Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
15°
Ara

Ölmek bedava!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Ölmek bedava!

Orhan Veli’nin meşhur şiiridir:

Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.

Yaşamın ne denli ucuz olduğunu ne kadar güzel anlatmış Orhan Veli…

Ülkemizde yaşanan ve adına da “iş kazası” dedikleri ucuz ölümlerin tek bir izahı var; sermaye sahiplerinin daha çok kazanma hırsı ve insanlarımızın yoksulluğu.

Kocaeli’nde bir kozmetik fabrikasında yaşanan patlama ve ardından çıkan yangında 6 kişinin yaşamını yitirmesi ve 7 kişinin de yaralanması olayı, ülkemizdeki “iş kazaları”nın gerçekte kaza olmadığını bir kez daha kanıtladı hepimize.

Konuya ilişkin yapılan açıklamalarda, işyerinin ruhsatsız olduğu, işçilerin yaşça küçüklüğü, bazılarının da sigortasız olduğu gibi eksiklikler dile getirildi. Öyle anlaşılıyor ki ilgililer tarafından gerekli denetimler yapılmadı ya da bunlar görmezden gelindi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun açıklaması her şeyi özetler nitelikte: “Kayıtdışı-esnek-güvencesiz çalıştırmaya, çocuk ve kadın emeğinin ağır biçimde sömürülmesine, sendikal hakların ortadan kaldırılmasına, işçi sağlığı ve güvenliğinin bir maliyet olarak görülmesine, denetimsizlik ve kuralsızlığa dayalı bir ekonomik model facia üzerine faciaya yol açmaktadır.”

Soma’daki kömür madeni kazasından İliç’teki maden kazasına, Kartalkaya’daki otel yangınından Kocaeli’ndeki kozmetik fabrikası yangınına kadar bunların aslında kaza olmadığı görülüyor. Bunlara kaza denebilmesi için her türlü risk için yasalarda belirlenen önlemlerin alınmış olması gerekirdi. Hepimizin bildiği gibi bu önlemlerin maddi bir bedeli var ve parayı insan sağlığının önüne koyan kapitalist zihniyet, maliyeti düşürüp kârı artırmak için bunları görmezden gelmeyi tercih ediyor maalesef!..

Ucuz ölümlerin ülkesi olmak istemiyorsak sendikal örgütlenmenin teşvik edildiği güvenceli çalışma koşullarını mutlaka sağlamalıyız. Bu ve benzeri olaylar karşısında kişi ve kurum gözetmeksizin sorumlular hakkında cezai yaptırımları eşitlik ilkesine bağlı kalarak adil bir biçimde uygulamak zorundayız. İhmalin kurbanları toprak altında yatarken sorumlular cadde ve sokaklarda kollarını sallayarak dolaşmamalı.

Eğer mevcut denetim anlayışımız değişmez, gerekli önlemleri almazsak gelecekte de cinayet gibi kazaları yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *