Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
22°
Ara

Kafkasya’da yeni gerçeklik: Ölümcül Rusya-Azerbaycan krizi (2)

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Kafkasya’da yeni gerçeklik: Ölümcül Rusya-Azerbaycan krizi (2)

Ruslar ölümcül tepkiler verirken; Azeriler ise daha ölçülü tepkiler vermektedir. Ancak her iki kardeş Azerbaycan devleti ile ilişkileri güçlü ve lojistik sektöründe aktif isimlerdi. Düşen uçaktaki yolcular ise Ukrayna’daki savaş aktif olarak destek veren teknik elemanlardı.
Çünkü Rusya, Belarus'la benzer bir ilişki istiyor. Ancak Azeriler batı ile özellikle ABD, İsrail ve Türkiye ile Rusların menfaatlerine kast eden adımlar atıyor. Bu bağlamda Karabağ’ın Ermeni işgalinden kurtarılması, Azerbayan enerjisine yatırım yapmak ve Zengezor koridoru için Ermenistan ile ABD öncülüğünde anlaşma imzalamak Rusların öfkelenmesi için yeterli argümanlardı.
Rusya, Paşinyan’ın başbakanlığı döneminde Karabağ’dan barış gücü çekilmesiyle bölgede askeri ve siyasi nüfuz kaybetti. Azerbaycan, tam egemenlik tesis etti ve Türkiye, İsrail ve ABD ile askeri entegrasyonunu derinleştirdi. Rusya, Güney Kafkasya'dan dışlanma olarak algıladı. Rusların öfkesi işte buradan geliyor.
Azerbaycan’ın Nahçıvan’a kara bağlantısı kurmak istemesi Ermenistan, İran ve Rusya’yı tedirgin etti. Rusya, Ermenistan’da Paşinyan’a karşı açık tavır almamakla birlikte, Azerbaycan’a karşı İran’ı teşvik etti. İran-Rusya askeri işbirliği, Azerbaycan’a karşı dolaylı bir “çevreleme stratejisi” izlenmesine neden oldu. Bu krizin bir ayağını da Ermenistan’daki değişen koşullar teşkil etmektedir. Hatta Rus destekli 3 yılda, Paşinyan’a karşı 3 başarısız darbe girişimi gerçekleşmesi bundan kaynaklanmaktadır. Geçen yazımızda bu konuya değinmiştik.
Batı ve NATO ile Artan Azerbaycan Temasları Rusları çok rahatsız etti. Azerbaycan, 2025 yılı başında; NATO ile ortak güvenlik çalıştayları başlattı, AB ile 20 yıllık doğalgaz arz güvenliği anlaşmaları imzaladı ve üstelik Türkiye-İsrail-ABD üçgeniyle diplomatik blok kurdu. Rusya bu hamleleri Kafkasya’daki “Atlantik genişleme tehdidi” olarak okudu.
Hazar'dan Avrupa’ya Gaz Akışı ve Azerbaycan’ın TANAP ve TAP üzerinden Avrupa’ya doğalgaz ihracatı, Rusya'nın enerji üstünlüğünü tehdit ediyor. Hatta 2025 itibarıyla AB-Azerbaycan enerji anlaşmalarının derinleşmesi ve Orta Koridor projesinin hız kazanması, Rusya’nın "Avrasya entegrasyon hayalini" sekteye uğrattı. Üstelik Rusya, Kazakistan ve Türkmenistan gibi ülkelere Azerbaycan güzergâhı yerine kendi rotalarına çekmek için ekonomik ve siyasi baskı uyguluyor.
Buna ek olarak 2024-2025 boyunca Rusya yanlısı medya organlarında Azerbaycan karşıtı yayınlar arttı. Özellikle  "Azerbaycan İsrail'in ileri karakolu oldu" ve "Türk emperyalizmi Güney Kafkasya'yı tehdit ediyor" şeklindeydi. Bu yüzden Azerbaycan ise RT, Sputnik gibi Rus kanallarının içeriklerine sansür getirdi. Keza Karşılıklı olarak diplomatların sınır dışı edilmesi, siber saldırı suçlamaları ve istihbarat savaşları yaşandı. Hatta 3 Rus gazetecinin gözaltına alınması bundan kaynaklanmaktadır. Azerbaycan, Rusya’nın "etnik provokasyonlar ve ajitasyon" yarattığını söylerken; Rusya ise Azerbaycan’ı KGAÖ’ye meydan okumak ve "neo-Ottomanist ajanda" izlemekle suçladı. Krizin tescil edilmesi ise Haziran 2025’te Rusya, Azerbaycan’a yönelik silah satışlarını askıya aldı, bu fiili yaptırım ilişkilerdeki kırılmayı tescilledi.
Gözaltına alınan şahıslar, akredite gazeteci kimliği taşımakla birlikte, istihbarat servislerine Azerbaycan-Ermenistan sınır hattında askeri pozisyonların görüntüsünü çekmeye çalıştı ve Sosyal medya üzerinden etnik ve dini gerilimleri kaşıyan içerikler yaydı. Hatta Sputnik Bakü ofisi ve bazı sözde “bağımsız Rus gazeteciler”, aslında GRU (Rus Askeri İstihbaratı) veya SVR (Dış İstihbarat Servisi) bağlantılı idi. Bu Rus istihbaratçılar medya yoluyla Azerbaycan’ı "Türk yayılmacılığına alet olmakla" suçlayan içerikler yayımladı ve Azerbaycan’daki Şii azınlık üzerinde etki yaratmaya dönük dini temalı haberler servis etti.

KRİZİ TETİKLEYEN ‘ÖLÜMCÜL’ ADIM;  İKİ AZERİ STRATEJİSTİNE SUİKAST

Azerbaycan'ın Guba bölgesine yakın sınır kasabasında 2025 yılı Haziran ayı içerisinde,  iki Azerbaycan vatandaşı, kimliği belirsiz silahlı kişilerce düzenlenen suikast sonucu öldürüldü. Suikastin Rusların paralı asker şirketi Wagner kalıntısı gruplar ile sivil giyimli “aktif etki ajanları” tarafından gerçekleştirildi.
Azeri medyasında öldürülen şahısların profili incelediğimizde Rafiq M. (43) Eski bir Askeri İstihbarat Subayı olduğunu anlaşıldığı gibi 2020 Karabağ Savaşı’nda aktif görev yaptı; cephe arkasında elektronik izleme ve siber operasyonlar yürüttü. 2022 sonrası emekli oldu ama Azerbaycan Savunma Bakanlığı’na bağlı Stratejik Analiz Merkezi’nde danışmanlık yapıyordu. Öldürülmesine neden olacak güncel etkisi Zengezur Koridoru’na dair çok gizli askeri güzergâh haritalarının hazırlanmasında görev aldı. Son dönemde de “Rusya'nın bölgedeki etki hücreleri” hakkında rapor hazırladı.
Suikate uğrayan ikinci isim Leyla A. (37) Bağımsız Jeopolitik Araştırmacı ve Diplomat Danışmanıydı. Azeri Dışişleri Bakanlığı’yla bağlantılı olarak Batı ülkelerine yönelik diplomatik brifing dosyaları hazırlıyordu. Aynı zamanda AB-Azerbaycan enerji diplomasisi dosyalarına  hakimdi. Üstelik 2024 sonunda Rusya'nın TANAP sabotaj girişimleriyle ilgili yazılı analizleri, AB Güvenlik Konseyi’nde gündeme gelmişti. Ayrıca İsrail, Türkiye ve ABD diplomatik misyonlarıyla yakın temasta bulunmaktaydı.
Saldırının amaçları ve perde arkasını irdelediğimizde Rusya'nın Azerbaycan'a Gözdağı Stratejisi uyguladığını görüyoruz. İki aktif görevlinin seçilmesi, Rusya’nın doğrudan devlet kurumlarında aktif olmayan ama stratejik bilgilere hâkim şahısları hedef aldığı yeni bir hibrit stratejinin göstergesidir. Saldırıların temel amacı “Yönünüzü Batı’ya çevirirseniz, sizi içeriden vururuz.” Mesajı taşıyordu diyeceğim ama saldırı bağıra çağıra baya baya direk Azerbayan’ın rus karşıtı stratejisini hedefe almaktadır. Dolayısıyla Ruslar “katkı sağlayan herkes ölür” mesajını vermektedir. Üstelik saldırının mesajı ile saldıran uğrayan 2 kişinin görevine baktığımızda tam olarak günümüzdeki krizin kodlarını taşımaktadır.
Yine Azeri medyasına göre olay yerinde bulunan mermi çekirdekleri ve izler, Rusya’nın 2023 sonrası Wagner unsurlarının yerini alan “Kuzey Kurtları” adlı gayriresmî istihbarat grubunu işaret etmektedir. Bu grup, Rusların operasyonel örtü birimi olarak Güney Kafkasya’da faaliyet göstermekte ve özellikle Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan sınır hatlarında sabotaj, suikast ve algı yönetimi görevleri üstlenmiştir. Operasyonun Zamanlaması Suikastin, Azerbaycan’ın AB ile 20 yıllık doğalgaz tedarik anlaşması imzalamasından 3 hafta sonra gerçekleştirdiğini gösterdiğinden Aynı dönemde Bakü, NATO ile “gizli güvenlik diyalog platformu” başlatmıştı. Dolayısıyla bu suiskastin zamanlaması, saldırının enerji ve güvenlik eksenli bir “misilleme/uyarı” niteliği taşıdığını teyit etmektedir.
Sonuç olarak 2025 Azerbaycan-Rusya krizi, Kafkasya’da güç dengesinin değiştiği bir dönemeçtir. Bu kriz, yalnızca Bakü-Moskova hattında değil, Türk-Rus, Ermeni-Rus, Azeri-İsrail, Azeri-ABD ve Batı-Rusya ilişkilerinin uzantısı olarak da okunmalıdır. Azerbaycan artık Rusya’nın etki alanından çıkmakta, kendi jeopolitik kimliğini Türk dünyası ve Batı ile harmanlayarak yeniden tanımlamaktadır. Bu durum, Rusya’nın bölgedeki "arka bahçe" doktrinini tehdit eder nitelikte olup, ilerleyen aylarda/yıllarda hibrit ve vekil aktörler üzerinden devam edecek daha karmaşık krizlerin zeminini hazırlamaktadır. 
Sonuç olarak bu "ölümcül kriz," yalnızca iki ülke ilişkisi değil; Güney Kafkasya’nın jeopolitik dengelerini kalıcı biçimde değiştiren bir dönemin başlangıcıdır. İki ülke arasında artık eski ittifak dili değil, çıkarlar bazlı yeni bir diplomasi şekilleniyor. Rusya’nın bölgedeki rolü azalıp, Azerbaycan daha bağımsız ve etkili bir aktör olarak öne çıkıyor. Azerbaycan-Rusya krizi bağlamında ABD'nin etkisi, sadece dolaylı bir arka plan gücü değil; aynı zamanda jeopolitik ve istihbari düzeyde bölgeyi yeniden şekillendirme girişimi olarak da okunabilir. Bu gelişmelerin perde arkasında Washington’un çıkarları, stratejik planlamaları ve istihbarat manevraları önemli bir yer tutuyor. Bu bağlamda Azerbaycan'ın Türkiye ve Pakistan ile ittifakları, İsrail, ABD ve Çin ile stratejik ortaklıklar üzerine kurulu çeşitlendirilmiş ticari ve  dış politikası, Moskova'ya olan bağımlılığını azalttı ve bu durum Rusya’nın yavaş yavaş Azerbaycan’ın yakın müttefikini kaybetmesine yol açmaktadır. Dolayısıyla Rusların her geçen gün büyüyen öfkesi yörüngesinde ve coğrafyasındaki Azerbaycan’ı kaybetmesinden kaynaklanmaktadır. NOT olarak bu yazı içinde Azerbaycan medyasında yer alan haber ve tartışmalardan da yararlanılmış ve ayrıca kullanılan cümlelerin daha anlaşılabilir ve okunabilirliği artırmak için yapay zekadan istifaden edilmiştir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *