Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
25°
Ara

Demokrasiye darbe!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Demokrasiye darbe!

Türkiye’de demokrasi, her geçen gün daha ağır bir sınavdan geçiyor. Son olarak CHP İl Başkanlığı’na kayyum atanması, iktidarın muhalefeti tasfiye etme ve ülkenin siyasal hayatını tek renkli hale getirme niyetini bir kez daha ortaya koydu. AKP’nin bu tavrı, yalnızca CHP’ye değil, aslında bütün Türkiye’nin demokratik değerlerine yönelik bir saldırıdır.

Kayyum uygulamaları uzun süredir Türkiye’nin gündeminde. Önce seçilmiş belediye başkanlarına uygulanan bu anti-demokratik yöntem, şimdi ise siyasi partilerin il örgütlerine kadar uzatıldı. Bu, iktidarın artık sadece yerel yönetimleri değil, doğrudan siyasi partileri de hedef aldığı anlamına geliyor. Yargı eliyle alınan bu kararların hukuki bir temeli yoktur; tamamen siyasi vesayet anlayışının ürünüdür. Bugün CHP’ye, dün HDP’ye, yarın başka bir siyasi oluşuma… Bu kısır döngü, Türkiye’de demokrasiye vurulmuş zincirlerden başka bir şey değildir.

AKP iktidarı, “milli irade” söylemini her fırsatta diline dolarken, aslında halkın iradesini hiçe saymaktadır. Atanan kayyumlar, milletin oyuyla belirlenmiş yöneticilerin yerine oturtulmakta, adalet ise bir sopa gibi kullanılmaktadır. Yargı bağımsızlığı çoktan rafa kaldırılmış, yargı mensupları iktidarın siyasi çıkarlarına göre pozisyon alan figürlere dönüştürülmüştür. Bu tablo, Türkiye’yi ileriye değil, geriye; demokratikleşmeye değil, otoriterliğe sürüklemektedir.

Bugün hükümet, kendi iktidarını korumak uğruna ülkenin demokrasisine dinamit koymaktadır. Farklı seslere, muhalefete, özgür medyaya tahammülü olmayan bu zihniyet, aslında kendi çöküşünün işaretlerini de vermektedir. Çünkü halk, baskı rejimlerinden er ya da geç hesap sormasını bilir.

Bu noktada CHP’nin tavrı önemlidir. Genel Başkan Özgür Özel’in son dönemde sergilediği kararlı muhalefet ve halka dokunan siyaset tarzı, Türkiye’de umut ışığı olmuştur. Özel, bir yandan iktidarın hukuksuzluklarını cesurca dile getirirken, diğer yandan da partisini toplumun geniş kesimleriyle buluşturan kapsayıcı bir siyaset geliştirmektedir. Özellikle emeklilerin, işçilerin, gençlerin ve kadınların sorunlarını gündeme taşıması, CHP’nin yeniden halkın partisi olma yolunda ilerlediğinin göstergesidir.

Ancak geçmişin hatalarından da ders almak gerekir. Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun süren genel başkanlığı, ne yazık ki partiyi iktidara taşıyamamış, birçok fırsat heba edilmiştir. Gürsel Tekin gibi isimlerin ise, parti içindeki tavırlarıyla zaman zaman CHP’nin birlik ve direncine zarar verdikleri ortadadır. Bugün CHP, kendi içindeki enerjiyi bölmeye değil, bütünleştirmeye ihtiyaç duymaktadır. Bu bağlamda, geçmişte yapılan hataların tekrar etmemesi için parti kadrolarının daha dikkatli, daha sorumlu davranmaları şarttır.

Türkiye’nin önünde çok kritik bir süreç vardır. İktidarın anti-demokratik baskılarına karşı, muhalefetin hem kararlı hem de halkla iç içe bir duruş sergilemesi gerekmektedir. CHP’nin bugünkü yönetimi bu konuda umut vaat etmektedir. Özgür Özel liderliğinde atılan adımlar, demokrasinin yeniden filizlenmesi için önemlidir.

Sonuç olarak; CHP İl Başkanlığı’na kayyum atanması, yalnızca bir partiye değil, hepimize yapılmış bir darbedir. Bu darbe, iktidarın tükenmişliğinin ve çaresizliğinin göstergesidir. Demokrasiyi savunmak için, susmamak, korkmamak ve mücadeleyi büyütmek zorundayız. Çünkü demokrasi yalnızca sandıkta değil, aynı zamanda hukukun üstünlüğünde, basın özgürlüğünde, örgütlenme hakkının korunmasında ve muhalefetin var olma hakkına saygı duyulmasında yaşar.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *