
Afrika artık Batı'nın değil Asya ve Ortadoğu'nun yeni stratejik odağı

Afrika’daki Batılı doğrudan yatırımlar (FDI), 2010-2015 döneminde yüzde 25 azaldı. ABD’nin Afrika’daki toplam yatırımları, 2010’da 61 milyar dolarken, 2022’de 44 milyar dolara düştü (UNCTAD). Eski sömürgeci aktörler olan Fransa ve İngiltere, Afrika’daki askeri ve ekonomik etkilerini kaybediyor. Fransa, 2023’te Mali, Burkina Faso ve Nijer’den askerlerini çekmek zorunda kaldı. Afrika içi ticarette AB ülkelerinin payı son 10 yılda yüzde 5’ten yüzde 27’ye düştü.
Asya'nın yükselişi
Çin, Afrika’nın en büyük ticaret ortağı konumunda. 2023 itibarıyla Çin-Afrika ticaret hacmi 282 milyar dolara ulaştı. Çin’in Afrika’daki doğrudan yatırım (FDI) stoğu 50 milyar doları geçti.
Örnek: Çin, Etiyopya'da 400'den fazla üretim tesisine ve 20 binden fazla Çinli personele sahip.
Hindistan, Afrika ile yıllık 95 milyar dolarlık ticaret yapıyor. Özellikle ilaç ve bilişim sektörlerinde etkin.
Nijerya, Kenya ve Güney Afrika’da büyük Hindistan merkezli jenerik ilaç fabrikaları kuruldu.
Güney Kore, 2024’te Afrika’ya yönelik özel bir altyapı ve yeşil enerji yatırım fonu (AFICA Initiative) açıkladı: 10 milyar $ hedefliyor.

Orta doğu'nun yeni gücü
BAE (Birleşik Arap Emirlikleri), 2023 itibarıyla Afrika’da 70’in üzerinde altyapı ve liman projesine yatırım yaptı. DP World, Senegal, Angola ve Somali’de limanlar işletiyor.
Suudi Arabistan, Sudan, Etiyopya ve Tanzanya'da tarım arazileri satın aldı. Gıda güvenliği stratejisinde Afrika’ya yöneldi. Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi 30 milyon km2 lik yüz ölçümü ve verimli toprakları ile Afrika tek başına dünyayı besleyebilecek tarım alanlarına sahiptir.
Katar, özellikle Doğu Afrika’da enerji ve medya yatırımlarıyla öne çıkıyor.
Afrika artık "Batı'nın arka bahçesi olarak gördüğü kazançlı bir oyun alanı" değil, Asya ve Orta Doğu’nun stratejik yatırım sahası haline gelmiştir. Bu yeni düzen, Türkiye gibi yükselen güçler için kıtada geç kalmadan yer alma zorunluluğu doğuruyor. Batı'nın boşalttığı alanı artık Çin, Hindistan, BAE gibi oyuncular doldurmaya başladı.
“Afrika kalkınıyor” söyleminin klişeden çıkıp verilerle desteklenebilecek noktaya gelmiştir.
Afrika’nın ekonomik büyümesi
2024 verilerine göre, Sahra Altı Afrika bölgesi genelinde ortalama GSYH büyüme oranı yüzde 3.8 olarak gerçekleşti. Bu oran, dünya üzerinde birçok gelişmiş ekonomiden daha yüksektir.
Doğu Afrika, yüzde 5,1 büyüme oranıyla kıtanın en hızlı gelişen alt bölgesi oldu (AFDB, 2024).
Ruanda, son 10 yılda her yıl ortalama %7-8 büyüyerek "Afrika’nın Singapur’u" olarak yıldızlaşmaya başladı.
Altyapı yatırımlarındaki artış
Etiyopya, son 5 yılda ulaştırma ve enerjiye 45 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Addis Ababa-Djibouti demiryolu, Çin finansmanlı projelerden sadece biri.
Nijerya, 2023’te altyapı bütçesine 9,2 milyar dolar ayırdı. Lagos–Ibadan demiryolu hattı tamamlandı ve taşımacılık süresini yüzde 50 kısalttı.
Kenya, Çin işbirliğiyle inşa edilen Mombasa–Nairobi hızlı tren hattıyla lojistikte sıçrama yaşandı.
Dijitalleşme ve teknoloji
Güney Afrika, FinTech ve dijital ödeme sistemlerinde Afrika’nın lideri konumunda. Mobil ödeme kullanımı yüzde 80’e ulaştı.
Nijerya ve Kenya, Afrika’nın en fazla start-up yatırımı alan ülkeleri. 2023’te Nijerya girişimleri 1.2 milyar dolar yatırım çekti.
Afrika genelinde internet kullanıcı sayısı 2024 itibarıyla 700 milyonu aştı, bu rakam 10 yıl önce sadece 150 milyondu.
