
Trump etkisi

Trump efendinin etkilemediği ülke sayısı pek cüzi, Meksika ve Kanada ise özellik arz ediyor. Zira üç ülke arasında serbest ticaret anlaşması mevcut; aralarındaki günlük ticaret hacmi 5 milyar dolar düzeyinde. Trump'ın gümrük tarifeleri tehditlerinden bu iki komşu en az Çin kadar etkileniyorlar. Kanada'nın şanssızlığı veya talihi, önceki Başbakan Justin Trudeau'nun istifa etmesi ve erken seçimin Trump’ın ilk yüz gününe denk gelmesi.
* * * *
Trudeau önderliğindeki Liberal Parti, Muhafazakâr Partinin 20 puan gerisinde iken, yeni lideri Mark Carney'in karizması ve daha ziyade Trump faktörü sayesinde, erken seçimlerin kazananı oldu. Neredeyse 172 milletvekili çıkaracak ve parlamentoda mutlak çoğunluğu ele geçirecek idi, ramak kaldı. Liberal Parti’nin bu sürpriz ve tarihi başarısının gerisinde Trump'ın katkısı muazzam!
* * * *
Trump 40 milyon nüfuslu Kanada'yı 51. Amerikan eyaleti yapmak yanında, kuzey komşusunun ABD ekonomisine zarar verdiği iddiasıyla gümrük tarifeleri üzerinden cezalandırılması gerektiğini iddia ediyordu. Kanada seçmeni Trump karşısında birleşmek ve güçlü olmak gerektiğini iyi kavradı, bu anlayış ve bilinçle sandık başına gitti. Mark Carney'in partisi toplam 343 milletvekilinin 168'ini kazandı (çoğunluktan 4 eksik, yüzde 43).
* * * *
1993-1997 Kanada'da görev yaptım, Türkiye’ye uzaklığı ve kutup diyarı gibi uzun kışları dışında, mükemmel bir ülke. ABD gibi silahlı okul saldırılarının vuku bulmadığı, etnik kökeninden veya renginden ötürü insanların rahatsız edilmediği, çok kültürlü, İngilizcenin yanında Fransızcanın da geçerli olduğu bir G-7 ve G-20 ülkesi, aynı zamanda NATO üyesi.
* * * *
4 yıllık görevimden bugüne kalan unutulmaz hatıra ise Quebec eyaletinin (ikinci) bağımsızlık referandumu. 1995’te referandumu yüzde 0,6 oy farkıyla kaybeden ayrılıkçı Başbakan Jacques Parizeau’nun, netice belli olduktan sonra yaptığı konuşmada, bağımsızlığın etnik oylar nedeniyle yitirildiğini ağlamaklı bir sesle duyurduğunu hala hatırlıyorum.
* * * *
Velhasıl Kanada gibi sorunlarını çözmüş, sanayileşmiş, medeni bir ülkenin dahi, Frankofon vatandaşların kültürel şikayetleri ve siyasi ihtiraslarından ötürü ikiye bölünmenin eşiğinden dönmesi unutulmaz bir hadise. Öte yandan, Başkan De Gaulle’ün 1967 yılında Montréal’i ziyareti vesileyle sarf ettiği “Vive le Quebec libre” cümlesinin ayrılıkçı akım içinde tetikçi rolü oynadığı da unutulmamalı.
* * * *
O yıllarda, Türkiye'ye karşı iş birliği yapan Ermeni ve Yunan kökenli milletvekillerinin Türkiye'yi soykırımcı ilan eden karar tasarılarından ürker ve rahatsız olurduk. Vaktimizin bir kısmını sözde soykırım iddiaların çürütülmesine ayırmak zorunda kalırdık. Kanada maalesef Türk diplomatlarına karşı Ermeni terör saldırılarının vuku bulduğu ülkeler arasındadır.
* * * *
O yıllarda, Federal Parlamentoda Türk kökenli bir milletvekili bulunmamasının eksikliğini damarlarımıza kadar hisseder idik. Geçen hafta yapılan erken seçimlerin benim açımdan en sevindirici tarafı bunca yıl sonra nihayet Türkiye kökenli bir milletvekili çıkarılması olmuştur. Liberal Parti saflarından Meclis'e giren milletvekili Şima Aşan'a, zor görevinde candan başarı dileklerimi sunuyorum.
* * * *
Bundan sonra ne olur? 1994’ten itibaren, ABD, Meksika ve Kanada arasındaki ticaret anlaşması üzerinden ABD ve Kanada ekonomilerinin son 30 yıl içinde büyüyerek bütünleştiklerine şahit olduk. 28 Nisan Kanada seçimleriyle bu trendin artık sona erdiğini görüyoruz. Mark Carney, büyük komşusuna teslim olmama vaadiyle seçimlerde zafer kazanmıştır.
* * * *
Kanada Federal Parlamento’su mayıs sonunda yeni dönemine başlayacak, on yıllar sonra ilk kez, bu vesileyle İngiltere kralı açılış töreninde konuşma yapacaktır. Bu “royal” mesajın muhatabı Beyaz Saray'dır. Trump efendi, yoğun biçimde enerji ve gübre ithal ettiği, ekonomisinin bütünleştiği yakın müttefiki kuzey komşusunu Avrupa'ya doğru iterek kıtadan uzaklaştırmaya muvaffak olmuştur. Artık yeni bir dünya kurulacak ve Kanada orada kendine yeni bir yer bulacaktır.