Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
24°
Ara

Grok: Sahibin sesi yapay zekâ

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Grok: Sahibin  sesi yapay zekâ

Elon Musk’ın satın aldığı X platformu (eski adıyla Twitter) sık sık nefret söylemi ve manipülasyon tartışmalarına konu oluyor. Musk, Amerika Başkanlık seçimleri sırasında bu platformu kullanarak dezenformasyonu teşvik etmekle suçlanmıştı. Şimdi ise X, yapay zekâ asistanı Grok’la yeniden gündemde. Grok, Musk’a ait yapay zekâ şirketi xAI’in tasarladığı ve X platformuna entegre ettiği üretken yapay zekâ sohbet robotu. Grok’un dili ve üslubu ile verdiği yanıtlar saldırgan bir yöne doğru değişti. Bu değişimin temelinde Elon Musk’ın politik doğruculuk yaklaşımının karşısında olması yer alıyor. Grok’da bu karşıtlığı destekleyecek şekilde Chatgpt’ye rakip olarak tasarlanmış. 2023 yılından bu yana X kullanıcılarına asistanlık yapıyor. Tabi işlevi sadece asistanlık değil. Grok, kullanıcıların sorularını yanıtlarken iletişim tarzını, ürettiği içeriği, dil ve ifade biçimlerini anlamlı bir veri olarak kaydediyor. Bu veriden beslenerek aynı zamanda kullanıcı içeriğini şekillendiriyor. 

Temmuz ayının ilk günlerine kadar Grok’un kullanıcılara yanıtları daha kontrollüydü. Çok kısa bir süre önce pedofil Jeffrey Epstein ile ilgili bir soruya Elon Musk’ın ağzından verdiği yanıtla dikkat çekmiş ve bu yanıt kısa süre içinde silinmişti. Benzer şekilde Hollywood ile ilgili bir sorunun cevabında da antisemitizm içeren ifadeler kullanması tepki çekmişti. Temmuz ayının ilk günlerinde botu destekleyen dil modelinden bağımsız olarak yukarı akış kod yolunda dikkat çeken bir kod değişikliği yapıldı. Sadece on altı saat aktif kalan bu güncellemeyle Grok, X’te haberlere değindi, politik doğruculuğu gözetmedi ve yanlış iddiaları paylaşmaktan kaçınmadı. Özellikle politik doğruculuğu gözetmeme prompt’u sonucunda Grok, İngilizce paylaşımlarda Holokost’u ve Hitleri öven içerikler üretti. Türkçe olarak da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret etti. Bazı sosyal medya fenomenlerine küfürlü ifadelerle yanıtlar verdi. Grok’un dilindeki değişim, platformu hiç kullanmayanların bile dikkatini çekti ve kısa sürede küresel bir tartışma başlattı. Ülkemizde ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatılarak Grok’a erişim engellendi. Böylece dünyada yapay zekâ erişim engeli kararı alan ilk ülke olduk. xAI, içerikleri silerek sohbet robotunu bir süre kullanıma kapattı. Ancak düzeltme yapıldığı açıklamasına rağmen Grok küfürlü yanıtlar vermeye devam ediyor. 

Grok” bu doğru mu? 

Grok’un sistem kodlarında yapılan değişiklik aslında sadece bir hata değil etik bir kriz nedeni. Yapay zekânın dikkatli ve etik ilkeler gözetilerek kodlanmasının ne kadar önemli olduğunun göstergesi. X sosyal ağı kullanıcıları arasında neredeyse her paylaşımı Grok’a doğrulatma alışkanlığı bulunuyor. Hatta profil ziyaretçilerini listeleme, profil hesap bilgisi paylaşma gibi mahremiyet kapsamında tartışmalı denilebilecek yanıtlar vermesi de istenebiliyor. Bilginin güç olduğu bir ortamda teyit mekanizması işlevi gören bir sohbet asistanı, gerçek zamanlı X verilerini kullanıyor. Kodları yoluyla istenilen cevabı verecek şekilde yönlendirilebiliyor. Neticede kodları yazanlar önyargılı bir varlık olan insan. Bu kodlar, manipüle edilmiş, yönlendirilmiş kullanıcılar anlamına da geliyor. Algoritma, yapay zekâ teknolojisinin dezenformasyon sorunu konusunda ciddi bir tehdit olmasının asıl nedeni. Algoritmalar önyargıları güçlendirebiliyor, filtre balonları üretebiliyor, seçimleri etkileyebiliyor. 

Algoritma: Gerçeği değil algıyı yönetme aracı 

Dijital çağın kural koyanları, düzen inşa edenleri arasında yer alan sosyal ağlar, binlerce kişiye ulaşma imkânı sunuyor. Üretken yapay zekâ temelli sohbet robotları, soru cevaplama, bilgi verme gibi diyalog yolları ile erişimi bilgi paylaşımı temelli bir iletişime dönüştürdü. Makinaların algılamasını, kavramasını ve öğrenmesini olanaklı kılan yapay zekâ teknolojisi, hedef kitleye göre kişiselleştirilmiş mesajlar tasarlayabiliyor. Bu mesaj tasarımında arka planda kodlar ve bir algoritma var ve algoritma maalesef yanlı ve yönlendirilmiş durumda. Elon Musk’ın politik doğruculuğa karşı olması ve Grok’un bu karşıtlıkla tasarlanması bunun örneği. X, tüm dünyada siyasetin nabzını tutan, en politik sosyal ağ konumunda. Elon Musk’ın X platformunda ilk algoritma değişikliği, toplumsal ve siyasal süreçlere ne kadar güçlü etkisi olabileceğini göstermişti. X’in sohbet robotunun ayarlarındaki değişiklikte bu etkiyi bir kez daha kanıtlanmış oldu. 

Algoritma hangi tweetin görünür olacağını, hangi konuların gündem olacağını, hatta kamusal algının nasıl çerçevelenebileceğini belirleme gücüne sahip. Bu güç ile eğlenceli gibi görünen argo ve saldırgan yanıtlar, işlenen veriler, mahremiyeti ihlal edilen ya da erişime kapatılan profiller yeni ve daha tehlikeli, gözetimin daha sert ve güçlü olduğu bir medya kültürü de inşa ediyor. 

Gerçek ile sahte arasındaki bulanık sınır 

Grok, veri olarak topladığı kullanıcı içeriklerinden ürettiği yanıtlar ile gerçek ve sahte arasındaki sınırın olduğundan daha da bulanık hale gelmesine katkı sunuyor. Bu yönüyle iyimser yaklaşımla özgürlük ortamı, kamusal alan olarak sunulan sosyal ağlar ve kullanıcılarının hizmete sunduğu sohbet asistanları çeşitli riskleri de beraberinde getiriyor. Bunlar, demokrasiye zarar verme, propaganda aracı olma, tekno-oligarkların siyasi çıkarlarına hizmet etme gibi etkisi oldukça büyük riskler. Sosyal ağ ortamı ve dijital araçlara kültürü biçimlendirme, medyanın denetiminde bir kültür gelişmesine hatta kültürün medyatikleşmesi perspektifinden eleştirel bakmak oldukça kritik. Ekonominin itici gücünün bilgi, bilginin niteliğinin doğru ya da yanlış olması olduğu günümüz ortamında sosyal ağlar yanlış bilgi üretimini ve yayılımını oldukça hızlandırdı. 

Elimizdeki tek güçlü silah: Şüphe

Erişimin engellenmesi, kullanımın yasaklanması gerçek anlamda çözüm değil. Teknoloji geliştirenler ve tekno-oligarklar etik ve toplumsal sorumluluk üstlenmek konusunda isteksiz. Bu süreçte sohbet robotları da işlevsel bir rol üstlenmiş durumda. Bu işlevsel rol hem dezenformasyonu körükleme, kullanıcı içeriğini biçimlendirerek gündem oluşturma hem de kültürel, etik tehditleri beraberinde getiriyor. Dezenformasyon sorunu bağlamında bilgiyi doğrulama sorumluluğu yine bilgi bombardımanına uğrayanlara yüklenmiş oldu. Bu tehditlere karşı elimizdeki tek güç ise şüphe etmek. Dijital içeriği sorgulamalı, güvenmemeli, birden fazla kaynaktan teyit etmeli ve algoritmanın ne düşüneceğimiz, neyi göreceğimiz, neyi algılayacağımız konusunda önerilerine eleştirel yaklaşmalıyız. Bilinçli ve aktif sosyal medya kullanıcısı olmak zorundayız. Galiba kendimize de sürekli şunu sormamız gerekiyor: Bu düşünce gerçekten bana mı ait yoksa algoritmaya mı? 


 


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *