Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
20°
Ara

Tahran'dan kaçış

YAYINLAMA:
Tahran'dan kaçış

13 Haziran'da İsrail'in İran'a saldırması ile başlayan savaş devam ediyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail'e destek vermek için İran'a yeni bir anlaşma için 2 hafta süre vermesi bazı kesimleri umutlandırmasına rağmen, pazar sabahı saat 05.00'de ABD uçakları İran'ın nükleer tesislerini bombalaması bölgede gerilimi artırdı. İsrail ile İran arasındaki savaşın şiddetinin daha da arttığı konusunda genel bir görüş bulunuyor.

İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, yaptığı bir çok açıklamalarda sürekli Tahran sakinlerine şehri derhâl terk etmeleri çağrısında bulunuyor. İsrail'in artan hava saldırıları ve ABD Başkanı Trump'ın "Tahran'ı terk edin" çağrısı İranlı sivilleri çaresiz durumda bırakıyor. Ayrıca İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu "Tahran'ı boşaltın" açıklaması yaparak Tahran'a yönelik saldırılarını artıracaklarının sinyalini vermiş oldu.Çok sayıda ülke savaşın ilk günlerinde vatandaşlarını bölgeden tahliye etti.

Tahran'ı terk eden insanlar ise, bir gün geri dönemeyeceklerinden endişe ettikleri evlerinin görüntülerini sosyal medyada paylaşmaya başladılar. Sosyal medyanın Farsça konuşulan sayfalarında dramatik bir akımın başlığı bu: "Evin son fotoğrafı". Tahran'da uzun yıllar yaşayan insanların kapılarını kapatıp şehirlerini terk etmeden önce paylaştıkları görüntüler yoğun ilgi görüyor. Şehri terk etmeden hemen önce paylaşılan bu karelerde insanlar, ardında ne bıraktıklarını kayda geçiriyorlar. İsrail'in İran'a yönelik bombardımanı sürerken, başkent Tahran'daki birçok kişi, yollar tıkanmış, yakıt kuyrukları uzamış olsa da kaçmayı göze almıştı. Geri döndüklerinde evlerini yerinde bulup bulamayacaklarını bilmeden yola çıktılar. Bir Tahranlı vatandaş yaptığı paylaşımda "Sevdiklerimden kalan hatıraları ve temel ihtiyaçları topladım, çiçeklerimi suladım ve yola çıktım. Eğer bir daha dönüp dönmeyeceğini bilmeden evden ayrılıyorsan bu, dayanılmaz derecede zor" diyor.

İran Başkenti Tahran'dan gelen son bilgilere göre, şehir büyük çoğunluğu boşalmış durumda. Bazı Tahranlılar ise kalmaya karar verdi. Yaşlı anne babaları, küçük çocukları, sağlık sorunları ya da gidecek yerleri olmadığı için kalanlar olduğu görülüyor. Bir insanın doğup büyüdüğü ve hayatının büyük kısmının geçtiği yerden hemen git demek kolay olsada gitmek gerçekten zor bir karardır. Tahran'da kalanların önemli bir kısmı gidecek bir evleri, akrabaları ve yanlarında yeterince para olmadığı için her gün bombalanan bir şehirde kalmak zorunda kalıyorlar.

Lisede okurken aynı zamanda harçlığımı çıkarmak için bir otelde çalışıyordum. Bir gün kahvaltı yapan turistler ile 2. Dünya savaşı ve Almanya'yı konuşmaya başladı. Bana sürekli herhangi bir felakette gidebileceğin ikinci bir adresin olsun. Sürekli bana ve yanımdaki arkadaşıma ''Her zaman gidebileceğiniz ikinci bir adresiniz olsun'' dedi. Alman turistin sözlerinin ne kadar değerli olduğunu 1999 yılında İstanbul'da yaşanan depremde kavradım. Benim gibi milyonlarca insanda ülkemizde yaşanan son depremler ardından kendi çocuklarına ''Her zaman gidebileceğiniz ikinci bir adresiniz olsun'' demeye başladılar. Son yıllarda büyükşehirde yaşayan vatandaşların kendi memleketlerinde yaptıkları yoğun ev yapma ve yazlık alma talebi bundan kaynaklanıyor.

Tarihe baktığımızda siyasetçilerin çıkar ve menfaatleri yüzünden insanların yaşamını nasıl hiçe saydıklarını ve verdikleri bazı kararlarda nasıl binlerce kişinin hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın evlerini terk edip göç ettiğini çok net şekilde görebiliyoruz. Yapmamız gereken her şeye hazırlıklı olup ona göre tedbirlerimizi almaktır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *