Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Az bulutlu
10°
Ara

Engeli değil engel olmayı konuşalım

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Engeli değil engel  olmayı konuşalım

Toplum olarak bazı günlerde bir “hatırlama” refleksimiz var. Takvime bakınca anlamlı geliyor; ama kalplere bakınca çoğu zaman eksik kalıyor. 3 Aralık Dünya Engelliler Günü de işte bu günlerden biri. Bir gün boyunca konuşuyor, paylaşıyor, fotoğraflar koyuyoruz… Peki ertesi gün? Sokakta, işte, okulda, toplu taşımada aynı duyarlılığı gösteriyor muyuz?

Bence asıl sorgulamamız gereken bu.

Engelli bireylerin hayatını zorlaştıran şey, çoğu zaman engelleri değil; bizim farkında bile olmadan kurduğumuz duvarlar. Bir kaldırıma yapılan yanlış bir rampa, bir otobüste gereksiz yere işgal edilen yer, bir devlet dairesinde eksik bırakılan düzenleme, bir iş yerinde “aman uğraşmayalım” denilerek kapatılan kapılar…

Engel dediğimiz şey, çoğu zaman insanların zihninde başlıyor. Çünkü ihtiyaç duyulan şey acıma duygusu değil; onurlu bir yaşam için eşit fırsat. Destek değil; hakkın teslimi. Ayrımcılık değil; erişilebilirlik.

Her gün haber peşinde koşarken, sahada gördüğüm bir gerçek var:

Engelliler değil, engellenenler var.

Bir anne, çocuğunu tekerlekli sandalye ile okula götürürken kaldırımdaki yükseltilerle boğuşuyorsa;

bir genç, sadece işitme engelli olduğu için iş başvurusunda eleniyorsa;

bir çalışan, ortamdaki engeller yüzünden üretken olamıyorsa…

Bunların hiçbirini “kader” ya da “şanssızlık” diye açıklayamayız. Bunlar tercih. Toplumsal bir tercihin sonucu.

Dolayısıyla bugün, uzun mesajlar yazıp “farkındayız” demek yerine, gerçekten fark yaratacak adımlar atma günüdür.

Bir şehir planlanırken engelli vatandaş düşünülüyorsa, toplu taşıma herkes için erişilebilir hale getiriliyorsa, iş yerlerinde eşit istihdam sağlanıyorsa, sokakta bir rampa sadece görüntü olsun diye değil, işleviyle var oluyorsa, işte o zaman 3 Aralık sadece bir gün olmaktan çıkar; bir yaşam kültürüne dönüşür.

Şunu unutmamak gerekiyor: Engelli bireylerin mücadelesi, onların değil hepimizin sınavıdır. Çünkü medeniyet, şehirlerin büyüklüğüyle değil; en kırılgan insanına gösterdiği özenle ölçülür.

Bugün, bir empati günü değil…

Bugün, bir yüzleşme günü.

Toplumu yeniden şekillendirme, insanı merkeze alma, kırmadan, ayırmadan, ötekileştirmeden bir arada yaşamanın yollarını hatırlama günü.

3 Aralık’ın anlamı budur.

Ve biz bu anlayışı 365 güne yaymadıkça, hiçbir özel günün gerçek bir karşılığı olmayacaktır.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *