
Cengizhan Kaya ile magazin gündemi

Estetik ve maneviyat bir arada
Her çizgide bir dua, her renkte bir kadim inanç: Buket Önyürü’nün “Fatıma Ana’nın Eli” adlı eseri, estetikle maneviyatın iç içe geçtiği güçlü bir anlatı sunuyor
Ankara doğumlu arkeolog, müzeci ve ressam Buket Önyürü; 26 yıllık müze kariyerinden damıttığı tarihsel ve kültürel birikimi, sanatın derinlikleriyle harmanlayarak eserlerine yansıtıyor. Son dönemde sosyal medyada ve sanat çevrelerinde büyük ilgi gören çalışması “Fatıma Ana’nın Eli”, yalnızca görsel değil; aynı zamanda ruhsal bir yolculuk vadediyor.
Bir sembolden sanata
İslam kültüründe Hz. Fatıma’ya atfedilen, mistik dünyada ise “Hamsa” olarak bilinen Fatıma Ana’nın Eli, Önyürü’nün fırçasında yeniden hayat buluyor. Beş parmakla simgelenen sabır, sadakat, şefkat, inanç ve umut; altın varaklarla, iç içe geçmiş nazar boncukları ve zarif çiçek motifleriyle buluşarak adeta büyülü bir kalkan oluşturuyor. “Bu figürü tuvale taşımak, yalnızca bir şekli değil; korunmayı, sevgiyi ve ilahi bir huzuru anlatmak demek,” diyor Önyürü. Ona göre her çizgi, kalpten yükselen bir niyetin izini taşıyor.
Müzeden sanat atölyelerine
Hacettepe Üniversitesi Arkeoloji Bölümü mezunu olan Buket Önyürü, Ankara Üniversitesi’nde Müze Pedagojisi üzerine yüksek lisans yaptı. Doğa Tarihi Müzesi’nde başladığı kariyerinde, zamanla müze küratörlüğü ve halkla ilişkiler yöneticiliğine kadar yükseldi. Güzel Sanatlar Okulu’nda aldığı iki yıllık eğitimiyle birlikte sanatı akademik ve kültürel temellere oturtarak özgün bir çizgi yakaladı. Son bir yıldır Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’nde görev yapan Buket Önyürü, burada da kültürel miras ve sanat arasındaki bağları güçlendirmeye devam ediyor. Sanatçının en önemli hedeflerinden biri ise; Tamer Karadağlı ve ekibiyle birlikte Türkiye’nin ilk Devlet Tiyatroları Müzesi’ni kurmak. “Tiyatro, yaşayan bir hafızadır. Bu hafızayı bir müzeyle taçlandırmak, geleceğe kültürel bir miras bırakmak demektir,” diyerek bu projenin heyecanını paylaşıyor.
Ruhsal yükseliş
Eserde özellikle dikkat çeken bir başka öge ise lotus çiçeği. Bu simgeyle birleşen Fatıma Ana’nın Eli, zorluklardan doğan saflığı, ruhsal yükselişi ve yeniden doğuşu simgeliyor. Önyürü, bu birleşimi şu sözlerle anlatıyor: "Lotus, çamurun içinden doğar ama hep temiz kalır. Tıpkı insanın zorluklar karşısındaki direnci gibi… Fatıma Ana’nın eliyle birleştirdiğimde, izleyiciye içsel bir huzur ve koruyucu enerji sunmak istedim."