Enerji ve yeşil dönüşüm
Gana, Afrika’nın ilk lityum madeni işletmesini 2024’te faaliyete geçirdi. Elektrikli araçlar ve batarya tedariği açısından küresel aktör olma yolunda hızla ilerliyor.
Namibya, dünyanın en büyük yeşil hidrojen projelerinden birine ev sahipliği yapıyor. Almanya ile 10 milyar dolarlık anlaşma yapıldı. (Namibya 823 000 km2 lik yüzölçümü olmasına rağmen toplam nüfusu 2.5 milyondan az, iklimi ve doğası mükemmel bir Güneybatı Afrika ülkesidir. Almanya bu alanı olası bir Dünya Savaşı veya beklenmeyen bir felaket durumunda Alman vatandaşlarının kendilerine yeni bir yaşam alanı kurabilmeleri için tutmaktadır.)
Mısır, 2023’te Afrika’nın en büyük güneş enerjisi santrali Benban'ı tamamladı (1.8 GW kapasite).
Ticaret ve bölgesel entegrasyon
2023 itibarıyla, Afrika Kıtasal Serbest Ticaret Anlaşması (AfCFTA) yürürlüğe girdi. 1,3 milyar kişilik ortak bir pazarı temsil ediyor. Bu anlaşma kapsamında Afrika içi ticaretin payı %18'den %30’a çıkarılması hedefleniyor. Şimdiden 40’tan fazla ülke entegrasyona katıldı.
İnsan kaynakları ve eğitim
Mauritius ve Botsvana, Dünya Bankası’nın "İnsan Sermayesi Endeksi"nde Sahra Altı Afrika’nın en yüksek puanlarına sahip.
Gana, üniversiteleşme oranını son 10 yılda yüzde 15’ten yüzde 27’ye çıkardı.
Ruanda, STEM eğitimi ve kız çocuklarının okullaşmasında Afrika ortalamasının iki katı seviyeye ulaştı.
Sonuç:
"Afrika kalkınıyor" demek artık retorik değil, yatırımla, reformla, teknolojiyle ve genç nüfusun dinamizmiyle desteklenen bir dönüşüme işaret ediyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için, doğru stratejiyle girildiğinde Afrika sadece ihracat değil, ortak kalkınma fırsatı sunan bir kıtadır. Vakit kaybetmeden Afrika’nın tam merkezinde konumlanma zamanı.
TÜRKİYE’NİN AFRİKA’YA OLAN İLGİSİ
ARTIŞ TRENDİNDE, YA TÜRK İŞ DÜNYASI?
Afrika’nın çağı coktan başladı. Sorum şu:
Türkiye bu hikâyenin ortağı mı olacak, yoksa bir kenardan digger aktorlerin kitadaki basarilarini mı izleyecek?
Tum Orta Doğu ülkeleri, Hindistan, Rusya ve Çin’in ilgi odağı haline gelen Afrika elbette ki Pazar büyüklüğü , GSMH kişi başı gelirlerinin artması, genç ve dinamik nüfus ve tabiki kıta genelinde var olan eksikliklerin hızla giderilmesi adına yatırıma açık olması sebebi ile 2002’den buyana Türkiye’nin de odak noktası haline gelmiş ve hükümetler tarafından bir dizi çalışmalar yapılmış veya hızlandırılmıştır .

Haritada çok masada yokuz
Türkiye’nin Afrika’daki büyükelçilik sayısı, 2002’de yalnızca 12 iken, 2024 itibarıyla 44’e yükseldi. Bu sayı, Türkiye’yi Afrika’da en fazla diplomatik temsilciliğe sahip ilk 3 ülke arasına sokuyor. Afrika ülkelerinin de Ankara’da açtığı elçilik sayısı 10’dan 38’e çıktı.
Hal böyle iken bu kadar büyükelçili ve Ticaret Müşavirliklerine ragmen Türk yatırımları veya Ticaret hacimlerimiz beklentilerimizin çok çok altında seyretmektedir. Türk iş insanlarının böylesi imkanlardan faydalanmasi için harekete geçme zamanı çoktan geldi ve tren çoktan kalktı.
Afrika’ya uçuyoruz ama İnmek bilmiyoruz
Türk Hava Yolları, 2024 itibarıyla Afrika’da 40 ülkede 67 noktaya doğrudan uçuş gerçekleştiriyor. THY bu sayıyla, Afrika’da en fazla destinasyona uçan dünyanın en büyük hava yolu şirketi ve Dünya lideri konumunda. Bu, sadece yolcu değil; kargo taşımacılığı ve ticari bağlantılar için de kritik bir avantaj sağlıyor.
Ancak Türk yatırımcı ve iş insanları böyle büyük bir imkan kendilerine sunulmuş olmasına ragmen , kıtayı ve gereksinimlerini anlamaya çalışmadan, Afrikali iş insanlarına önyargı ile yaklaşarak Türk usulü ticaret yapmalarını bekliyorlar.
“Afrika’ya İştah Var, Strateji Yok: Türk Girişimcisinin Kıtayla İmtihanı
Türkiye-Afrika ticaret hacmi, 2003’te 5,4 milyar dolar iken, 2023’te 40,7 milyar dolara ulaştı.
Kuzey Afrika ile ticaret: ~23 milyar $
Sahra Altı Afrika ile ticaret: ~17 milyar $

2024 sonu hedefi
Bu Ticaret hacmini yakalamak, hatta ve hatta bu rakamların 3,5, 10 katına çıkmak içten bile değil. Burada iş insanlarımıza düşen görev Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve kurunlarının sağladığı tüm imkanları kullanarak kendilerini ve ticaret yöntemlerini kıtaya uydurarak, ürünlerini Avrupa’nın beklentilerinden çok Afrika’nın beklentilerini karşılayacak şekilde tasarlayarak kültürel yakınlaşmalar sağlayarak bu rakamları yakalamaktır.
Şu anda malesef Türk is dünyamızda Afrika pazarına karşı Heyecan var, çaba yok; potansiyel var, hazırlık yok.
Savunma sanayi son yıllarda Afrika'da Türkiye adınını öne çıkaran tek alan oldu. Ancak tarım, eğitim, enerji, teknoloji, medikal gibi alanlarda süreklilik arz eden bir kurumsallaşma yok.
Eğitim alanında Maarif Vakfı ve özel okullar önemli işler yaparken, Türkiye menşeili bir Afrika startup'ı henüz bulunmuyor. Tarımsal teknoloji transferi, tohumculuk ve sulama sistemleri alanı da keza atıl durumda.
Ortak gelecek vizyonu kurmak, sadece mal satmak değil, birlikte üretmekle mümkün.
Müteahhitlik ve yatırımlar
Türk müteahhitlik firmaları Afrika’da 27 ülkede 85 milyar dolarlık proje gerçekleştirdi (2023 itibarıyla). Türkiye’den kıtaya 250’den fazla firma yatırım yaptı. Bu yatırımlar inşaattan tekstile, gıdadan sağlığa farklı alanlara yayılıyor. Türk Eximbank, Afrika’daki projelere 5 milyar $’ı aşan destek sağladı.
Eğitim ve kültürel etkileşim
Türkiye Bursları kapsamında, 2000’li yıllardan bu yana Afrika’dan 15.000’den fazla öğrenci Türkiye’de yükseköğrenim gördü. Afrika ülkelerinde 20’den fazla Maarif Okulu faaliyet gösteriyor. TRT Afrika ve TİKA projeleriyle medya ve kalkınma alanında yumuşak güç artıyor.
Geleceğe dair İşaretler
2024’te İstanbul’da düzenlenen Türkiye-Afrika IV. Ortaklık Zirvesi, 35 Afrika ülkesinden üst düzey katılımla gerçekleşti. Türkiye, 2025 için Afrika Stratejik Yatırım Fonu kurmayı planlıyor. Enerji, sağlık turizmi, tarım teknolojileri ve savunma sanayi özelinde iş forumları düzenleniyor.
Ancak “Afrika’da ‘yatırım’ diyoruz, ama hâlâ fuar broşürü topluyoruz” Gerçek saha yatırımları yerine, algıya sıkışmış bir Türk iş dünyası çıkıyor karşımıza.
Afrika fuarlarına ilgi yüksek. Lagos, Nairobi, Addis Ababa ve Dakar'daki ticaret heyetlerine katılım artıyor. Ancak giden firmaların çoğu ürünlerinden çok "broşür" pazarlıyor.
Uzun vadeli şirket kurulumları, lokal partnerlikler, marka çalışmaları yetersiz. Afrika pazarı, sabır ve süreklilik isterken Türk iş insanı genelde hızlı kazanç arayışında.
THY Afrika da 67 şehre uçuyor ama hâlâ bir Türk sağlık zinciri, Sahra altında bir süpermarket zinciri yok.
Türkiye’nin Afrika’ya yönelik ilgisi artık söylem değil, çok katmanlı bir eylem planına dönüşmüş durumdadır. Diplomatik yayılım, ticaret artışı, eğitim işbirlikleri ve doğrudan uçuşlar gibi göstergeler; Türkiye’nin kıtada uzun vadeli ve derinlikli bir aktör olma yolunda ilerlediğini açıkça gösteriyor. Burada Afrika’yı yakından tanıyan ben ve benim gibi Türk iş insanlarının d daha etkin ve sorunsuz bir şekilde Afrika ülkelerinde ticaret ve yatırım yapabilmeleri için tecrübelerimizi içtenlikle paylaşabileceğimiz organizasyonlar yapmaktı. Böylelikle kültürel engelleri rahatlıkla aşabilir ve diğer aktörlerin bir adım önünde yer alabiliriz.