Kim çaldı?
Geçenlerde eski bir arkadaşımın abisi vefat etmişti. Sezai Sami ile orada tekrar karşılaştık. Onun baba dostu Ahmet ağanın oğlu Sadettin Şensoy uzun bir süredir bakım evindeydi. Bir süredir de yoğun bakımdaydı. Göçe zorlanan Balkan kökenli bir ailenin ferdiydi Şensoy. Ailesi gibi seven ve sayan dostlarıyla ebediyete uğurlandı.
Uğurlama töreninde karşılaştık konuşacakları olduğunu söyledi. Tören sonunda yanıma gelerek, “emekli maaşımdan her ay küçük parçalar halinde alın terimi çaldılar.” Elinde yine notları vardı, yanında getirmiş bana verdi.
“Çalışan ve emeklilerin alın teri çalınmaya devam ediyor”, dedi. İmkânlarım elverdiğince onun açıklamalarını dile getirmeye çalışacağım.
“Ülkemizde kim yönetime gelmiş ise seçilmiş ya da atanmış pek fark etmiyor işin uzmanı akil kişi olduğunu açıklıyor. Doğrudur bir yere seçilen ya da atanan o işin yetkin bireyi olması gerekir. Yani o işin toplumsal sorumluluğunu da taşıyan ve laikiyle yapan liyakatli olduğu anlaşılır.
Gelin görün ki “kazın ayağı” öyle değil.
Bir enerji bakanı vardı onun döneminden itibaren ülkenin hemen her yerinde petrol ve doğalgaz havzaları, kıymetli madenler var ve çıkarılıyor. Bu durum seçim dönemlerine yakın yöneticiler tarafından ısıtıp tekrar kamuoyuna sunulmakta. Aradan bunca yıl geçti ülkenin “gayri safi milli hasılası” ne durumda? Ulusal gelir yurttaşla paylaşılıyor mu?
Ekonomi ile ilgili bakan veya kim bu konuda yetkiliyim diyorsa kendi partilerinin dönemi ve öncesini karşılaştırdı mı? Kendileri döneminde çalışan ve emeklilere maddi ve manevi ne katkıda bulundu? Ülkenin devlet ve özel kurumlar temelinde dış borcu dün ve bugün hangi durumda? Devletin “kamu iktisadi kuruluşları” kar düzeyi düşük üretim ve satış yapıyordu bunlar şimdi varlıklarını sürdürüyor mu?
İktidar olan her parti kurulu sistemin birer “aparatı”. Seçim vaatlerinde ekonomik ve toplumsal vaatler “hayaller” sunmakta. Dünden bugüne hangi hayalleri gerçekleştirdi kimler bundan faydalandı? Ekonomi okuyan, ekonomiyi bildiğini iddia eden, kurumlarda ekonomi uzmanı sıfatına sahip olan hatta İMF ve Dünya Bankası çalışanı olduğunu belirten kim varsa bir avuç mutlu azınlık için çalışmıyor mu? Seçilen ve atanan kim varsa toplum için bir değer yarattı mı?
İçimizden biri onun emekli maaşı ve aradan geçen yıllarda ne kadar değer kaybettiğini hep birlikte görelim. Geçen yıl onun ile ilgili bir yazım vardı ondan bir paragraf ile başlayalım;
“Sezai Sami bu ülkenin ünlü olmasa bile emek eksenli önemli politik değerlerinden biri. Yaşamı ülke gerçeklerinden biri. Hem çalışıp hem de okumuş. 1974 de bir kamu kurumunda işe başlayıp 1980 ve 1991 arası zorunlu “konservede kalma”(politik görüşlerinden dolayı 11 yıl cezaevi yattı-aba-). 1991 de tekrar işe girip ve ardından 2004 Nisan’ında emekli dilekçesi veriyor. SSK haziran ayı ortasında emekli maaş bağlandığını bildiren yazı geliyor. Emekli maaşı 559.727.087,00 TL.
2002 yılında iktidara gelen günümüzdeki parti 2005 yılında paramızdan altı sıfır daha atmamıştı. SSK çalışırken aldığı maaşın yarısını emekli maaşı olarak bağlamış.
Emekli maaşın bağlandığı Nisan 2004 tarihinde asgari ücretin neti 303.079.500 TL., yani emekli maaşı 1.84 büyüklüğündeydi.
26 Nisan 2004 de ABD doları alış 1.369.674 TL., satış 1.376.280 TL., “satış değerinden” bakılırsa 406,6 dolar alınıyor.
26 Nisan 2004 de altının gramı alış 17.500.000 TL., satış 18.000.000 TL., “satış değerinden” 31 gram altın alınıyor.
26 Nisan 2004 de ¼ çeyrek altın alış 28.088.113 TL., satış 28.223.666 TL., “satış değerinden” 20 adet ¼ alınıyor.
26 Nisan 2004 de ½ yarım altın alış 56.176.227TL., satış 56.447.332 TL., “satış değerinden” 10 adet yarımlık alınıyor.
26 Nisan 2004 de tam altın alış 112.352.454 TL., satış 12.894.665 TL., “satış değerinden” 5 adet alınıyor.”
Sezai Sami’nin Aralık 2025 de emekli maaşı 26.500 TL. almakta. Buna göre maaşı ne kadar kırpılarak günümüze geldiğini görelim:
Asgari ücret 22.104 Tl. bu yıl ortası zam yapılmadı ya da güncellenmediği için maaşı 1.19 oranına çıktı.
ABD doları 42.8 TL. 619 dolar alabilmekte. ABD para birimini düşük tutarak ihracatını artırmaya çalışmakta.
Gram altın 6.000 TL. de. 31 gram alınırken günümüzde 4.4 gram’a düştü.
Çeyrek (1/4) altın 9.700 TL. 20 adet alınırken 2.7 alınmakta.
Yarım altın 19.300 TL. 10 adetten 1.37 ‘ye düştü.
Tam altın ise 39.850TL. 5 adetten 0.66’e düştüğü bir gerçek.
Asgari ücret temelinde yüzde 65 kayıp.
Gram altın da 26,6 gram kayıp.
Tam altında 4.34 adet kayıp.
Yukarıdaki sayılar Sezai Sami’nin emekli maaşı üzerinden bakılarak güncellendi. Binlerce çalışan ve emeklinin maaşları her yıl daha da geriye çekilerek yoksulluktan açlığa mahkûm edilmekte. Binlerce hatta milyonlarca insanın gerçek düzeydeki maaşı düşerken kim diyebilir mutlu ve huzurlu bir ülkeyiz?
Bir kişinin asgari ücret temelinde gelirinin %65 düşüşü hiçbir şey ifade etmez. Fakat altın düzeyinde bakılırsa ülke yoksulluğu daha da dibe gitmekte. Birde buna 35 milyona yakın çalışanın 15 milyon civarında emeklinin hesap edildiğinde ne kadar büyük bir soygunun olduğu görülür.
Sezai Sami gibi sizde kayıplarınızı hesaplayın.
Çalışan ve emeklinin cebinden alıp buharlaştırılan alınteri nerede?
Kayıpların hesabını kim verecek?