Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
20°
Ara

Hırs ile azim arasında ince çizgi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Hırs ile azim arasında ince çizgi

Hayatımızda farkında olsak da olmasak da sık sık karşılaştığımız bir yol ayrımı vardır: hırs mı, azim mi? İlk bakışta benzer görünürler ama aslında birbirinden çok farklıdırlar.
Azim, insanın kendi ayakları üzerinde durabilme iradesidir. Bir hedefe ulaşmak için sabırla, emekle, alın teriyle çalışmaktır. Azimli insan, başarmak için kimsenin sırtına basmaz, kimseyi kullanmaz, kimsenin hakkına girmez. Çünkü bilir ki alın teriyle kazanılan her şey, hem insani hem de ahlaki bakımdan meşrudur. Azim, içsel bir güçtür; vicdana dayanır, sabırla beslenir ve insanı olgunlaştırır.
Hırs ise farklıdır. Hırs insanın gözünü kör eder, gönlünü daraltır. Hırslı kişi, ulaşmak istediği noktaya varmak için her yolu mubah görür. Çoğu zaman adaleti hiçe sayar, insanların emeğini yok sayar. Hırs, insana kazandırıyor gibi görünür ama sonunda yalnızlaştırır, tüketir ve çoğu kez pişman eder.
Bugün çevremizde gördüğümüz yozlaşmaların, çıkar çatışmalarının, güven kayıplarının temelinde hırsın izlerini görmek mümkündür. İş dünyasında örneğin; bazı yöneticiler azimle çalışıp kurumlarını başarıya taşırken, bazıları hırslarına yenik düşüp kısa vadeli kazanç uğruna hem şirketlerini hem de çalışanlarını zora sokabiliyor. Bir sporcu düşünün: Azimli olan yıllarca antrenman yapar, ter döker ve başarıyı emeğiyle kazanır. Hırslı olan ise kısa yoldan şöhrete ulaşmak için yasaklı maddelere başvurur ve sonunda hem kariyerini hem itibarını kaybeder.
Siyasette de tablo farklı değildir. Azimli siyasetçi, halkın güvenini kazanmak için sabırla çalışır, sorunlara çözüm üretir. Hırslı olan ise koltuğunu korumak için her türlü yola başvurur; kutuplaştırır, karalar, iftira atar. Ama sonuçta tarih, azimle topluma hizmet edenleri yüceltir, hırslı olanları ise unutur.
Aynı durum sivil toplum kuruluşlarında da geçerlidir. STK’lar, Federasyonlar ve Dernekler azimle hizmet etmenin yeridir. Çünkü hizmet, ancak ve ancak azim ile olur. İnsanların emeğiyle, fedakârlığıyla, vicdanıyla yürütülen bu yapıların temeli hırsa değil, gayrete dayanır. Hırs, STK’ların içine düştüğünde başta yöneticilere sonra da topluma zarar verir; güveni zedeler, birlik duygusunu yok eder. Oysa başarı ancak azim, gayret ve ahlakla mümkün olur. STK’larda azimle çalışanlar, hem topluma hizmet eder hem de gönüllerde kalıcı iz bırakır.
Toplumsal hafızamızda da bu ayrımı görmek mümkündür. Azimle çalışan, alın teriyle kazanan insanlar toplumda iz bırakır; hırslı olanlar ise geçici bir güçle parlayıp hızla söner. İşte bu yüzden, asıl soruyu kendimize sormalıyız: Azimli miyiz, yoksa hırslı mı?
Belki de bugün yaşadığımız birçok sorun, bu soruya verdiğimiz cevapla bağlantılıdır. Çünkü azim bizi insan kılar, hırs ise çoğu kez insanlığımızı alıp götürür.
Unutmayalım: Azim insanı onurlandırır, hırs ise tüketir. Başarıya giden yolda hangi kavramı kendimize kılavuz edindiğimiz, sadece geleceğimizi değil, insanlığımızı da belirler.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *