Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
10°
Ara

Atatürk’e hakaretle tarihi yenemezsiniz!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Atatürk’e hakaretle  tarihi yenemezsiniz!

Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin üzerinden 87 yıl geçti. Her 10 Kasım’da olduğu gibi bu yıl da saatler 9’u 5 geçe durdu; milyonlarca insan, aynı anda aynı duyguda birleşti. Kimi kapalı olmasına rağmen okul bahçesi önünde, kimi iş yerinde, kimi trafikte aracının içinden çıkarak… Türkiye bir dakikalığına sessizliğe büründü. O sessizlikte, aslında en güçlü haykırış yankılandı: ‘Sana minnettarız!..’

Atatürk, yalnızca bir savaşın değil, bir uygarlık mücadelesinin de önderiydi. O’nun aklı, bilimi ve vicdanı rehber edinen anlayışı, hâlâ bu ülkenin ayakta kalmasının temelidir. Bugün özgürce nefes alabiliyorsak, o nefesin içinde onun izleri vardır.

Ne var ki, aynı topraklarda hâlâ bu ülkenin kurucusuna dil uzatan, inançları kendi nefretlerine alet eden bir kesim de var. “Rahmet Müslümana okunur” pankartlarıyla kin kusanlar, “9.05’te tuvalete davet ediyorum” diyebilecek kadar insanlıktan nasibini almayanlar, Atatürk’ün ölüm saatini bile çarpıtıp iftira malzemesi yapanlar… Onlar yalnızca Atatürk’e değil, bu milletin ortak vicdanına saldırıyorlar.

Camilerde okutulan mevlitleri “Kamalizm ayini” diye aşağılayanlar, sanki herkes zorla camiye götürülüyormuş gibi yalanlar uyduranlar; aslında kendi inançsızlıklarının, kendi sevgisiz yüreklerinin aynasında kaybolmuş durumda. Bu ülkenin birliği ve saygı kültürü, onların karanlık cümlelerinden çok daha köklü ve derindir.

Oysa Atatürk, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de rehberidir. O, “benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır” derken bir milletin sonsuzluğuna işaret ediyordu. Bugün hâlâ milyonlarca insanın kalbinde yaşıyorsa, bu bir inanç değil, gerçektir.

Atatürk’ün gösterdiği çağdaşlık yolu, kimsenin tekelinde olmayan bir yurttaşlık onurudur. Mevlit de okunur, saygı duruşu da yapılır; önemli olan, hepsinin özündeki sevgiyi ve minneti unutmamaktır.

O yüzden bu 10 Kasım’da da bir kez daha yüksek sesle söyledik:

‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyen bir lideri anlamak, sadece tarih bilmek değildir; insan olmanın sorumluluğunu taşımaktır.



 


 



 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *