DEM Parti tarafından Diyarbakır'da bir otelin toplantı salonunda, 'Barış ve Demokratik Toplum Sürecinde Nöroçeşitliler ve Eşit Yurttaşlık Çalıştayı' düzenlendi. Programda konuşan Hatimoğulları, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun İmralı'ya gitme kararının oy birliği ile alınmasının gerektiğini ancak oy çokluğu ile alındığını belirtti. Hatimoğulları, "Biliyorsunuz; dün Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Kürt sorununun çözümü, barış süreci ile ilgili oluşmuş olan komisyonun, dün tarihi bir karara imza attığına tanıklık ettik. Nedir bu tarihi karar? İmralı ziyaretini gerçekleştirme kararı. Bu karar, gerçekten tarihi bir karar. Bizler bu kararı, komisyona üye olan bütün milletvekili ve siyasi partilerle birlikte bir konsensüsle, bir oy birliğiyle bu karara varmak isterdik ama öyle olmadı. Oy çokluğuyla bu karar çıktı ve belirlenen komisyon, önümüzdeki günlerde Ada'ya giderek Abdullah Öcalan'la görüşme gerçekleştirecek ve Öcalan'ın yapmış olduğu barış ve demokratik toplum çağrısıyla ilgili görüşmeler yapacak.
Kaçma lüksü yok
“Bizler, bu kararın elbette bütün Türkiye halklarına da barışın tesis edilmesine ve bunu bizim bütün 86 milyon yurttaşımıza armağan edebileceğimiz bir sonuca vesile olmasını diliyoruz. Ama üzüntümüz o ki bu ülkenin, Cumhuriyet'in kurucu partisinin Ada'ya gitmekten imtina etmesi ve bu sürece olan yaklaşımı bizler tarafından üzüntü ile karşılanmıştır. Yine üzülerek ifade ediyoruz ki 100 yıllık inkarcı ve imha siyasetinin yarattığı kodlar yeniden ve yeniden diriliyor. Oysa bizim bu dönemde, bu dönemin özgürlüğünde yaratmak istediğimiz şey; bu kodları ortadan kaldırmak, cesareti güçlendirmek cesaretin bulaşıcılığını en yüksek seviyeye taşımaktı. Barış, siyasi partilerin dar manada çıkarlarından daha evladır ve buradan hareket edilmelidir. İster dolaylı ister doğrudan barış ve çözüm karşıtlığı yapanlar, asla bundan siyaset devşiremezler. Bundan barış çıkaramazlar. Buradan demokratik bir Türkiye yönetimi çıkaramazlar. Dönem, barışa ve çözüme odaklanma dönemi; bölgesel, küresel ve Türkiye siyasetini doğru okuma dönemi. Ne olursa olsun elimize geçmiş bu tarihi fırsatı, barışla, onurlu bir barış ve demokratik bir çözümle taçlandırmak zorundayız. Hiç kimsenin bundan kaçma lüksü ve hakkı yoktur" dedi. DHA