Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı bulutlu
20°
Ara

Pandemi mirası: Evlerimiz nasıl değişti?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Pandemi mirası: Evlerimiz nasıl değişti?

Pandemi, bir dönem hepimize evlerimize hapsetti. Dört duvar arasında geçirilen o uzun aylar, bize “ev” kavramını yeniden düşündürmüş oldu. Kimimiz için sadece uyuma alanı olan evler, daha sonrasında hayatımızın merkezi haline geldi. 
Evler barınma ihtiyacını karşılarken ofis, atölye, spor salonu, buluşma alanları gibi çoklu fonksiyonlar üstlenince evlerin de bu ihtiyaçlara hizmet edecek şekilde dönüşmesi gerekti. Mutfak masaları çalışma masalarına, salonlar spor alanlarına evrildi. Pandemi süreci her ne kadar bitse de birçok şirket uzaktan/evden çalışma kültürüne hızlı bir şekilde adapte oldu ve bu şekilde çalışmaya devam ediyor. Hatta birçok insan evden çalışma kültürüne öyle adapte oldu ki ofiste çalışmak istemiyor. İş ilanlarında hibrid, uzaktan çalışma gibi kavramları da daha çok görür olduk. Bu sebeple diyebiliriz ki uzaktan çalışma kültürünün yerleşmesiyle beraber evden çalışmak bir norm haline geldi. Dolayısıyla bu dönüşümü bir trend olarak değil, geleceğin yaşam standardı gibi düşünmek mümkün gibi. 
Evde geçirilen süre artınca apartman dairelerinin sıkışık düzeni, pencerelerden görülen manzaranın sadece binalardan ibaret oluşu daha çok rahatsız etmeye başladı. Oysa bir bahçeye adım atma, toprağa dokunma veya sadece kendi balkonumuzda sessizce oturma lüksü, aniden en büyük zenginliğimiz oluverdi. İşte tam da bu noktada müstakil evler, bir sığınak, bir nefes alma alanı olarak parladı. Dolayısıyla bu parlayış müstakil evlerin yoğun olduğu bölgelerdeki kiralara da yansımış oldu... 
İstanbul’daki müstakil evlerin kiralama ve satın alma fiyatları astronomik bir artış gösterince, yeni projeler birçok fonksiyonu içinde barındıran, sosyal alanlar, spor ve çocuk oyun alanları, market, kuaför gibi birimleri içine alan site dışına çıkmadan birçok ihtiyacı karşılayabilecek şekilde tasarlanmaya başladı. Bu siteler, orada yaşayanlar için büyük bir konfor yarattı tabi ama mahalle kültürüne de balta vurdu. Siteler aslında küçük birer fanus gibi bir kapalı sistem olarak çalışıyor. Hepsinin özel güvenlikleri var ve site sakini olmayan giremiyor. Dolayısıyla insanların eskiden mahallesiyle kurduğu duygusal bağ da kopmuş oldu. İstanbul’un birçok semtinde gece kondular ve büyük siteler yan yana yer alsa da site sakinleri komşusundan bir haber şekilde yaşayabiliyor. 
Peki evlerimizde neler değişti? Öncelikli olarak evin dekorasyonuna verilen kıymet arttı. Şu an ev dekorasyonu hizmeti alanların eskiye nazaran çok daha fazla olduğunu söyleyebilirim. Zaman geçirdiğimiz alanlardaki eksik gedikler hem daha çok gözümüze batıyor hem de bu alanların daha konforlu ve estetik olmasını istiyoruz.
Bunla beraber sosyal medyanın etkisini de göz ardı etmemek gerek. Çünkü pandemide evlerimize kapanmamız içerik tüketim alışkanlıklarına da etki etti. Pandemide, evlerini güzelleştirme arayışına giren geniş bir kitle sosyal medyaya yöneldi. Markalar da bu potansiyeli fark ederek ürünlerini tanıtmak için influencerlarla iş birliği yapmaya başladı. Ayrıca insanlar evlerinden daha çok paylaşım yapmaya başladığı için görünümün estetik olması çok daha büyük bir önem kazandı. Bir kahve fotoğrafı paylaşmak için bile arka planda bir sunum seremonisi olabiliyor...
Özetle, pandemi mimarlık ve dekorasyon alanında köklü bir zihniyet değişimine yol açtı. Artık evlerimiz sadece barındığımız alanlar değil, aynı zamanda kişisel gelişimizi, sağlığımızı, sosyal ve iş hayatımızı destekleyen dinamik merkezler. Öyle görünüyor ki bu dönüşüm tasarımlardaki çoklu fonksiyonelliği ve insanı merkeze alan bir yaklaşımı kalıcı hâle getirecek...

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *