20 askerimizin şehadeti: Gerçek fail kim?
Türkiye, C-130E tipi askeri uçağın düşmesiyle 20 evladını kaybetti. Ülke derin bir acıya gömülürken, olayın perde arkasına dair sorular kendiliğinden yükseldi: Bu sadece bir “kaza” mıydı, yoksa bölgede yıllardır süregelen güç savaşlarının bir yansıması mı?
Savunma Bakanlığı'nın açıklaması, uçağın Kayseri’den havalandığını ve Gence’ye güvenli iniş yaptığını doğruladı. Fakat dönüş yolunda yaşanan trajik çöküş, sıradan teknik arıza ihtimalinin ötesinde bir tabloyu işaret ediyor. Zira Kafkasya, bugün Rusya’nın nüfuz mücadelesi yürüttüğü en hassas jeopolitik alanlardan biri.
İlk anda zihinlerde üç ülke belirdi: Rusya, İran ve İsrail. Ancak İsrail ile Türkiye’nin Kafkasya politikalarının son dönemde belirgin şekilde örtüşmesi, İran’ın bölgede sınırlı operasyon kabiliyeti ve Azerbaycan üzerindeki yoğun Rus etkisi göz önüne alındığında, doğal olarak şüpheler Moskova’ya yöneldi. Bu, tesadüflerin ötesinde politik bir gerçekliktir.
Daha çarpıcı olan ise Rus haber ajansı TASS’ın kazanın hemen ardından “İstanbul’da Ukrayna barış görüşmelerine başlamak istediklerini” duyurmasıdır. Zamanlama, uluslararası diplomaside “mesaj niteliğinde hamle” olarak görülebilecek kadar dikkat çekicidir. Bu açıklama, Rusya'nın Türkiye’yle ilişkilerinde yeni bir baskı unsuru arayışında olduğu yorumlarına kapı aralamaktadır.
Elbette ki resmi makamlar, teknik incelemeler tamamlanmadan kesin bir açıklama yapmayacaktır. Kara kutunun bulunmuş olması, tüm soru işaretlerinin bilimsel verilerle aydınlatılmasını sağlayacaktır. Ancak Türkiye’nin askerleri bu denli tartışmalı bir coğrafyada, bu kadar kritik bir dönemde “tesadüfen” şehit olmadığı gerçeği göz ardı edilemez.
Bölge, casusluk faaliyetlerinin, siber müdahalelerin, sinyal bozma operasyonlarının ve üçüncü taraf provokasyonlarının yoğun şekilde yaşandığı bir satranç tahtasıdır. Bu tabloda “kaza” ihtimali olduğu kadar, “kasıt” ihtimalinin de masada durduğu unutulmamalıdır. Analitik bakıldığında, bu olay Türkiye’nin bölgedeki stratejik gelişimini sekteye uğratmak isteyen aktörlerin çıkarına hizmet etmektedir.
Ancak Türkiye Cumhuriyeti devleti, tarih boyunca olduğu gibi bugün de evlatlarının hesabını bırakmaz. Fail kim olursa olsun, bu 20 şehidin sorumlusu er ya da geç ortaya çıkacaktır.
Ankara’daki Mürted Hava Üssü’nde düzenlenen tören, milletimizin acısını ve öfkesini bir kez daha gözler önüne serdi. Şehitlerimizin naaşları memleketlerine uğurlandı. Bu acı unutulmayacak, hesabı da mutlaka sorulacaktır.
Milletimizin başı sağ olsun.