Sanat, dua ve koruyucu enerji
Instagram’da @buketarts adresinden takip edilebilen Buket Önyürü’nün 40 bine yakın takipçisi bulunuyor. Eserleri kadar verdiği ilhamla da dikkat çeken sanatçı, sanatın aynı zamanda bir şifa olduğuna inanıyor. “Sanatla birleşen dua, kalpten çıkan en saf titreşimdir,” diyor. Ve “Fatıma Ana’nın Eli”, bu titreşimle dokunmuş bir ruhsal zırh gibi…

Esra ile Hayat Güzeldir parlayacak
Ekranların sevilen ismi, sunucu, yapımcı, vokal koçu ve ses terapisti Esra Kavrukkoca, üç yıldır başarıyla sürdürdüğü Esra Kavrukkoca ile Hayat Güzeldir programıyla izleyicilerin gönlünde taht kurdu
Gerek samimi ekran enerjisi, gerekse toplumsal duyarlılık taşıyan içerikleriyle gündüz kuşağına yeni bir soluk getiren Kavrukkoca, şimdi yepyeni bir döneme hazırlanıyor. Şu sıralar Yunanistan’ın eşsiz adaları Midilli ve Samos’ta tatilde olan Kavrukkoca, “Biraz kendimi dinlemek, bedenimi ve ruhumu toparlamak istedim. Üç yıldır her gün ekranda olmak hem büyük bir sorumluluk hem de ciddi bir tempo gerektiriyor,” diyor. Samos’un masmavi sularında ve Midilli’nin tarihi sokaklarında yeniden enerji toplayan Kavrukkoca, tatil sürecini hem ruhsal hem de profesyonel anlamda bir “yeniden doğuş” olarak tanımlıyor. Sosyal medyadan paylaştığı tatil kareleriyle de dikkat çeken Kavrukkoca, doğallığı ve zarafetiyle yine hayranlarının beğenisini topladı.
Yeni sezonda nerede olacak?
Üç sezondur başarıyla sürdürülen Esra Kavrukkoca ile Hayat Güzeldir programı artık Esra Kavrukkoca ile özdeşleşmiş durumda. Programı ekranda görmek isteyen izleyicilerden gelen yoğun mesajlar, yeni sezonda geri dönüş için adeta itici güç olmuş. Kavrukkoca’nın “Program artık markalaştı. İnsanlar hem beni hem de içeriğimizi çok benimsedi. Bu ilgiyi karşılıksız bırakmak istemiyorum,” sözleri, Esra Kavrukkoca ile Hayat Güzeldir’in yeniden doğuşunu müjdeliyor.
Yeni sezonda hangi kanalda ekrana geleceği ise henüz açıklanmadı. Ancak gelen kulis bilgilerine göre birden fazla kanaldan teklif almış durumda. Kavrukkoca şu anda bu teklifleri değerlendiriyor. “Sürprizlerimiz olacak, çok yakında netleşecek,” diyor.
Eğitimde de parlıyor
Kavrukkoca’nın yalnızca bir ekran yüzü değil, aynı zamanda yetkin bir şan eğitmeni, nefes koçu ve ses terapisti olduğunu hatırlatmak gerekir. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı ve Kocaeli Belediye Konservatuvarı mezunu olan Kavrukkoca, geçmişte Selçuk Ural, Nil Burak, Semiha Yankı gibi dev isimlerle çalışmış, Azerbaycan’da jüri üyeliği yapmış ve Kafkas Üniversitesi’nde dersler vermiş bir müzik insanı. Şu sıralar Doğulu Müzik Bale ve Eğitim Kurumları bünyesinde derslerine devam ediyor. Bununla birlikte kurumsal eğitimlerde diksiyon, beden dili ve hitabet gibi alanlarda da eğitimler vererek bilgi ve deneyimini paylaşıyor. Esra Kavrukkoca, çok yakında yeniden ekranlarda olacak. Güzelliği, bilgeliği ve enerjisiyle… Ve biz, bir kez daha onun samimi ekranına konuk olmaya hazırlanıyoruz.

Havalimanında başlayan yolculuk
Hangi bavul, hangi uçuş kartı, hangi kapı bizi gerçekten ait olduğumuz yere götürür? Yazar, gazeteci ve televizyon programcısı Funda Karayel, bu sorunun peşine düşerek okurlarını sıra dışı bir yolculuğa çıkarıyor.
Karayel’in deneme-öykü türündeki eseri, dünyanın dört bir yanındaki havalimanlarından kesitler sunuyor. Ancak bu uçuşlar yalnızca mekân değiştirmekten ibaret değil; her terminal, insan ruhunun farklı bir katmanına açılıyor. Geciken uçuşlar, vedalar, göz göze gelişler, kaybolan bavullar… ve en önemlisi, kaybolan insanlar. “Rota Bilinmez”, bir yerden başka bir yere değil, bir halden başka bir hale geçişin güncesi olarak dikkat çekiyor. Kitabın kapak tasarımını grafik tasarımcı Filiz Demir, sayfa içi çizimlerini ise illüstratör Cem Tunçer hazırladı. En çarpıcı detay ise kapağın, yapay zekâ sanatçısı Alkan Avcıoğlu tarafından dijital bir sanat eserine dönüştürülmesi oldu. Avcıoğlu’nun AI destekli video-art çalışması, okurları zaman, mekân ve bellek arasında sınırları belirsiz bir yolculuğa çıkarıyor. Kitaba eşlik eden müzik ise, Vikki Bardot ismiyle tanınan Gizem Avcıoğlu’nun imzasını taşıyor. Böylece “Rota Bilinmez”, okunmanın ötesine geçerek izlenip dinlenebilen çok boyutlu bir esere dönüşüyor.
Bodrum'da rekor imza kuyruğu
Funda Karayel, kitabının ilk imza gününü D&R Milta Bodrum Marina’da gerçekleştirdi. 45 dereceyi bulan Bodrum sıcağına rağmen 3 saat boyunca yüzü aşkın kitabını imzalayan Karayel, okurlarıyla sohbet edip fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi. Katılımın yoğunluğu, kitabın gördüğü ilgiyi şimdiden kanıtlar nitelikteydi.
Sırada Zorlu ve New York var
Bodrum’un ardından imza günleri 15 Eylül’de D&R Zorlu’da, sonrasında ise New York başta olmak üzere yurt dışındaki önemli başkentlerde devam edecek. “Rota Bilinmez: Havalimanı Hikâyeleri”, yalnızca raflarda duran bir kitap değil; okurunu çok boyutlu bir sanat yolculuğuna davet eden cesur bir yayıncılık örneği. Bir bavul alın, boarding kartınızı kapın ve Funda Karayel’in rehberliğinde rotası bilinmeyen bu serüvene siz de adım atın.
Hüda ile 'Zamanın Var'
Müzik dünyasında kendine özgü tarzı, güçlü sesi ve sahnedeki etkileyici varlığıyla dikkat çeken Hüba Benlioğlu, yeni teklisi “Zamanın Var” ile dinleyicileriyle yeniden buluştu. Sözü başarılı sanatçının kendisine, müziği ise usta isim Bara Yöngün Keymen’e ait olan şarkı, 25 Temmuz itibarıyla tüm dijital platformlarda yerini aldı
Sanat hayatına çok yönlü birikimiyle damga vuran Hüba Benlioğlu, sadece şarkıcılığıyla değil, aynı zamanda moda tasarımı, stil danışmanlığı, oyunculuk ve sahne sanatları alanındaki yetkinliğiyle de öne çıkıyor. İstanbul Kadıköy doğumlu sanatçı, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde müzik eğitimi aldıktan sonra Haliç Üniversitesi Opera ve Konser Şarkıcılığı bölümünden 2023 yılında mezun oldu. Eğitim sürecinde Eric Morris sistem oyunculuğu ve klasik tiyatro eğitimlerini de başarıyla tamamlayan Benlioğlu, sanatın farklı disiplinlerini ustalıkla harmanlamaya devam ediyor.
2023 Kasım’ında Melodrome Müzik etiketiyle yayınladığı ilk teklisi “Benimle Kalsana” ile dikkatleri üzerine çeken Benlioğlu, bu yıl başında çıkan ikinci teklisi “Kötü Aşk” ile de beğeni toplamıştı. “Zamanın Var” ise hem sözleriyle hem melodisiyle sanatçının müzikal yolculuğunda yeni bir dönemin habercisi niteliğinde.
Önemli bir şarkı
Şarkının klip çekimleri tamamlandı ve çok yakında izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor. Yönetmen
koltuğunda yine Bara Yöngün Keymen’in oturduğu klip, Hüba Benlioğlu’nun sahne enerjisini ve görsel estetiğini yansıtan özel bir çalışmaya dönüştü. Moda tasarımcısı kimliğiyle de öne çıkan Benlioğlu, bu projede de stil anlayışını klibe başarılı bir şekilde yansıttı. Turizm bölgelerinde uzun yıllar performans sanatçısı olarak sahne alan, sahne deneyimi ve iletişim gücüyle izleyicinin kalbini kazanan Benlioğlu, şu sıralar hem prova sürecine hem de üçüncü teklisinin kayıtlarına odaklanmış durumda. Yeni çalışması yine Melodrome Music tarafından prodüksiyonu üstlenilecek bir şarkı olacak.
Ekonominin en güzeli
Türkiye’nin deneyimli haberci ve spikerlerinden Pervin Karakullukçu, televizyonculuk serüveninde yeni bir sayfa açtı
29 Temmuz 1984’te Ordu’da doğan Pervin Karakullukçu, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden başarıyla mezun oldu. Anka Haber Ajansı, Kanal B ve Olay TV gibi önemli medya kuruluşlarında görev yaptı. Mesleğe muhabir olarak başlayan Karakullukçu, polis-adliye, ekonomi, siyaset ve yaşam haberlerinden sonra haber programcılığı ve spikerlik alanında da kendini kanıtladı. Sinema alanına özel ilgisi bulunan ve sinema yazarlığı da yapan Karakullukçu, haberciliğe dair yeteneği, çalışkanlığı, çok yönlü birikimi ve kendine özgü sunumu ile tanınıyor. Ekrandaki pozitif enerjisi, ışıltısı ve zarafetiyle izleyicilerden tam not alan başarılı spiker, Agro Ekonomi ile hem ekonomi gündemini hem de tarım ve üretim dünyasının nabzını tutarak fark yaratıyor. Pervin Karakullukçu’nun bilgi birikimi ve güçlü ekran dili, onu sadece bugünün değil, geleceğin de en önemli televizyon yüzlerinden biri yapmaya aday gösteriyor.

Toplumsal isyanın sesi
Genç sanatçı Yiğit Sezgin, toplumsal adaletsizliklere karşı sert bir duruş sergileyen Çığlık isimli tekli çalışmasını müzikseverlerle buluşturdu. MüzikOnair Türkiye etiketiyle yayınlanan eser, 4K çözünürlüğündeki çarpıcı klibiyle netd müzik’te izlenebiliyor
Sözleri Yiğit Sezgin’e, müzik ve aranjesi SA digital’e ait olan Çığlık, bireyin sisteme karşı verdiği mücadeleyi yüksek enerjili bir sound ile yansıtıyor. Şarkının her dizesinde hissedilen öfke, klipteki güçlü görsellerle birleşerek izleyiciyi derin bir sorgulamaya davet ediyor. Yönetmenliğini Bartu Akın’ın üstlendiği video, dinleyiciyi sadece müzikal değil, görsel anlamda da sert bir deneyime sürüklüyor. Sanatçı, eseri için “Bu sadece bir şarkı değil, içimde yıllardır birikenlerin haykırışı” sözleriyle hem kişisel hem de toplumsal yönüne dikkat çekiyor. Filtre kullanılmadan, doğrudan ve yalın bir şekilde kayda alınan sahneler, şarkının samimiyetini pekiştiriyor. Yiğit Sezgin, hem sözlerindeki sertlik hem de klipteki güçlü oyunculuğuyla dinleyici ve izleyicinin hafızasında kalıcı bir etki bırakıyor.
Başarılı bir klip
Çığlık’ın yapımını Full Frame Prodüksiyon üstlenirken, mix & mastering süreci de SA digital tarafından gerçekleştirildi. Görüntü yönetmenliğinde Bartu Akın, fotoğraflarda ise Seda Keskin Akın imzası bulunuyor. Kayıtlar Sezginler Ajans’ta yapılırken, kurgu ve renk düzenlemesi Full Frame Stüdyo’da tamamlandı. Sözleri kadar tavrıyla da bir başkaldırı niteliğindeki Çığlık, sadece bir müzik parçası değil, toplumsal adaletsizliklere karşı atılmış yüksek bir haykırış olarak dikkat çekiyor.
