Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
23°
Ara
yazar
Stratejik İletişim Danışmanı
Tüm Yazıları

Sahneye değil, kadınların özgürlüğüne soruşturma

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Sahneye değil, kadınların  özgürlüğüne soruşturma

Türkiye’de kadınların ve gençlerin hayatına yön verme girişimleri artık aleni bir baskı politikası halini aldı. Son örnek, Manifest Grubu konseri. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, genç kadın sanatçıların dansları ve sahne kıyafetlerini gerekçe göstererek soruşturma başlattı. Suçlama? “Hayasızca hareketler” ve “teşhircilik.”
Burada hukuktan değil, doğrudan siyasetten söz ediyoruz. Çünkü ortada ne suç unsuru var ne de toplumun zararına bir durum. Olan şey, kadınların kendi bedenleri üzerinde özgürce söz sahibi olmasına, gençlerin sahneye kendi dilleriyle çıkmasına açılmış açık bir savaş.

Ahlak bekçiliği 

Bugün “ahlak” adına soruşturma açanların amacı toplumu daha temiz, daha huzurlu kılmak değil. Amaç, kadınların yaşam alanını daraltmak. Her kıyafete, her dansa, her şarkıya bir yasak listesi çıkarma gayreti…
Avukat Hülya Gülbahar’ın dediği gibi, ceza kanununda “hayasızca hareket” ancak aleni cinsel ilişkiyle açıklanabilir. Oysa burada tamamen keyfi bir yorumla genç kadınların sahnedeki varlığı kriminalize ediliyor. Yani hukuk, dini referanslarla biçimlendirilmiş bir “ahlak polisliği” ne alet ediliyor.
Bu da laikliğin ayaklar altına alınmasıdır. Diyanet hutbelerinde kadınların yaşam biçimleri hedef alınırken, sahnede dans eden genç kadınlar da soruşturmaya uğruyor. Otoriterleşmenin geldiği yer tam da burası: Kadının özgürlüğü rejim için bir tehdit.

Sanat susturulamaz

Ceylan Ertem’in tepkisi çok netti:
“Bu, kadının özgürlüğüne yönelik açık bir saldırıdır. Namus cinayetlerinin bu kadar yoğun yaşandığı bir ülkede, soruşturulması gereken genç kadın sanatçılar değil.”
Evet, sanatçıların sesi aslında toplumun vicdanıdır. Kadının dansına, şarkısına tahammül edemeyenler, bu vicdanı susturmak istiyor. Ama susturulamaz. Çünkü sanat, özgürlüğün en güçlü haykırışıdır.
Mesele yalnızca bir konser değil; tüm bir kuşağın nasıl yaşayacağına, nasıl giyineceğine, nasıl eğleneceğine dair bir baskı mekanizmasıdır.
Manifest Grubu’na yönelen saldırı, aslında tüm kadınlara yönelmiştir. Ve bu saldırıya karşı direniş, yalnızca kadınların değil, özgürlükten yana olan herkesin görevidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *