Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
20°
Ara

Çatalca Meclisi çocuk parkı mı!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Çatalca Meclisi çocuk parkı mı!

Çatalca Belediyesi Eylül Ayı Meclis Toplantısı'nın ilk birleşimi, ne yazık ki hizmetten çok tartışmalarla anıldı. Gündem dışı konuşmalarda CHP’li Burak Tan ile AK Partili Lokman Naroğlu arasında yaşanan sert diyalog, meclisi adeta bir mahalle kahvesine çevirdi.

Burak Tan, geçmiş dönemlerde Atatürk Evi’nin yapımını hatırlatarak “Vatandaş kaçak binasının yıkımı için tebligat alınca, bize gelip önceki dönemi örnek gösteriyor ben Atatürk Evi'nin penceresi yaptım, bana böyle 10 kişi 20 kişi geliyor sanırım bu Atatürk Evi'nin penceresini 50-100 kişi yapmış” şeklinde ifadeler kullanarak AK Parti yönetimi döneminde usulsüzlükler olduğunu ima etti.

Söz alan Ak Parti Meclis Üyesi Lokman Naroğlu ise aynı sertlikte yanıt verdi. Bu kez oklar CHP yönetimine çevrildi: “Burak Tan’ın aldığı para, başkasının aldığı para… Bunlarda hep bize geliyor. O paralar nereye gidiyor, onu açıklayın” diyerek dikkat çekici bir iddia ortaya attı.

Ama işin ilginci, her iki meclis üyesi de bu ağır suçlamaları ispatlayacak tek bir belge dahi ortaya koyamadı. Yani dedikodular, laf oyunları ve karşılıklı ithamlar havada uçuştu.

Burada asıl sorulması gereken soru şudur: Halkın meclisi dedikodu yeri midir?

Sizler seçimle iş başına gelmiş, Çatalca Halkı'nı temsil eden kişilersiniz. O koltuklarda oturmanın ağırlığı vardır. Kişisel hırslarınızı, siyasi hesaplarınızı o meclis kürsüsüne taşıyıp halkın kafasını bulandırmaya hakkınız yoktur. Eğer elinizde belge varsa çıkar ortaya koyarsınız. Yoksa halkın huzurunda özür dilersiniz. Bu kadar net.

Ve gelelim işin en kritik noktasına… Belediye Başkanı Erhan Güzel, 17 yıllık belediyecilik geçmişi olan, ilçe belediyesi ve İBB’de üst düzey görevlerde bulunmuş bir isim. Ancak görünen o ki, meclisi yönetmekte zorlanıyor. Zamanında müdahale etmek yerine, “ispat edin” diyerek konuyu geçiştiriyor. Oysa belediye meclisi, ilçe halkının meşru iradesinin tecelli ettiği yerdir. Burası kahvehane değil, devlet ciddiyetinin olması gereken salondur.

Eğer bugün meclis salonu bir tartışma arenasına dönüşüyorsa, bu sadece meclis üyelerinin değil, başkanın da sorumluluğudur. Çünkü başkan, meclisin hakemidir.

Şimdi gözler ikinci birleşimde olacak. Halkın beklentisi açık. Her iki meclis üyesi de ortaya attıkları iddiaları belgeleriyle desteklemeli ya da Çatalca Halkı'nın karşısına çıkıp özür dilemelidir. Çünkü konu çok ciddi! Usulsüzlük ve para iddiaları… Bunlar öyle “dedikodu” deyip geçiştirilecek meseleler değildir.

Çatalca halkı kavga değil, hizmet görmek istiyor. Meclis üyelerinin görevi de budur. Hizmet üretmek, ilçedeki sorunların çözümü için çalışmaktır. Halk bu kısır çekişmelerle, gereksiz ağız dalaşlarıyla oyalanmamalıdır. Dün izlediğimiz görüntüler eğer bir meclis salonu olmasa seyir keyfi yüksek sahnelerdi. Ancak bulunduğunuz yerin meclis salonu olması sebebiyle konuşmaların halkın faydasına denilecek tek bir yanı yoktu. Bu boş konuşmalar, laf dalaşları, karşılıklı atışmalar saatlerce sürerken mecliste görüşülecek gündem konularını konuşmak 10 dakika bile sürmedi. Bundan ne anlıyoruz mecliste boş laf çok icraat yok.

Unutmayın; o meclis salonu sizin kişisel hesaplaşma alanınız değil, halkın meclisidir.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *