Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
17°
Ara

İsrafı enerjiye dönüştürmek

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
İsrafı enerjiye  dönüştürmek

Her şey dahil sisteminde israf edilen yemekler, aslında otellerin kendi enerjisini üretecek kadar güçlü bir kaynak.

Hepimiz tatilde otel büfelerinin karşısına geçmişizdir. Göz alıcı çeşitler, sınırsız tabaklar, renk renk tatlılar… Fakat dikkat edin: o tabakların bir kısmı masadan neredeyse hiç dokunulmadan kalkıyor. Her şey dahil mi sistemin cazibesi, aslında büyük bir israfa da kapı aralıyor.

Türkiye için turizm hâlâ altın değerinde. Döviz girdisi, istihdam, bölgesel kalkınma… Ancak artık bu potansiyeli sadece fazla yerli ve yabancı turist ile büyütmek yetmez; sürdürülebilirliği de merkeze almak şart. İstanbul Turizm Fuarı’nda konuşan Dedeman Hotels & Resorts Yönetim Kurulu Başkanı Ergün Demiray işte bu noktada iki önemli mesaj verdi:

Birincisi; Türkiye’nin gastronomi ve destinasyon zenginliğini doğru pazarlamak, kişi başı harcamayı artırmanın en doğru yolu. 2026’da turizmi sadece deniz–kum–güneş eksenine sıkıştırmak yerine, ülke geneline yaymak ve kaliteyi öne çıkarmak gerekiyor. Daha çok otel açmak yerine doğru yatırımı yapmak, sürdürülebilirliği merkeze almak şart.

İkincisi ise; otellerde oluşan organik atıkları biyogaz sistemleriyle enerjiye dönüştürmek. Rakamlar çarpıcı: Dünya genelinde üretilen yiyeceklerin üçte biri israf ediliyor; bunun %40’ı otel ve restoranlarda. Türkiye’de 4–5 yıldızlı otellerde günlük gıda atığı ortalama 1,5ton. Tek bir otel yılda 425 ton atık üretiyor. Antalya’da ise yıllık 30–32 bin ton organik atık toplanıyor.

Oysa bu atıklar, çöpe gitmek yerine elektriğe, ısıya, sıcak suya dönüşebilir. Biyogaz tesisleriyle oteller kendi enerjisini üreten, karbon ayak izini küçülten ve maliyetini azaltan sürdürülebilir merkezler haline gelebilir. Bu model sadece doğaya değil, turizm markasına da değer katar. Çünkü artık yerli ve yabancı turist, sadece konfor değil; doğa dostu bir tatil anlayışını da talep ediyor.

Burada bir nokta daha var: Bu dönüşümün hızlanması için devletin de teşvik mekanizmalarını devreye alması şart. Organik atıkların enerjiye dönüşmesi hem çevreye hem ekonomiye katkı sağlarken, kamu desteği bu yatırımları oteller için daha ulaşılabilir hale getirebilir. Vergi avantajları, kredi kolaylıkları ve enerji alım garantileri, sektörün bu adımı daha hızlı atmasını sağlayacaktır.

Sonuçta mesele sadece otellerin değil, tüm ülkenin geleceğidir. Devlet ve özel sektör el ele verirse, Türkiye turizmi hem daha rekabetçi hem de daha sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilir. Bu iş birliği, turizmi nicelikten nitelik aşamasına taşıyacak en güçlü adım olacaktır.

Kısacası, Türkiye turizminin geleceği için asıl soru şudur: Her şey dahil mi, her şey doğal mı? Eğer geleceği yakalamak istiyorsak, turizmi sadece büyütmek değil, akıllıca dönüştürmek zorundayız. Gastronomiden enerjiye, sürdürülebilirliği merkeze almak artık bir tercih değil, stratejik bir zorunluluktur.

Ve bir sonraki tatilinizde tabağınızdaki artığın çöpe değil de enerjiye dönüştüğünü bilmek, size de çok daha “doğal” gelmez miydi?

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *