
Tartışma programlarının değişmeyen yüzleri

Bazı ulusal haber kanallarında değişmeyen kadrolu sözde gazeteciler, KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Ersin Tatar kesin kazanacağı yorumlarında bulunuyorlardı. 19 Ekim Pazar akşamı KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları açıklanınca CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman %62 oy ile kazanınca canlı yayında bocalamaya başladılar. Çünkü bu sözde gazeteciler hazırlıksız yakalanmıştılar.
Ana akım olarak bildiğimiz bazı haber kanallarında, bunların çoğu hükümete yakın ve muhalif televizyon kanallarındaki tartışma programlarında en çok yer alan hep aynı isimleri görüyoruz. TV'lerdeki tartışma programları ve çağrılan konukların aynı isimler olması basın camiasında tartışma konusu olurken vatandaşlarda bu duruma tepki gösteriyor. TV programlardaki aynı kişiler ekonomi, dış politika, siyaset, hukuk ve yerel konular gibi çok sayıda konuda görüş belirmeleri tepkilere neden oluyor.
Bunlara neden sözde gazeteci dediğimi ve neden hazırlıksız yakalandıklarını açıklayayım. Yaklaşık 10-15 yıl öncesine kadar ana akım dediğimiz ulusal yayın yapan haber kanalında her tartışma programına tartışılacak konu üzerinde uzman akademisyenler ve gazeteciler çağrılırdı. Örneğin program konusu Filistin ve Ortadoğu ise bu bölgede daha önce muhabirlik yapmış veya bölgede bulunmuş bürokratlar ve akademisyenlerin görüşleri alınırdı. Yada siyasi konular tartışılacaksa mecliste grubu bulunan partilerden birer kişi konuk edilir onların görüşü alınırdı. Dünyada savaşlar ve gerginlikler olduğu zaman emekli komutanların görüşü alınır, ekonomik kriz ve diğer ekonomik sorunlar için Üniversitelerin ekonomi konusunda eğitim veren ekonomistlerden görüş alınır.
Özellikle hükümete yakın haber kanallarında tartışma programlarına sürekli katılan ve kendilerini gazeteci ve siyaset bilimci olarak tanıtmaları, gerçek gazeteci ve siyaset bilimcilere hakaret sayılır. Çünkü bir siyaset bilimci nerdeyse hayatının 40 yılını bilimsel çalışmalara adamaktadırlar. Siyaset bilimcilerin çıkardıkları kitapları ve en az bir yabancı konuştuklarını biliyorum. Ama TV ekranlarındaki sözde siyaset bilimcilerinin bir kitap çıkarmayı bırakın yayınlanmış bir makalelerini bulamazsınız. Ayrıca bu sözde siyaset bilimcilerin hiç biri yabancı dil bilmemektedir.
Geçmiş yıllarda TV haber programlarına katılan gazetecilerin büyük çoğunluğunu tanırdık. Gazetecilerin buluştuğu etkinlikler ve yemeklerde katılımcı gazetecilerin hepsi bir biri ile tanırdı. TV programlarında da her tartışma programında o günün konusunda uzman gazeteciler katılır görüş belirtirlerdi.
Şimdi ise çok sayıda ulusal haber kanallarında programlara katılan aynı kişiler her programda, her konuda görüş belirtiyorlar. Bunların aslında o konularda pek fazla görüşleri yok. Program öncesi tartışılacak konular başlıklar halinde bu sözde gazetecilere verilir bunlarda o konularda hazırlık yapıp geliyorlar. Yinede programlarda ani gelişen tartışma konuları ve az önce KKTC Cumhurbaşkanı seçimi örneği verdiğim gibi hazırlıksız yakalanınca bocalıyorlar ve sürekli cep telefonlarına bakıyor. Cep telefonlarına bakma sebepleri ise takıldıkları konularda telefon ucunda bekleyen yardımcılardan yardım ve bilgi almaları içindir.
Tüm zorluklara rağmen işini en iyi şekilde yapmaya çalışan gazeteciler, ve hayatının büyük kısmını okumaya ve öğrenmeye adayan siyaset bilimcilerin, uzmanlık alanlarına göre TV programlarında yer bulmalarını diliyoruz. Bazı haber kanalların halla gerçek gazetecilere akademisyenlere yer verip görüş alması bizim umutlarımızın devam etmesine sebep oluyor.