
Şehrin merkezinde bir dev kampüs: Galata Üniversitesi

Üniversite tercih dönemi başladı. Bu yıl da özellikle vakıf üniversiteleri arasında müthiş bir rekabet yaşanıyor. Buna 25 Temmuz’da başlayan üniversite tercih fuarında şahit olduk. Bu fuarın en havalı ve profesyonel stantlarından biri Türkiye’nin en yeni üniversitelerinden biri olan İstanbul Galata Üniversitesinin standıydı. Bu üniversite 2020 yılında eğitim ve öğretime başladı ve bir bebek olmasına rağmen hızlı adımlar atan bir üniversite olmayı başardı. Tam yola çıkarken dünyayı altüst eden pandemi ile karşı karşıya kalmasına rağmen bunu başardı. Hayatımızdan yaklaşık iki sene alıp giden Covid-19 pandemisinde henüz yeni bir üniversite olmasına rağmen çevrim içi eğitime geçmeyi başardı ve bir yandan yapılanırken diğer yandan da o zor dönemle mücadele ederek ilk adından söz ettirdi.
Diş hekimliğinde teknolojiyi takip eden bir üniversite
Bu beş yıl içinde Galata Üniversitesi en hızlı büyüyen üniversitelerden biri olmayı başardı. Aslında bir butik üniversite ama bir butik üniversiteye göre çok daha kapsamlı ve iddialı eğitim programları kurmayı ve onları çok kısa sürede geliştirmeyi başardı. Bunlardan bir tanesi diş hekimliği fakültesi. Sağlık bölümü açmak kolay iş değildir. Çok zahmetli bir iştir. Hele yanına bir de hastane açmak hiç kolay değildir. Galata Üniversitesi hem diş hekimliği fakültesini açtı hem de bir hastane açtı. Üniversitenin Piyalepaşa yerleşkesinin tamamını diş hekimliğine ayıran üniversite kısa zamanda gereken tüm bürokrasileri halletti ve diş hekimliği fakültesi hastanesi SGK ile de anlaşma yaparak hasta kabulüne başladı. Şu an tam teşekküllü bir diş hekimliği hastanesi olarak hem yerli hem de yabancı hastalara hizmet veriyor. Diş hekimliği eğitimi almak isteyenlere hem Türkçe hem de İngilizce programlarla uygulama odaklı bir eğitim veriyor. Şunun altını çizmek isterim ki Galata Üniversitesinin Diş hekimliği fakültesi ve hastanesi Türkiye’de en hızlı büyüyen ve iddialı sağlık hizmeti veren eğitim kurumlarından biri olmayı başardı.
Şehrin merkezinde bir kampüs yarattı
Vakıf üniversitelerinin birbirleriyle kıyasıya rekabet ettiği bir dönemdeyiz her kurum göreceli olarak sahip olduğu rekabetçi avantajları dile getiriyor. Galata Üniversitesinin rekabetçi avantajları çok fazla ama bir tanesi onu eşsiz kılıyor: Üniversitenin konumu. Üniversite gençlerin ortalama dört yılını geçirdiği ikinci evi gibidir. İstanbul gibi yoğun trafiğin yaşandığı bir şehirde, insanların nerdeyse günlerinin yarısını trafikte geçirdiği bir dönemde gittikleri yerin lokasyonu çok daha büyük önem kazanıyor. Galata Üniversitesinin merkez lokasyonu Şişhane’de. Elimde resmi bir veri yok ama bence Taksim metrosuna bu kadar yakın başka bir üniversite yoktur. Gerek rektörlük binası gerek eğitim verilen binaları müthiş merkezi konumda. Öylesine rahat bir konumu var ki binalardan çıkınca kısa bir yürüme mesafesinde İstiklal Caddesine gidebilirsiniz yine kısa bir yürüme mesafesinde Metronun Şişhane durağına gidebilir ve metro sayesinde İstanbul’un herhangi bir noktasına vakit harcamadan gidebilirsiniz. Bu çok önemli bir avantaj. Sabahları saat 08:00’e doğru günlerin aydınlanmaya başladığı soğuk kış aylarında herkes erkenden yollara düşüyor ve bin bir çileyle üniversitelerine varabiliyor. Sabah karanlığında yola çıkan gençlerin yoğun bir trafikten sonra ders alacakları binaya gelmesi ile metro ile eğitim gördüğü üniversiteye gelmesi arasında çok ciddi bir konfor farkı var. Bu üniversite bu konforu öğrencilere sunuyor böylece öğrenci beki de otuz dakika daha fazla uyuyarak eğitimine daha zinde bir beyinle başlayabiliyor.
İstanbul Galata Üniversitesi bir kampüs üniversitesi değil çünkü içinde bulunduğu coğrafyayı kampüs olarak kullanıyor. Yüz yıldan fazla bir geçmişi olan frej olarak adlandırılan geçmişte Frej ailesinin yaşadığı tarihi binayı çok profesyonel bir yerleşkeye çevirmişler. Bu binanın yanında tarihi Galata Kulesi var. Sokaklar cıvıl cıvıl insan kaynıyor yerli yabancı her türlü kültürden insanın yer aldığı bir lokasyon. Frejin karşısında metronun az önce bahsettiğim Şişhane durağı var. İki yüz metre yürüdükten sonra Meşrutiyet caddesi tüm canlılığı ile karşınızda hemen yanında ise kozmopolitan özellikleri ile İstiklal caddesi. Üniversite bunu “İstanbul’un merkezinde sınırları olmayan bir kampüs” mottosuyla anlatıyor ki bence de çok doğru bir tanımlama. Şu an Galata Üniversitesinin İstanbul’un en merkezi lokasyona sahip üniversitesi olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle üniversite tercihinde bulunacaklara eğitim göreceğiniz üniversitenin lokasyonuna çok ama çok dikkat edin demek istiyorum.
Çok zengin bir eğitim skalası
İstanbul Galata Üniversitesi butik bir üniversite ve bu tür bir üniversitenin sahip olabileceği tüm avantajları sunuyor. Çok çeşitli bir eğitim skalası var. Sağlık Bilimleri Fakültesi ve Spor Bilimleri Fakülteleri ile iki farklı niş alana sesleniyor. Spor Bilimleri fakültesinde çok ciddi bir eğitim veriliyor ve bu eğitimin çıktıları öğrencilerin kazandığı madalya ve kupalarla alınıyor. Benim bu yıl dikkatimi çeken bir başarı üniversitenin futbol takımının Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen turnuvanın 2. Lig’inde namağlup şampiyon olması oldu. Bu kurum daha çok genç olmasına rağmen sporda başarılara imza atmaya başladı bile ayrıca öğrenci kulüplerinde de değişik aktiviteler düzenleyerek öğrencilerin sosyalleşmesine de katkıda bulunuyorlar ki bunlar çok önemli hareketler.
Üniversitenin MYO’su var, mühendislik fakültesi var. Sayısal anlamda en büyük fakültesi ise Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi. Halkla İlişkiler ve Reklamcılık, İletişim ve Tasarımı gibi medyanın en trend bölümlerinin yanı sıra Psikoloji, İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı, İşletme, Gastronomi ve Mutfak Sanatları gibi mezun olduktan sonra hemen iş bulunabilecek alanlarda da eğitim veriliyor. Özellikle Gastronomi ve Mutfak Sanatları bu üniversitenin iddialı bir diğer bölümü. Çok ciddi ve kaliteli bir yatırım yapılmış mutfak alt yapısı en iyi olan gastronomi bölümlerinden biri bu bölüm desem abartı olmaz. Önlüğünü giyen yemek pişiriyor öğrenciler mutfağın her şeyini bu uygulama merkezinde öğrenebiliyor. Yapılan yatırım öylesine kaliteli ki o oradan bir restoran çıkar. Üniversite bu yıl on yeni program açıyor. Bunlar içinde İngiliz Dili ve Edebiyatı programı geleneksel programlara örnek olurken “Arka Yüz Yazılım Geliştirme” , “Dijital Dönüşüm Elektroniği”, E- Ticaret ve Pazarlama” programları gibi teknoloji odaklı programlar da var. Ben özellikle bu yeni programları çok beğendim. Dünyanın her geçen gün küreselleştiği ve teknoloji ile bütünleştiği bir dönemdeyiz tercih yaparken bu bölümleri dikkatlice incelemek gerekiyor.
Bu üniversitede dikkat çeken bir diğer şey de üniversitenin sağladığı burslar. Çok çeşitli ve hem öğrenciye hem de ailesinin bütçesine fayda getirebilecek burslar var. Yüzde elli indirim bursu, özel öğrencilere verilen tercih bursları, ilk beş tercih bursu gibi burslar çok avantajlı. Mesela listeye baktığımda dünyanın en önemli sektörlerinden biri olan reklamcılık sektörünün eğitiminin halkla ilişkiler eğitimi ile beraber sunan Halkla İlişkiler ve Reklamcılık programını tercihlerinde birinci sıraya yazanlar bu eğitimi 168.750 TL’ye alabilecekler. Bu tabiri caiz deyimiyle tam bir fırsat. Bu iyi bölümü veya başka bir dört yıllık bölümü bu kadar uygun bir fiyata sunan başka hiçbir kurumun olduğunu sanmıyorum.
Üniversite tercih döneminde milyonlarca kişiyi ilgilendiren bir dönemdeyiz. Bu dönem aslında gençlerin kaderlerini kendi elleriyle çizeceği bir dönem. Böyle bir dönemde hata yapmak büyük bir lüks bu nedenle bir şeyi bin kez düşünüp öyle karar vermek lazım. Ben sakin ortamları seven biriyim. Fazla kalabalık olmayan sınıflar, stadyum gibi kalabalık ulaşımı zor kampüsler öğrenciye ne fayda getirir hiçbir fikrim yok aksine çok ciddi tereddütlerim var. Onların yerine butik işleyişe sahip, öğrenciye dokunan, şehrin merkezinde olan ve o merkezi doğal bir kampüse çeviren üniversitelerin daha verimli bir eğitim sunduğunu düşünenlerdenim. Bu kapsamda bu butik anlayışla işletilen bir kurumu örnek olarak dile getirmek istedim. Daha fazlasını merak edenlere ise “galata.edu.tr” sitesine girin derim.