Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
19°
Ara

Açlık korkudan güçlüdür

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Açlık korkudan güçlüdür

Tarihte ekonomik krizler ülkelerin kaderini değiştirdiğini görüyoruz. Ekonomik krizler tarihin farklı dönemlerinde ülkelerin ve toplumların ekonomik ve politik yapıları üzerinde önemli etkiler bırakmıştır. Son yıllarda küresel ısınma başta orta doğuda bulunan ülkeler olmak üzere bazı bölgelerde su sorunu ve kuraklık ülkelerin ekonomisini ve refahını derinden sarsmaya başladı. Bundan dolayı geçmişten günümüze insanlarda açlık korkudan daha güçlü hale geldiğini biliyoruz.
Ekonomik krizler sonucunda işsizlik oranları yükselmekte, gelir dağılımı adaleti bozulmakta, satın alma gücü düşmekte ve genel olarak toplumun refahı azalmaktadır. Bu durum ekonomik kriz yaşayan ülkelerde iktidar partisinin yıpranmasına ve beraberinde çöküşünü hızlandırmıştır.
2001 ülkemizde ekonomik krizi (diğer adıyla 2001 Krizi ya da Kara Çarşamba), 21 Şubat 2001 tarihinde patlak veren, Türkiye'nin yıllardır karşılaştığı siyasi ve ekonomik sorunların bir sonucu olarak hem finansal piyasalar hem de Türk lirasının değeri üzerinde yıkıcı etkilerle sonuçlanmış bir ekonomik krizdir. Yaşanan bu kriz dönemin hükümetinin düşmesine ve erken seçim yapılmasına yol açmıştı. Daha sonra Fazilet Partisi'nin kapatılmasının ardından partide bulunan Yenilikçiler olarak bilinen grup tarafından 14 Ağustos 2001 tarihinde AK Parti kurulmuş, 3 Kasım 2002 tarihinde düzenlenen genel seçimlerde tek başına iktidara gelen siyasi parti olmuş ve 23 yıldır hala iktidarda olmaya devam etmektedir.
Küresel refah ve istikrar; bölgesel refah ve istikrar; tek tek ülkelerin huzur ve barışıyla yakından bağlantılıdır. Küresel krizle boğuşan dünyamızda herkes şunu görmelidir! Artık insanlar ve halklar dikkate alınmadan; insana insan olduğu için değer verilmeden; küresel refaha ulaşmak ve küresel barışı tesis etmek mümkün değildir. Son küresel ekonomik krizin dünyaya verdiği ders de, aslında budur.
Dünya ülkeleri olarak karşı karşıya kaldığımız çok önemli sorunlar, çetin sınavlar var. Yoksulluk, açlık, gıda güvenliği, kamu sağlığı, sosyal güvenlik ve işsizlik gibi sorunlar, küresel kriz süreciyle birlikte daha da ağırlaşıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde esen hafif bir rüzgâr, dünya genelinde bir fırtınaya dönüşebilmektedir.
Türkiye, Ortadoğu ve Kafkaslar gibi çalkantılı bir coğrafyanın ve aynı zamanda dünyanın en önemli ticaret ve enerji hatlarının kesiştiği bir kavşak noktasında yer almaktadır. Bu anlamda, zor ama bir o kadar da fırsatlarla dolu bir coğrafyada bulunuyoruz. 2003 yılından itibaren hızlı büyüyen, alt yapısını güçlendiren Türkiye, son yıllarda ciddi ekonomik sıkıntılarla karşı karşıya kaldı. Dolar ve euro yükseldikçe TL’nin alım gücü düştü, altın fiyatlar sürekli yükseliyor. Dışarıda yemek yiyebilmek bile insanlar için lüks hale geldi. Özellikle gıda, kira ve enerji fiyatları konusunda yaşanan artışlar, halkın günlük hayatını oldukça zorlaştırıyor.
Ekonomik krizler, küresel ve yerel düzeyde finansal sistemlerin istikrarını tehdit eden olaylardır. Tarihin akışını değiştirebilecek derecede büyük etkiler yaratabilen bu krizler, genellikle ekonomik balonlar, kötü yönetim dış etkiler gibi farklı nedenlerle tetiklenir.
Açlık korkudan önce gelir ve korkudan güçlüdür. İnsanlar için ekonomi her zaman siyasi görüşü önüne geçmiştir. Evine ekmek götüremeyen bir baba için açlık yaşadığı korkulardan önce gelir. Bu söz, insanın temel hayatta kalma içgüdüsünü çok güçlü bir şekilde vurguluyor. Açlık, yani yaşamı sürdürme ihtiyacı, çoğu zaman korkuyu bastırabilir. Tarih boyunca insanlar açlık ya da hayatta kalma zorunluluğu karşısında, normalde korktukları şeylere cesaretle yakalayabilmiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *