Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
24°
Ara

Örümcek ağı ve kaderin sessiz gücü

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Örümcek ağı ve kaderin sessiz gücü

Hayatın görünmez ipleri, inançlarımız ve seçimlerimizle örülür; her titreşim bir ders verir.

“Hayatta iki rol vardır: Ya av olursun ya da avcı… Seçimin, inandığın güç ve yaslandığın kuvvete göre belirlenir.”

Hayat bazen insana koca bir ayna tutar: Neye inanıyorsan, hangi güce yaslanıyorsan, sınavın da tam oradan gelir. Paraya tutunan kayıpla, güce güvenen düşüşle, aşka bağlanan ayrılıkla sınanır. Bilgisine güvenen, bilgisizliğin tokadıyla; eğitimine yaslanan, hayatın acı tecrübeleriyle; zenginliğe inanan kayıpla; gelenekçiliğe sıkı sıkıya bağlanan da değişimin sert rüzgârıyla sınanır. İnsan o an anlar ki; inanç dediğimiz şey sadece bir yön değil, aynı zamanda kaderin bizi ölçtüğü görünmez bir terazidir. Belki de bu yüzden hayat, örümcek ağı gibi karmaşık görünür. Dışarıdan bakınca düzensiz ve kırılgan sanırız; oysa iplerin hepsi tek bir merkezden örülmektedir.

Örümcek ağı dedim ya… Aklıma Sevr Mağarası geliyor. Hz. Muhammed (sav) hicret yolundayken, mağaranın kapısına örülen incecik bir ağ. Dışarıdan bakıldığında basit, kırılgan, değse kopacak gibi. Ama o gün en büyük ordulara, en keskin kılıçlara, en kararlı düşmanlara karşı en güçlü kalkan olmuştu. İncecik iplerin, inançla birleştiğinde bir dağ gibi durabilmesi, bize hayatın sırrını fısıldıyor aslında.

Peki hiç düşündünüz mü, örümcek neden ağ yapar? Sadece av yakalamak için mi? Hayır… Bilim insanları der ki, örümcek ağı, örümcek için sadece bir tuzak değil; aynı zamanda ev, koruma ve iletişim aracıdır. Ağın lifleri çelikten on kat daha dayanıklıdır ve enerji titreşimlerini hissederek avın büyüklüğünü ve türünü ayırt eder. Örümcek, ağına düşen sineğin titreşimlerinden onun ne kadar büyük olduğunu, yenilip yenilemeyeceğini ölçer. Biz ise çoğu zaman söylediğimiz sözün, yaptığımız davranışın, attığımız adımın sonuçlarını hesaplayamayız. Aceleci oluruz, bilgisizce hareket ederiz ve ardından zararını görürüz. Tıpkı ağın titreşimlerini hissetmeyen bir sinek gibi… Oysa biraz durup düşünseydik, her hareketimizin bir etki yarattığını fark edebilirdik.

İşte insan hayatı da buna benzer. Biz görünmez iplerle bağlıyız: inançlarımız, değerlerimiz, seçimlerimiz… Kimimiz bu ipleri paraya, güce, bilgiye, eğitime, zenginliğe veya geleneklere bağlar. Bazen ipler bizi tutar, bazen serbest bırakır; ama her durumda kaderimizin ağı örülür. Dışarıdan karmaşık görünse de her düğümün, her çaprazın bir anlamı vardır.

Belki de hayatın en zor tarafı burada gizli… Sınandığımız şeyler gerçekten sınavımız mıdır, yoksa sınav sandıklarımız aslında bizi güçlendiren sırlar mıdır? İşte bu bilinmezlik, zihnimizde bitmeyen bir münazara gibi sürüp gider. Ağın her titreşimi bize bir ders verir; kaybettiğimiz, kazandığımız, bağlandığımız ve serbest kaldığımız her an, görünmez bir düzenin parçasıdır.

Sonunda insan şunu öğrenir: Ne güç sandığın şey ne de korktuğun kuvvet seni yönetir. Sen hangi merkezden bağlandıysan, o ağ seni ya korur ya da içine hapseder. Hayat işte bu kadar basit. Biz karmaşıklaştırıyoruz; ama kaderin ağı, görünmez ama güçlü bir şekilde, sessizce örülüyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *