Yama küçük delik büyük!
Birleşmiş Milletler Dünya Nüfus incelemesi (World Population Review) raporunda Türkiye'nin utandıran sıralaması acı bir geçeği gözler önüne serdi Sonda söyeleyeceğimi başta söyleyim de bilin. Efendiler sağdan sola TBMM'de yer alan tüm partile "günlük siyaseti bırakın bunu konuşun.Açlığı fakirliği sorgulayın" Dünya Nüfus İncelemesi raporuna göre Türkiye’de kişi başına düşen et miktarı 46,8 kilogramla Ukrayna, Kongo ve Zimbabve’nin gerisinde kaldı. Türkiye, et tüketiminde Afrika ülkelerinin bile altına inerken, buğday ürünlerinde kişi başına 160 kilogramla dünyada ilk 10’a girdi. Birleşmiş Milletlere bağlı olan Dünya Nüfus İncelemesi raporuna göre Türkiye, 3 buçuk yıldır savaşta olan Ukrayna'dan, Güney Afrika'dan, Zimbabve ve Kongo'dan daha az et yiyor.Dünyanın et tüketimini gözler önüne seren araştırmada Türkiye'de kişi başına 46.8 kilogram et düşerken, Ukrayna'da 48, Kongo'da 49,1 ve Zimbabve'de kişi başına yüzde 56,6 kilogram et düşüyor. Bir başka ayrıntı ise daha acı.Türkiye'de yaşayanlar günlük ortalama 89,3 gram et tüketebilmektedir. Bu miktar ABD'lilerde 298,3 gram, AB vatandaşlarında ise 211,2 gramdır. Şimdi gördünüz mü turbun büyüğünü !
Bu istatistiğe göre Türkiye'de birçok kişi, haftalarını et yemeden geçiriyor. Et tüketimi konusunda durumumuz Afrika ülkelerinde kötü bir durumda. En çok et tüketen yüksel nüfuslu ülkeler arasında ise ABD, İsrail, Avustralya ve İspanya en üst sıralarda yer alıyor. İsrail'de kişi başına 113 kilogram et düşerken ABD'de kişi başına 123 kilogram et düşüyor. Yalnız bir başka rapora göre de bayağı öndeyiz bir sıralamada. Bu nedir derseniz Makarna üretimi derim.
Türkiye ilk 10'a girdi
Bir başka veriye bakalım. Buğday ürünlerinin tüketiminde Türkiye ilk 10'a girdi. Türkiye'de kişi başına ekmek ve makarna gibi buğday ürünlerinin tüketimi 160 kilograma ulaştı, 9. sıraya girdi. En fazla buğdayı tüketen ülkeler ise Sırbistan, Tunus ve Cezayir oldu. Sırbistan'da kişi başına buğday ürünü tüketimi 201 kilogram iken Tunus'ta 196, Cezayir'de 187 kilograma ulaştı. Azerbaycan ise kişi başına 181 kilogram buğday tüketerek 4. sıraya yerleşti. İşçi, asgari ücretli ve emeklinin cebine giren para her geçen gün erirken en büyük darbeyi sofralar aldı... 2013'te 4,4 kilogram olan kişi başı makarna tüketimi 2023'te 7,3 kilograma ulaştı, yani on senede neredeyse iki katına çıktı. Türkiye'nin 'maaşlılarının' alım gücü erirken, sofraların ana yemeği makarna oldu. Türkiye'de kişi başı makarna tüketimi son 10 yılda yüzde 65 arttı. Ekonomik kriz ve artan hayat pahalılığı en çok mutfakları vurdu. Gelirlerin erimesiyle birlikte vatandaş artık en ucuz karın doyurma yoluna yöneldi. Raflardaki fiyat farkı tüketim alışkanlıklarını da kökten değiştirdi. Et azaldı, makarna temel besin haline geldi. Sadece bu değil elbette. Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatlarının yüzde 1.449 arttı, buna karşılık kamu çalışanı maaşlarının sadece yüzde 1.034 yükseldi kamu çalışanlarının maaşlarının satın alma gücü gıda karşısında yüzde 33 eridi.
Sofralarda et değil dert kaynıyor
2013 yılında kişi başı makarna tüketimi 4,4 kilogram iken, 2023'te bu rakam 7,3 kilograma çıktı. Yani son 10 yılda makarna tüketimi yüzde 65 arttı. Gelir düşerken kırmızı et lüks hale geldi... OECD (Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü) ortalamasına göre kişi başı yıllık kırmızı et tüketimi 34,8 kilogram. Avrupa ülkelerinde bu miktar 34,5 kilogram iken, Türkiye'de yalnızca 16,6 kilogram seviyesinde. Yani sofralarımızda Avrupa'nın yarısından daha az et görüyoruz. Azalan et ve diğer kalemlerin yerini ise 'ucuz bir karın doyurucu' olması sebebiyle makarna alıyor...
Gıda fiyatları 65 aydır artıyor
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun Ar-Ge birimi KAMUAR “Halkın Enflasyonu” araştırması Ekim 2025 verilerini yayımladı. Buna göre yılın 10 ayındaki toplam artış yüzde 39,2’ye, son bir yıldaki artış ise yüzde 57,1’e ulaştı. DİSK'e bağlı Genel-İş Sendikası, Türkiye'nin Avrupa ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke konumunda bulunduğunu, her 10 kişiden 2’sinin yoksul ve 6’sının ise borçlu olduğunu bildirdi. Sendikanın hazırladığı rapora göre çocuk işçiliğinde artış gözlenirken, ülkedeki 17 milyon 821 yurttaş en temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamayacak kadar yoksul.
Bu ücretler yaşanılmaz!
Bir ekmeğin 15 lira, simidin 20 lira, en ucuz kiranın 10-15 bin lira olduğu bir ülkede; asgari ücret ve emekli maaşı en az 45-50 bin lira olmalıdır. Daha azıyla, hiç kimse insani koşullarda ve onuru kırılmadan yaşamını sürdüremez. Krizin bedelini yıllardır düşük gelir grubu ödüyor. Biraz da lüksünden taviz verip yüksek gelir grubu ödesin. Toplumsal barışı sağlamak, fakirin zengine düşman gibi bakmasını istemiyorsak gelir dağılımında adaleti sağlayalım. Bu ülkeye asker veren kesim nefes almalı. Asgari ücretin 50.000 TL olması gereken yerde emekli maaşının onun iki katı olması gerekir. Emekli maaşı ile asgari ücret aynı düzeyde değerlendiremez. Emekli maaşı, insanların 30 yıllık emeğinin karşılığıdır ve kişilerin insanı şartlarda yaşamasını sağlayacak düzeyde olmalıdır