Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
3°
Ara

Shakira: Bir pop ikonundan fazlası!

YAYINLAMA:
Shakira: Bir pop  ikonundan fazlası!

Dünyada bazı isimler vardır; müzik listelerinin çok ötesine geçer, bir kültürü temsil eder, hatta dönüştürür. Çocukluğumdan beri hem şarkılarını hem de kendisini çok sevdiğim Shakira, bu isimlerin de başında geliyor. Kolombiya’nın Barranquilla kentinde doğan Shakira, Lübnan kökenli bir babanın ve Latin bir annenin çocuğu. Arap müziği, Latin ritimleri ve Batı popunu harmanlayarak “tek bir tarza ait olmayan” bir müzik dili yarattı. Bu yönüyle küreselleşmenin müzikteki en başarılı örneklerinden biri oldu. Onun müziği, coğrafya tanımaz; Orta Doğu’da da Latin Amerika’da da aynı etkiyi yaratır.

Sahnedeki ışıltının  görünmeyen yüzü

Shakira sadece bir şarkıcı değil; aynı zamanda ciddi bir entelektüel birikime sahip. 5’ten fazla dili (İspanyolca, İngilizce, Portekizce, İtalyanca, Fransızca) konuşabiliyor. UCLA’de uluslararası ilişkiler dersleri aldı. Şarkı sözlerinin büyük bölümünü kendisi yazıyor. Bu yönüyle Shakira, popüler kültürde sıkça rastlanan “tek yönlü yıldız” algısını kırıyor.

Sosyal sorumlulukta sessiz bir aktivist

Shakira’nın en az bilinen ama en etkili yönlerinden biri, sosyal sorumluluk projeleri. Henüz 18 yaşındayken Kolombiya’da Barefoot Foundation (Pies Descalzos) adlı vakfı kurdu. Bu vakıf, yoksul bölgelerde binlerce çocuğun eğitim almasını sağladı. UNICEF iyi niyet elçisi olarak da uzun yıllardır aktif görev alıyor. Bunu yaparken sansasyon yaratmaktan çok, sahada olmayı tercih ediyor.

Dönüşüm

Shakira’nın son yıllardaki şarkıları, sadece müzikal değil; toplumsal bir mesaj da taşıyor. Özellikle özel hayatında yaşadığı kırılmalar sonrası ürettiği eserler, kadınların güçlenme ve yeniden ayağa kalkma hikayesine dönüştü. Bu yönüyle Shakira, acıyı pazarlayan değil; onu güce dönüştüren bir sanatçı olarak öne çıkıyor.

Fedakarlık, hayal kırıklığı ve güçlü bir yeniden doğuş

Shakira’nın özel hayatı, uzun yıllar boyunca istikrarlı ve “ideal” bir ilişki örneği olarak sunuldu. Ancak perde arkasında, kariyerinden ve bireysel hayatından ciddi fedakarlıklar yaptığı bir dönem vardı. Sevgilisinin yani hayat arkadaşının kariyeri için yaşadığı ülkeyi değiştirdi, üretim temposunu yavaşlattı ve kendi sahne hayatını ikinci plana attı. Dünya turneleriyle anılan bir sanatçının, daha sakin ve geri planda kalmayı seçmesi, onun ilişkiye verdiği önemin açık bir göstergesiydi.
Ne var ki bu fedakarlık, karşılığında hak ettiği saygı ve sadakati getirmedi. Yaşananlar, Shakira’nın hak etmediği bir muameleyle karşı karşıya kaldığını gözler önüne serdi. Üstelik bu süreç, tüm dünyanın gözü önünde yaşandı. Popülerliğin zirvesinde bir isim olmasına rağmen, yaşadığı hayal kırıklığını gizleme yoluna gitmedi; ama onu bir mağduriyet anlatısına da dönüştürmedi.
Asıl dikkat çekici olan, ilişkinin bitişinden sonra sergilediği duruştu. Shakira, kırgınlığını içine kapanarak değil, üreterek ve kendini yeniden tanımlayarak aştı. Şarkı sözleri, kişisel bir hesaplaşmadan çok, güçlü bir yüzleşmeye dönüştü. Kendini savunan, sınır çizen ve ayakta duran bir kadın portresi çizdi.
Bu süreçte Shakira, başına gelenleri romantize etmedi; aksine, yaşananların altını çizerek “fedakarlığın karşılıksız kalabileceğini” ama bunun bir son değil, yeni bir başlangıç olabileceğini gösterdi. Sessiz kalmak yerine sesini, yıkılmak yerine gücünü seçti.
Shakira’nın bu dönemde verdiği en net mesaj ise şuydu:
“Bir kadın, sevdiği için vazgeçebilir; ama kendinden vazgeçmek zorunda değildir. Ve kaybettiklerini, kim olduğunu hatırlayarak geri kazanabilir.”


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *