
Peki ya şimdi?

Zaten bekleniyordu. Fransa başbakanı François Bayrou güven oylamasını kaybetti. Görevde kalabilmek için en az 280 oya ihtiyacı vardı, ancak 194 oy alabildi; 364 milletvekili ona karşı oy kullandı. Aralık 2024'te başbakan olmuştu. Çoğunluktan yoksun bir merkez sağ hükümetin başındaki 74 yaşındaki Bayrou, dokuz aydan kısa bir süre sonra güvenoyu alamadı. hükümet çöktü, ülke zor durumda ve Macron baskı altında.
Şimdi Cumhurbaşkanı Macron tekrar gündemde. Fransa zor durumdan nasıl kurtulacak? Fazla zamanı yok: Macron ya şimdi, sadece iki yıl içinde beşinci başbakanı atayacak, ya da teorik olarak ikinci bir seçenek Ulusal Meclis'i feshedip yeni seçime gidilmesini sağlayacak. Elysee Sarayı Pazartesi gecesi yaptığı açıklamada, Macron'un önümüzdeki günlerde yeni bir başbakan atayacağını duyurdu.
Ancak önümüzdeki günler, daha yeni zorluklar getirecek. Bugün (Salı) için, yeni vatandaş hareketi "Bloquons tout" ülkenin "topyekun abluka" altına alınması çağrısında bulundu. Herkesin evde kalması, alışveriş yapmaması, kredi kartı kullanmaması ve tren istasyonları, yollar ve havaalanları gibi altyapı tesislerinin aksatılması. Hareket çevrimiçi olarak doğdu, radikal sol görüşlü Boyun Eğmeyen Fransa (La France Insoumise) liderliğini devraldı.
Fransa kronik siyasi istikrarsızlığa ve büyüyen mali krizle başa çıkamayacak duruma düştüğünün işareti mi bu? Financial Times gazetesi dün ‘Macron, kargaşayı yatıştırmak için yeni başbakan arıyor. Amacı, açığı azaltacak bir bütçe çıkarmak ve erken bir yasama seçimini önlemek. Çünkü durum protestolar ve olası bir kredi notu indirimiyle birlikte sokaklara ve piyasalara yayılma riski taşıyan yeni bir siyasi krizi tetikledi‘ diyordu.
Finans piyasaları ve Fransız girişimciler de siyasi istikrar arayışında. Önümüzdeki Cuma günü, Fitch kredi derecelendirme kuruluşu Fransa'nın notunu açıklayacak ve ülkenin kredibilitesini, özellikle de siyasi çalkantılar nedeniyle düşürme olasılığı yüksek. 18 Eylül'de, ülkenin en büyük sendika konfederasyonu olan CGT'nin de katılacağı bir grev dalgası planlanıyor. O zamana kadar yeni bir hükümet kurulmazsa, Macron’un işi zor.
Cumhurbaşkanı Macron yoğun baskı altında. Fransa ağır borçlu ve maliyesini kontrol altına alması gerekiyor. Önümüzdeki yıl için yaklaşık 44 milyar avroluk tasarruf öngörülüyor. Bu amaçla, iki resmi tatilin kaldırılması düşünülüyordu. Fransa mali açıdan çökmüş durumda olmasına rağmen, asgari düzeyde bir kemer sıkma politikası mümkün görünmüyor. Zaten Bayrou'nun selefi Michel Barnier de bütçe konusundaki bir anlaşmazlıkta devrilmişti.
Fransız bütçesinin dramatik bir tablosu şöyle; gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 5,8'i oranında bir açık (AB’de izin verilen yüzde üç) ve 3,415 milyar avroluk bir milli borç. Güven oyu alamayan başbakan François Bayrou oylama öncesi kırk dakikalık konuşmasında ülkenin uçurumun kenarında olduğunu ve ülkenin kaderinin tehlikede olduğunu söylemişti. AB'nin ikinci büyük ekonomisinin felç olmasının Avrupa'yı bir bütün olarak zayıflattığı söyleniyor.
Macron şimdi, mevcut Beşinci Cumhuriyet'te, yani 1958'den beri eşi benzeri görülmemiş bir şekilde, sadece iki yıl içinde beşinci başbakanı atamak istiyor. En azından Elysee Sarayı’ndan yapılan açıklama bu yönde. Ancak ulusal mecliste çoğunluğu olmadığı ve erken seçime gitmek istemediği göz önüne alındığında, istikrarlı bir hükümet kurmak için pek fazla seçeneğinin olmadığı da gözüküyor.
Peki Fransa için çıkış yolu ne olabilir? Bir siyasi analist şöyle yazmış; Kulağa dramatik geliyor ama bence Fransa'nın siyasi geleceğinde sadece bir çıkmaz. Siyasi istikrarsızlık ve hiçbir şey yapamama.‘ Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi şöyle yazmış; ‘Ülkenin imajı istikrar, refah devleti, ve küresel öneme dayanıyor. Ancak şimdi Fransızlar şunu fark ediyor: Bunların hiçbiri kalmadı. Peki ya şimdi?‘ Her şeyi özetlemiş sanırım.