
Her şey sahte adalet yok

Bugün yine gündem sahtecilikler, adalet ve açlık dostlar. Görmediğimiz kalmadı diye düşündüğümüz o noktada sağ olsun iktidar yeni bir şey buluyor. Ya da her neyse ortalığa saçılıyor. Evet; durumumuza bakalım. Sahte diploma. Sahte imza. Sahte kimlik. Sahte ehliyet. Sahte tapu. Sahte pasaport. Sahte dekont. Bunların hepsi ve bu olanlar acı ama gerçek. Hepsi bu değil elbette ne yazık ki! Emin olabilirsiniz ki millet aç. Bu işlerin aslında hepsine neden olan tek şey var o da adalet. Yani adalet varsa demokrasi var. Adalet varsa hürriyet var. Adalet varsa inançlara saygı var, huzur var adalet varsa şeref var. Adalet varsa devlet var ve son noktamız adalet yoksa bunların hiç biri yok. Bu düzen usulsüz ve sahtekâr düzen. Sahte diploma ve e-imza skandalı giderek derinleşirken usulsüzlük iddialarının ardı arkası kesilmiyor. Sahte rapor ve dekontlarla vatandaşlık satıldığı, ehliyet verildiği, bürokratların imzalarının taklit edildiği vatandaşın arazilerinin satıldığı ortaya çıktı. Son skandal tel tel dökülen ve çürüyen Başkanlık sistmi addı verilen rejimin geldiği noktayı gözler önüne serdi. Yeni doğan çetesinden yargıda rüşvet ağına, LGS’de şaibe iddiasından liyakatsiz atamalara dek sistem tüm kurumlarıyla en tepeden en alta kadar çürüyor.
Halkın yüzde 82'si aç !
ASAL Araştırma şirketince yapıalan son anketinin sonuçlarına göre. Emekli ve çalışanlar temmuz ayında hayal kırıklığına uğrarken hayat pahalılığı vatandaşların belini bükmeye devam etti. Halkın yüzde 82’si geçim sıkıntısı çekiyor. Türkiye'de ekonomik tabloya ilişkin yapılan son kamuoyu araştırması, vatandaşların büyük bir kısmının geçim sıkıntısı içinde olduğunu gözler önüne serdi. Katılımcıların yüzde 53’ü “zar zor geçindim”, yüzde 29,4’ü ise “geçinemedim, borçlandım” cevabını verdi. Bu sonuçlarla birlikte toplumun yüzde 82,4’ü, g ekonomik zorluk yaşadığını ifade etti. Araştırmaya göre, “ekonomik zorluk yaşamadım” diyenlerin oranı sadece yüzde 9,5’te kalırken, yüzde 4,2’lik bir kesim “geçindim, hatta kenara para da ayırdım” cevabını verdi.Bu veriler, hayat pahalılığı ve alım gücündeki düşüşün toplumun geniş kesimlerinde ciddi şekilde hissedildiğini gösteriyor. Özellikle temel ihtiyaçlara erişimde zorlanan vatandaşların oranı her geçen gün artarken, ekonomik politikaların etkisi ve gelecek beklentileri de kamuoyunda tartışılmaya devam ediyor.
Bir dokun bin ah işit
Semt pazarlarını marketleri gezdiğinizde devasa yokluk ve yoksunlukla yüz yüze geliyorsunuz.Kimi masrafı çıkarmadan tezgâhı topluyor, kimi çocuğunun istediklerini alamıyor.Kimi 4 kayısıyı 35 liraya alıyor, kimi pazara ayırdığı parayla sadece 1 kilo meyve alabiliyor.Limon 150 , bir tanesi nerde ise 25 liraya alınıyor, kira vermeseniz bile asgari ücretle 2 kişinin gecinebilmesi i mümkün deği Başka bir acı gerçek ! Ama bu ülkeyi, bu feryadı duymazdan gelip insan içine çıkamayanlar yönetiyor. Evet biz bu adaletsizlik çarkı kırılsın diye üşenmeden, bıkmada, her trülü tehdite rağmen bunları dile getiriyoruz. Vatandaşın gerçek gündemi budur. İşte siyasetin görevi ve sorumluluğu da burada ortaya çıkıyor; gündemi yaratan çok faktörlü sorunların çözümünü ortaya koyarak iktidar onayı almak. Yorganı kısa, insanı yoksul ve yoksun bırakan her faktörün üzerine cesaretle gidebilelim.
Devekuşu gibiler
İstanbul'da sadece bir tane şubesi bulunan ve Beylikdüzü ilçemizdeki Et ve Süt Kurumu'nun şubesinin kapatıldı. Kapatılma gerekçesi olarak ise kurumun önünde oluşan uzun kuyrukların kurumun itibarına zarar verdiği ifade edildi. Skandalı açıklayan gazeteci Deniz Zeyrek, “Ya şeytanın bile aklına gelmez bu ya” diyerek tepkisini dile getirdi. Gerekçesini gördün mü? Emlakçı diyor ki, burada çok kuyruk oluyormuş. O görüntüler de haber oluyormuş. Sosyal medyada paylaşılıyormuş. Kurumun itibarına zarar veriyormuş. İktidar bunun üzerinden, bu kuyruklar üzerinden yıpratılıyormuş.Kuyruğu bitirmek için dükkanı kapattı adamlar.
Hani 70'lerde, 80'lerde kuyruklar var diyordu ya Tayyip Erdoğan. Ne kadar zeki insanlar. Kuyruk olmasın diye ucuz et marketini kapattılar. Şeytanın bile aklına gelmez bu. Bunları yapanlar aslında devekuşu başını kumun içine gömüp dünya hallerinden habersiz yaşayanlardır.Büyük çoğunluğu da iktidar yandaşlarıdır. Ne var ki bunlar kraldan çok kralcı olanlardır. Birde arkadaşlar. Sabahin 4'ünde et kuyruguna giren insanlar soguktan hastalaniyor ustelik. Hem de sahlanan ulkemizin itibarıni zedeliyorlar. Gitsin her ay bir koyun kestirip yesinler, ne o öyle fakir gibi ucuz et kuyrukları! Koca İstanbul'da bi tanecikmi var her ilçede bir tane olsa 38 tane olur fakir yemezsede olur haram yiyiciler Admin: İstanbul'da tek şubesi bulunan Et ve Balık Kurumu, o şubeyi de kapatmış.Yani kuyruğu bitirmek için, ucuz et marketini kapattı adamlar ya, şeytanın aklına gelmez Gerekçe şu 'dükkanın önünde oluşan kuyruklar, kurumun itibarını zedeliyormuş.
GÜNÜN SÖZÜ: “Birey her zaman sürü tarafından yutulmamak için mücadele etmelidir. Eğer bunu denerseniz genellikle yalnız kalırsınız.Ve hatta bazen korkabilirsiniz. Ama hiçbir bedel kendinize sahip olma ayrıcalığından daha değerli değildir.” Friedrich Nietzsche