
Dayanıklı toplum

Resim gibi bir sabah, sonbahar güneşi parlıyor. Ağaçların yaprakları çoktan dökülmüş. Alman Şansölye Friedrich Merz, ilk kez kravat takmadan Villa Borsig’in giriş kapısının önünde duruyor ve "Alman ekonomisinin toparlanıp büyümeye dönmesi için elimizden geleni yapıyoruz" diyor. Villa Borsig, Tegel Gölü kıyısındaki Reiherwerder adlı güzel bir yarımadada neo-barok cephesi ve iki yan kanadıyla 1906’da inşa edilmiş.
* * * *
Lokomotif üreticisi Ernst Borsig'in ikametgahıymış. Günümüzde Dışişleri Bakanlığı'nın misafirhanesi olarak hizmet vermekte. Alman kabinesi iki günlük toplantısını şansölyelik yerine burada yaptı. Amaç sürekli kriz ve telaş zamanlarında huzur içinde ve canlı bir haber akışı olmadan birlikte konuşup düşünebilmek, müzakere etmekti. Cep telefonları kapalıydı. Toplantı özellikle ülkedeki havayı değiştirmeyi de amaçlıyordu.
* * * *
Verilen bilgiye göre, kabinenin toplantısına ABD’de Princeton Üniversitesi'nden Profesör Markus Brunnermeier davet edilmiş. Alman ekonomi profesörü bakanlara sürekli şok dönemlerinde uyum sağlama konusunda bir konuşma yapmış. Tanınan bir profesör. Araştırmaları, özellikle likidite, finansal ve parasal fiyat istikrarı ve dijital para olmak üzere dayanıklılık, uluslararası finans piyasaları ve makroekonomi üzerine.
* * * *
Uluslararası finans ve makroekonomi alanında önde gelen bir uzman olan Profesör Brunnermeier, Uluslararası Para Fonu, New York Federal Rezerv Bankası, Avrupa Sistemik Risk Kurulu, Bundesbank ve ABD Kongre Bütçe Ofisi de dahil olmak üzere çeşitli kurumlarda danışmanlar arasında. 2021‘de yayınlanan kitabının The Resilient Society (Dayanıklı Toplum) oldukça tanınan bir başvuru kaynağı olduğu biliniyor.
* * * *
424 sayfalık kitap Almanca’ya da ‘Die resiliente Gesellschaft:‘ olarak çevrilmiş. Aynı yıl Alman en iyi ekonomi kitabı ödülü verilmiş. İtalyanca da ‘La società resiliente‘ adıyla yayınlanmış. Prof. Brunnermeier, sosyal ve ekonomik kurumlarını iklim değişikliğinden, siber saldırılardan ve gelecekteki diğer şoklardan korumanın tek yolunun dayanıklılık 0luşturmak ve toparlanma mekanizmalarına yatırım yapmak olduğunu savunuyor.
* * * *
Almanya’nın sorunları öermeğin ABD tarifeleri, Çin'den gelen rekabet, Ukrayna'daki savaş, otomotiv endüstrisindeki değişimler, Almanya'daki pahalı enerji, yapay zekanın getirdiği devrim. Nihayetinde konu Almanya‘nın bu tür zorluklara uyum sağlama becerisidir. Başka bir deyişle, daha önce başarılı olan ancak istikrar odaklı Alman iş modeli tökezlemeye başladığında ne kadar esnek ve çevik olduğudur.
* * * *
Alman profesör iş dünyası liderleri, politikacılar ve endişeli küresel vatandaşlar için kaleme aldığı kitabında toplumun nasıl daha fazla dayanıklılık kazanabileceğini gösteriyor. Ancak bunu Alman kabinesine nasıl anlattığını bilmiyoruz. Alman Şansölye toplantı öncesi şöyle diyordu; Profesör Brunnermeier oldukça tanınmış bir isim. Almanya'yı iyi tanıyor, ülkemize dışarıdan bir bakış açısı da sunacak.‘
* * * *
Kitaba şöyle bir göz atınca Prof. Brunnermeier'in yol gösterici ilkesi "dayanıklılık". Bunun daha fazla esneklik, daha fazla deneme ve daha fazla risk alma yoluyla başarılabileceğine inanıyor. Almanya’nın şimdi bir numaralı konusu ekonominin rekabet gücü; ikincisi ise -ki bu birincisiyle yakından ilişkili- dijitalleşme ve modernizasyon. Aslında bu tür önlemlerin çoktan alınmış olması gerekiyordu. Harekete geçilmesi yine de yerinde bir karar.
* * * *
Prof. Brunnermeier, bir makalesinde şöyle yazıyor; ‚Küresel güç dengesi derin bir değişim sürecinden geçiyor. Mevcut jeopolitik çalkantılar, mevcut dünya düzeninin temellerini sarsıyor. Bizi uluslararası ilişkilerin ve küresel finans sisteminin gelecekteki şeklini acilen yeniden düşünmeye çağırıyor. ‘Dayanıklı Toplum‘ olmak önemli. Çünkü dayanıklı bir kamış, devrilen sert bir meşeden daha iyi fırtınaya dayanır.‘ Siz ne diyorsunuz? Haklı mı?