Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
14°
Ara

Halk açım diyor

YAYINLAMA:
Halk açım diyor

Bu ülkede 3 kişiden biri işsiz. Mutfakta tencere kaynamıyor. Asgari ücretli, emekli daha aylarca açlık sınırının altında yaşamaya mahkum ediliyor! 
Açlık sınırı altında yaşamak ise ekonomi değil soygundur! Yanlış ekonomi politikalarıyla halkı mahkum ettikleri bu düzende emeklinin, emekçinin, öğrencinin, memurun, bebeklerin hakkı yeniliyor. Her kuruşun hesabını, her aç bıraktığınız evladın, her mağdur ettiğiniz emeklinin, işçinin, memurun hakkının hesabının sorululması gerekmektedir. Bir de buna yabancı finans kuruluşlarının ülkemizde asgari üretin en fazla yüde 20 artacağını öngörmesi bbu yoksulluğun yeni yılda da artarak devam edeceğini gösteriyor

Ülkemizde asgari ücret 22.104 Lira. En düşük emekli maaşı 16.880 Lira. TÜRK-İŞ'in Eylül 2025 araştırmasına göre açlık sınırı 27.970 TL, yoksulluk sınırı ise 91.109 TL'ye yükseldi. Bekâr bir çalışanın yaşama maliyeti 36.305 TL olurken, mutfak enflasyonu yıllık bazda yüzde 41'i aştı. Gerçek işsizlik yüzde 29,7 oldu. Gıda enflasyonu aylık yüzde 3,17 oranında gerçekleşirken öncek ay bu rakam 2.64 idi. Yani anlayacağınız emekli muhtaç, halk derin yoksullukla boğuşuyor. Açlık sınırının altında maaş olmaz Olsa olsa sosyal yardım olur . Ya 25-30 yıl ödemiş olduğumuz primler nerede ne oldu ?

Geçim için bu paralar yetmiyor

Büro Emekçileri Sendikası tarafından yapılan bir araştırmaya göre ise gıda madde fiyatları üzerinden yapılan hesaplada; 4 kişilik bir memur ailesinin sağlıklı beslenmesi için aylık yapması gereken harcama tutarı Eylül 2025 için 37 bin 173 lira, Tek bir (bekâr) çalışanın yaşam maliyeti 58 bin 335 lira, Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı kısacası yoksulluk sınırı 90 bin 279 lira oldu.Bu sonuçlara göre; 2025 yılında da 22 bin 104 lira alan asgari ücretli 37 bin 173 lira olan açlık sınırının yüzde 68,17 altında ücret alarak sadece karnını doyurabiliyor.Sağlıklı beslenmenin maliyeti günlük 1.239 lirayı geçti! 2025 yılında da asgari ücret açlık sınırının altında kaldı.

Kira maaşın yüzde 75-80'i !

Büyükşehirlerde kamu emekçileri, barınma ihtiyacını karşılamak için neredeyse maaşının yğüzde 75-80’ini kiraya ödemek zorunda kalıyor! Büyükşehirlerde kamu emekçileri, barınma ihtiyacını karşılamak için öğrenci evi gibi 3 ya da 5 kişi bir arada yaşamak zorunda kalıyor!

Mega kent enflasyona teslim

 

İstanbul'da enflasyon Eylül'de hızlandı.Eylül ayında İstanbul'da perakende fiyat hareketlerinin göstergesi  İTO İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi aylık artışı yüzde 3,19 olarak gerçekleşti. Önceki veri yüzde 1,84 seviyesindeydi.En yüksek artış yüzde 24,26 ile eğitim harcamalarında gerçekleşti
Maalesef bu ülkede taktığı bir kravatın, giyindiği bir gömleğin ya da ayakkabısının fiyatı bir asgari ücretten fazla olan insanlar "Biz sizi ezdirmedik" diyorlar. İnsanda biraz vicdan olmaz mı? Başka bir konu da beslenmedir devlet okullarında 1 öğün ücretsiz sağlıklı yemek her çocuğun hakkıdır. Çocukların geleceği, insanca bir yaşam, yoksulluk sınırının üzerinde ücretler bu işten sıkıntı çeken herkesin birleşmesi gerekmektedir. Yani bir diğer deyimle "Kurtulmak yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz".

Ülkenin gerçek gündemi!

AKP iktidarının pembe tabloları artık yerini kapkara tablolara bıraktı. Hem içeride hem dışarıda hızla irtifa kaybediyor. Ülke olarak çok zor durumdayız. Bakmayın siz Trump görüşmelerine, BOP eşbaşkanlığının hayal ürünlerine kananlar hariç ülke neredeyse tümüyle kan ağlıyor. Şimdi ülkemin acı gerçeklerinde bakalım. Geleceğimiz olan çocuklarımızın durumuna ki bu bir yıl önceki verilerdir. TÜİK’in 2024 yılına ait çocuk verileri istatistiği.
Türkiye’de 2024 itibariyle 21 milyon 817 bin 61 çocuk yaşıyor. Bu çocuklardan, milyon 817 bin 61 çocuk yaşıyor. Bu çocuklardan, 7,8 milyonu hayatında bisiklete binmemiş, ya da parklarda paten sürmemiş.

Yoksul çocuklar ülkesi

Türkiye'de;  maalesef 7 milyon 39 bini açlık çekiyormuş.  6,7 milyonu günde bir öğün et, tavuk, balık ve yumurta yiyemiyormuş. 7,8 milyonu hayatında bisiklete binmemiş, parklarda paten sürmemiş. 2,5 milyonu bir çift ayakkabı, üstüne giyeceği yeni bir kıyafeti alamıyormuş. 7 milyonu doğum günü arkadaş buluşması nedir bilmiyormuş. 5,5 milyonunun oyuncağı dahi yokmuş. 4 milyonu kitap okumuyormuş.14 milyonu kültürel sanatsal etkinliklerde ve spor olanaklarından yoksunmuş.11 milyonu tatil hayali dahi kuramıyormuş.
Şimdi Milattan Sonra 2025 yılındayız ve aynı coğrafyada çocuklar yine yoksul. Bu defa bisiklet de var kitap da var paten de var ama onlara yoksulluk nedeniyle erişim yok.Zira ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 30’u yoksul. Çocuk yoksulluğu ise daha fazla: Yüzde 35,3. Hatta çocuk yoksulluğunda OECD devletleri arasında ikinci sıradayız. Bir tek Kosta Rika’yı geçebilmişiz.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *