Artritin, eklemleri etkileyen ve zamanla kaslarda güçsüzlük ile hareketsizliğe yol açan bir hastalık grubu olduğunu belirten Doç. Dr. Şevgin, “Ağrı, şişlik, kızarıklık ve fonksiyon kaybı en sık görülen belirtilerindendir. Artrit grubu hastalıkları kişinin yaşam kalitesini etkilemekte ve günlük yaşam aktivitelerinin sınırlandırmaktadır. En sık görülen türleri osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit olarak karşımıza çıkmaktadır.” dedi.
Yaşam tarzı belirleyici
Hastalıkların ortaya çıkmasında birçok faktörün etkili olduğunu dile getiren Doç. Dr. Şevgin, “Genetik geçişli olan hastalar olabildiği gibi yaşa bağlı olarak da vücutta ortaya çıkan aşırı ve zorlayıcı kullanım ile gelişen eklem harabiyeti de olabilmektedir. Özellikle osteoartrit yaşa bağlı olarak gelişen bir artrit çeşididir. Yaşam tarzı bu hastalığın oluşmasında tabi ki önem arz ediyor. Eklemlerimize aşırı yük bindirmek ve sürekli tekrarlı zorlayıcı hareketlerde bulunmak zamanla eklem yüzeylerinin aşınmasına sebep olacak ve geri dönüşümsüz bir süreci tetikleyecektir. Örnek verecek olursak; sürekli ağır poşet taşımak, 2 el ile yapabileceğimiz işleri tek elle yapmaya çalışmak, çalışma aralarında molalar vermemek, kilomuzun normal sınırların üzerinde olması (kilolu, obez gibi), ev veya çalışma ortamında ergonomik bir dizaynın olmaması gibi.” şeklinde konuştu.
Hareketsizlik artriti körüklüyor
Hareketsizliğin modern çağın en büyük sağlık risklerinden biri haline geldiğini söyleyen Doç. Dr. Ömer Şevgin, şöyle devam etti: “İşleyen demir pas tutmaz’ ve ‘Nerde hareket orada bereket’ atasözleri aslında tüm durumu özetliyor. Son zamanlarda teknolojinin de vermiş olduğu rahatlık ile hareketsiz yaşam oldukça artmış vaziyette. Kısa mesafeleri yürümemek, merdiven yerine sürekli asansör kullanmak, TV karşısında saatlerce oturmak bizi hareketsizleştirip hastalığa, obez olmaya, tembelleşmeye doğru sürüklüyor. Elbette masa başı çalışmada hareketsiz yaşamı tetikleyen en büyük etmenlerden biri. Kilo artışı, eklemlerde sertlik, kaslarda kullanmamaya bağlı gelişen güçsüzlük artrit oluşma riskini arttırır. Var olan durumunda ilerlemesine sebep olur.”
Kadınlarda daha yaygın
Artritin kadınlarda erkeklere oranla daha sık görüldüğünü belirten Doç. Dr. Ömer Şevgin, “Artritlerin görülme oranı kadınlarda erkeklere göre daha fazladır. Bunun en önemli sebeplerinden biri hormon farklılıkları diyebiliriz. Özellikle kadınlarda menopoz sonrası östrojen hormonunun azalması etkili olmaktadır.” ifadesinde bulundu.
Fizyoterapi şart
Artrit tedavisinde fizik tedavinin önemine değinen Doç. Dr. Şevgin, şunları kaydetti: “Artrit tedavisinde fizyoterapiye 3 önemli aşamada yer verebiliriz. Koruyucu fizyoterapi uygulamaları, tedavi edici uygulamalar ve hastalık ilerlemesini durduran yaşam tarzı değişiklikleri ile hasta eğitimi aşamaları genel fizyoterapinin yönetimini oluşturuyor. Kişi artrit hastası olmadan önce hareketli yaşam tarzının topluma aşılanması, çeşitli aktiviteler ve etkinliklerle düzenli egzersiz, postür farkındalığı ve ergonomik düzenlemelerin (evde, işte) okul çağından itibaren gençlerimize öğretilmesi koruyucu fizyoterapi uygulamaları olarak verilebilir. Tedavi edici uygulamalarda artrit tanısı konduktan sonra hemen akut yani ilk 3 aylık periyotta fizyoterapiye başlanmalıdır.” Fizyoterapi ve rehabilitasyonun bu hastalarda sıkça tercih edilen ve sonuçları gayet olumlu olan bir yöntem olduğunu kaydeden Doç. Dr. Şevgin, “Fizyoterapi eklemlerdeki deformasyonlarını geçiremez ama bu deformasyonun ilerlemesini yavaşlatıp engelleyebilir. Bunu da ağrıyı, şişliği azaltarak ve eklemde hareketlenmeyi arttırarak sağlar.” dedi.