Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
25°
Ara

Berlin’in rolü

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Berlin’in rolü

Şöyle başlayalım. ABD Başkanı Donald Trump, dünyayı şaşırtan bir geri adım mı attı?. Şubat ve Temmuz arasında ne büyük bir tezat var. Şubat ayında Zelenski, Oval Ofis şöminesinin önündeki altın koltuklardan birinde kollarını kavuşturmuş otururken öfkeli Trump onu bir okul çocuğu gibi azarlamış, "Kozunuz yok," diye çıkışmıştı. Geçen Pazartesi günü ise NATO Genel Sekreteri Mark Rutte rahat bir gülümsemeyle aynı koltuğa yaslandı.

Trump bu kez, Ukraynalılar hakkında ona "Savaş başladığında hiçbir şansları yoktu,  ama inanılmaz bir cesaretle savaştılar ve inanılmaz bir cesaretle savaşmaya devam ediyorlar" dedi. Şimdi ‘cesur’ dediği savaşçıların yardımına koşmak istiyor sanki. Putin'in savaşı bitirmekle ilgilenmediği düşünüyor "Dört kez anlaştığımızı sandık. Bu iyi görünüyor diye düşündük. Sonra aynı gece bombalar düşmeye başlayınca anlaşmayı yapamadık" dedi.

"Onun bir katil olduğunu söylemek istemiyorum ama sert bir adam" dedi.  Rusya'ya kan dökülmesini durdurması için 50 günlük bir ültimatom verdi: "50 gün içinde bir anlaşmaya varamazsak, yaklaşık yüzde 100 gümrük vergisi uygulayacağız’ diyor. Rusya'yı gümrük vergileriyle tehdit ediyor ve ayrıca Rusya'dan gaz, petrol ve uranyum gibi enerji kaynakları satın alan ülkelerden gelen ürünlere vergi koymak istiyor.

Tabii bununla da kalmıyor. Ukrayna'ya Patriot hava savunma füzeleri de dahil olmak üzere askeri teçhizat sözü veriyor. Trump’ı överek yere göğe sığdırmayan, hatta ‘baba’ dediği öne sürülen NATO Genel Sekreteri Perşembe günü Trump’ı arayıp "Ukrayna'ya Rusya'ya karşı kendini savunması için ihtiyaç duyduğu şeyi vermek istiyorsunuz. Bunun bedelini de Avrupalıların ödemesini istiyorsunuz ki bu tamamen mantıklı" demiş.

Görülüyor ki Rutte, ABD başkanıyla nasıl iş yapılacağını anlamış gibi görünüyor. Çünkü Trump için belirleyici olan, ABD'nin Ukrayna'ya daha fazla harcama yapmaması. Çünkü savaşın Washington'a 300 milyar dolara mal olduğundan tekrar tekrar bahsediyor. Gerçi  gerçek miktarın bunun yaklaşık yarısı olduğu iddia edilse bile. ‘Bedeli artık Almanya başta olmak üzere NATO ülkeleri ödesin’ diyen Rutte’yi çok seven Trump da Rutte için "herkes tarafından çok saygı duyulan bir arkadaş’ diyor.

ABD Başkanı'nın Ukrayna politikasında güvenilir bir geri dönüş mü olacak? Trump'ın kararsızlığıyla bilindiği göz önüne alındığında, bunu henüz tahmin etmek zor görünüyor.  Ama net olan Trump, Ukrayna’ya gönderilecek askeri teçhizatın bedelini Avrupalılara ödecek yani onlardan tahsil edecek. Almanya ve ABD, haftalardır Ukrayna'nın Rusya'ya karşı savunmasında ek Patriot hava savunma sistemleriyle nasıl destek verileceğini görüşüyor.

Alman Savunma Bakanı da geçen Pazartesi Washington’a gitti. Almanya’nın görüşmelerde iki model önerdiği söyleniyor. Ya Almanya, Amerikan stoklarından hemen temin edilebilecek iki sistemi doğrudan Ukrayna'ya teslim edecek ya da Alman Ordusu kendi  Patriot'larından ikisini geçici olarak Ukrayna'ya transfer edecek ve daha sonra ABD'den yedeklerini alacak. Alman bakanın Washington ziyaretinin ardından, bu konuda daha fazla netlik sağlandı mı?

Alman Bakana göre, bu soru hala cevapsız ama askeri analistlere göre biraz daha netlik sağlandı, ancak doğal olarak detaylar gizli tutuluyor. ABD anlaşmasının maliyetinin yaklaşık iki milyar avro olduğu tahmin ediliyor. Trump’un bu tutumu ABD’de hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar tarafından övgü ile karşılanıyor. Trump'ın en azından Amerikan silah endüstrisi için iyi bir anlaşma müzakere ettiği söyleniyor.

Evet, Trump'ın politika değişikliğinden şu anda çıkarılabilecek tek çıkarım bu. Yaklaşık iki hafta önce ABD önemli silah teslimatlarını durdurmuştu. Pentagon, malzemeye kendisinin ihtiyacı olduğunu ileri sürerek Ukrayna'ya sevkiyatları durdurmuştu. Bir hafta sonra Trump, geri adım attı. Dolayısıyla artık Patriot sistemleri -Ukrayna'nın Rus hava saldırılarına karşı savunmak için acilen ihtiyaç duyduğu silah sistemleri- piyasada.

Sorun, bunların bedelini kimin ödeyeceği. Nihai faturanın AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen gibi birine gönderilmesi pek olası değil. Ukrayna ile dayanışma, son AB zirvesinde büyük bir çoğunlukla onaylandı. Ancak konu paraya gelince, Avrupa'da işler çok farklı görünüyor. Alman hükümeti teklifte bulundu. Gözler şimdi sözde Ukrayna için İstekliler Koalisyonu'ndaki diğer ülkelerde.



 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *