracat artıyor. Hızlı moda perakendecileri Shein ve Temu'nun ucuz ürünleri Avrupa pazarlarına akın ederken, politika yapıcılar bu tür ithalatlara yönelik kısıtlamaları sıkılaştırmak için çalışıyor. Ve Avrupa liderleri düzenli olarak Çin'in devlet kontrolündeki bankalarının ülkenin üreticilerine o kadar fazla sübvansiyon sağladığından şikayet ediyor ki Avrupa şirketleri rekabet edemiyor.

* * * *

New York Times'ın Brüksel büro şefi Jeanna Smialek te geçtiğimiz günlerde Avrupa Birliği ekonomisini anlatırken bu konuya da dikkat çekiyordu. Smialek, gazetenin ekonomi muhabiri. ABD’de yıllarca Federal Rezerv'i takip etmiş. Daha önce de Bloomberg ve Businessweek için yazmış. Gazetecilik eğitimine ilaveten New York Üniversitesi'nden işletme alanında yüksek lisansa sahip. Dolayısıyla fikirleri yabana atılmaz.

* * * *

Şöyle diyordu; ‘Avrupa Birliği dünyanın üçüncü büyük ekonomisini oluşturan 27 ülkeden oluşan bir blok. Sınırlar arası ticareti teşvik eden ve serbest ticaretin güçlü bir savunucusu bir blok. Bu duruşunu muhafaza ediyor. Ama ABD, ticaret açığını azaltmak, geliri artırmak ve üretimi yeniden ABD’ya çekmek için küresel ticaret sistemini altüst ederken, Avrupa Birliği kendini yalnız bir yerde buluyor‘. Teşhisi doğru. Avrupa her açıdan yalnızlığa itiliyor.

* * * *

AB Yürütme Organı Başkanı olarak Ursula von der Leyen ise, geçen ay düzenlediği basın toplantısında, ‘Japonya, Vietnam ve Avustralya'yı içeren ancak özellikle Amerika Birleşik Devletleri veya Çin'i içermeyen 11 ülkeden oluşan bir ticaret grubu arasında yeni bir iş birliği arayışına girebiliriz‘ diyordu. Bu sözlerin nedeni, Avrupa Birliği'nin bir yandan ABD ve Çin'den gelen politikalara karşı çıkarken, diğer yandan da ikisi arasında sıkışıp kalmasıdır.

* * * *

Trump yönetimiyle olan ticaret görüşmelerinin sonucu ne olursa olsun, Avrupa Birliği'nin ABD'ye yaptığı ihracatlarda yüksek gümrük vergileriyle maruz kalması bekleniyor. Amerikalı yetkililer, yüzde 10'luk genel vergilerin müzakere edilemez olduğunu defalarca söyledi. Ayrıca Avrupa’nın taviz vermeye zorlanması muhtemeldir. Bunlar arasında Çin'e karşı daha sert bir duruş sergileme taahhüdü de olduğu söyleniyor.

* * * *

Avrupa Birliği, Çin'in haksız ticaret uygulamaları konusunda Başkan Trump'la aynı fikirde. Ancak Avrupa ekonomilerinin Çin ile  ne kadar iç içe geçmiş olduğu göz önüne alındığında Çin'i ancak belli bir noktaya kadar zorlayabilir. Avrupa'nın şikayetleri sadece ticaretle de sınırlı değil. Çin'in Ukrayna savaşında Rusya'ya verdiği destekten dolayı da öfkeli. Bir Çin atasözü ‘İki tavşanı kovalayan, birini bile yakalayamaz‘ der. Avrupa’nın durumu da biraz buna benziyor sanki. ABD ile Çin arasında sıkışıp kalmış durumda. Umarız eli boş kalmaz, iki tavşanı da yakalar

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *