Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
26°
Ara

Cengizhan Kaya ile magazinde bu hafta

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Cengizhan Kaya ile magazinde bu hafta

KALPTEN GELEN GÜÇ

İstanbul’da dünyaya geldi, Kafkas kökenli Çerkes bir ailenin kızı olarak büyüdü. Kültürel mirasını yüreğinde taşıyan, bilgiyi tutkuya dönüştüren bir hekim: Prof. Dr. Zehra Bayramoğlu. Kalp ve damar cerrahisi gibi zorlu ve özveri isteyen bir alanda yalnızca başarılarıyla değil, yaklaşımıyla da fark yaratan bir isim. 1998 yılında Marmara Üniversitesi İngilizce Tıp Fakültesi’nden mezun olan Bayramoğlu, 2004 yılında Kadir Has Üniversitesi Florence Nightingale Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanlığını aldı. 2019 yılına kadar Florence Nightingale Hastanesi ve Demiroğlu Bilim Üniversitesi’nde akademik ve idari görevlerde bulundu. Bu süreçte, Türkiye’nin en yoğun ve nitelikli kalp-damar merkezlerinden birinde yüzlerce başarılı ameliyata imza attı.

Aile bağı kurdu

2015 yılında doçentlik unvanını alan Prof. Dr. Bayramoğlu, 2021’de Nişantaşı’nda kendi özel muayenehanesini açtı. 2022’de ise Haliç Üniversitesi’nden profesör unvanını aldı. Bugün hem akademik çalışmaları hem de klinik pratiği ile sağlık alanındaki etkisini sürdürmeye devam ediyor. Özellikle damar hastalıkları, varis tedavileri ve ilgili cerrahi girişimler konusunda yoğunlaşan Bayramoğlu, hasta odaklı yaklaşımıyla tanınıyor. Kadın kalp ve damar cerrahı olmanın zorluklarını bilerek bu mesleğe adım atan Bayramoğlu, yalnızca iyileştiren değil, dinleyen, anlayan, hisseden bir hekim olarak hastalarının hayatına dokundu. Her hastayı bir birey olarak gören, sadece tanı koymakla yetinmeyip onların yaşam yolculuklarına eşlik eden bir duruşla, zaman içinde binlerce hasta ile adeta bir aile bağ kurdu.

Parlayan bir yıldız

“Hekim olmak yalnızca bilgiyle donanmak değil; insan ruhuna, zamanın değerine, hayatın kıymetine hâkim olmaktır” diyen Prof. Dr. Zehra Bayramoğlu, bu anlayışı genç hekim adaylarına aktarmayı da kendine görev edinmiş durumda. Çünkü ona göre meslek aşkı, bilgi kadar kıymetlidir. Zehra Bayramoğlu’nun hekimlik tarzı, yalnızca tıbbi başarılara değil, aynı zamanda ruhsal derinliğe, içtenliğe ve iletişim gücüne dayanıyor. Yetenekleri, çok yönlü birikimi, özgün yöntemleri, pozitif enerjisi ve ışıltısıyla hem meslektaşlarının hem de hastalarının hayranlığını kazanmış durumda. Bugün, yalnızca kalpleri onaran bir cerrah değil; ilham veren bir eğitimci, güven veren bir yol arkadaşı olarak sağlık dünyasında parlayan bir yıldız.

ŞENTÜRK İLE  DEVAM EDECEK

Karadeniz müziğinin başarılı ismi; konserleriyle, şarkılarıyla, farklı tarzdaki projeleri ve yorumculuğuyla herkes tarafından sevilen sanatçı Resul Dindar’ın yeni menajeri, sektöre yön veren isimlerden biri olan, Türkiye’nin önde gelen menajerlerinden Haluk Şentürk oldu. Resul Dindar ve Haluk Şentürk tüm menajerlik ve iletişim hizmetleri için karşılıklı anlaşma imzaladılar. Bundan sonra sanatçının yurtiçi ve yurtdışı tüm konser organizasyonları Şen Ajans Haluk Şentürk tarafından yürütülecek. Resul Dindar “Her şey vaktinde güzeldir, hepimize hayırlı olsun” notuyla yeni menajerliğini duyururken, Haluk Şentürk de “Hayırlı olsun” diyerek Resul Dindar’ın duyurusuna karşılık verdi.

DUYGUYA  YOLCULUK

Aşçılıkla başlayan, güvenlik görevliliğiyle hayatın tam ortasında şekillenen ve çocuklara kitaplar, büyüklere şiirler armağan eden bir yaşam öyküsü... Birgül Öztürk’ün kalemi, tam anlamıyla hayatın kendisinden besleniyor. Tilki Kitap etiketiyle yayımlanan şiir kitabı “Hadi Git Şimdi” ile okurun karşısına çıkan Öztürk, duygu yüklü satırlarla dikkat çekiyor. Onun şiirleri; bir annenin gözyaşından, bir çocuğun gülümsemesinden, bir güvenlik kulübesindeki sessizlikten ya da bir pazar tezgâhındaki domatesten fışkırıyor adeta. Yazmaya şiirle başlayan Öztürk’ün ilk eseri, babasına adadığı “Mahkum” adlı şiirdi. 80 Darbesi'nin çocukluğunda bıraktığı izleri satırlara döken yazar, bu dönemi “acıların kaleme döküldüğü yıllar” olarak tanımlıyor. “İlk şiirimi 9 yaşımda yazdım. Babamı ilk kez hapishanede demir parmaklıklar arkasında gördüğümde...” diyen Öztürk, çocuk yaşta yaşadığı bu derin acının yazın serüvenine kapı araladığını belirtiyor.

Yazarlıkla yoğruldu

Birgül Öztürk sadece bir şair değil; aynı zamanda bir çocuk kitabı yazarı. Üstelik bu serüven de duygusal bir bağla başlıyor: yeğeni Zümra için kaleme aldığı bir kitapla. “Bir yaşına girmişti. Ona oyuncak yerine kalıcı, özel bir hediye bırakmak istedim. Kitap en güzel armağandı” diyor. Çocuk edebiyatına yaklaşımı ise oldukça bilinçli. Şiddetin normalleştirildiği içeriklerin aksine, naif ve değer temelli anlatıları ön planda tutuyor. “Neden Harikalar Diyarında” adlı kitabında, çocuklara hem hayal gücü hem de aile içi iletişim konularında pozitif mesajlar veriyor. Özellikle anne-kız ilişkisini merkeze alması, kitabın dokusunu yumuşak bir empatiyle örüyor.

Hayatın tam içinden

Aşçılık yaptığı dönemlerde duygularını yemeklere, tariflere dökerken; güvenlik görevlisi olarak çalıştığı dönemlerde ise satırlara... “Mutfakta stresimi atardım, güvenlik kulübesindeyken şiirlerimi yazardım” diyen Öztürk, yazarlığın sadece masabaşında değil, yaşamın tam içinde mümkün olduğunun örneği. Günlük karşılaştığı insanlardan, onların anlattığı hikâyelerden, bir bakıştan ya da bir sözden ilham alıyor. “Her gün bin kişiyle karşılaşıyorum. Her biri bana bir kelime, bir duygu bırakıyor. Ondan sonra şiir kendiliğinden çıkıyor zaten.” sözleri, kaleminin gerçeklikle olan bağını net biçimde ortaya koyuyor.
 

Hangi temalar ön planda?

Birgül Öztürk’ün şiirlerinde ayrılık, acı, hasret, vicdan, anne sevgisi gibi yoğun duygular temel unsurlar. Şehit annesine yazdığı “Vasiyet”, kaybedilen çocuklara ağıt niteliğinde yazdığı “Oğul”, ve bir tartışmanın ardından kaleme alınan “Hadi Git Şimdi”, duygunun derinliğine ve sosyal hassasiyetlere ışık tutuyor. Kimi zaman bir radyo programında İbrahim Tatlıses’ten gelen rica sonucu yazılan “Göçebe Yüreğim” gibi şarkı sözleri de var şiir külliyatında. Bu çeşitlilik, onun sadece bireysel acıların değil; toplumun kolektif duygularının da kaleminde hayat bulduğunu gösteriyor.

Topaloğlu’na vefayla

“Hadi Git Şimdi” şiir kitabı, aynı zamanda çok özel bir kişiye ithafla yayımlandı: Hilmi Topaloğlu’na. “Bu kitap onun hayaliydi” diyen Öztürk, Topaloğlu’nun bu kitabı çok istediğini fakat ömrünün yetmediğini belirtiyor. Bu yüzden, kitabın önsözü de yazarı değil, Hilmi Topaloğlu’nu anlatıyor. Ocak ayında aldığı Uluslararası Başarı ve Kariyer Ödülleri kapsamında kazanılan ‘Yılın En İyi Çıkış Yapan Şiir Kitabı’ ödülünü de onun anısına ithaf etti.

ISIR SEN BENİ ISIR

Türk müziğinin yeni ve çok yönlü sesi Emiray, ZS Production Müzik Yapım etiketiyle yayınladığı ilk teklisi “Isır Sen Beni Isır” ile dikkatleri üzerine çekti. Netd müzik’te 4K çözünürlükle yayınlanan klibiyle birlikte ses getiren eser, hem eğlenceli yapısıyla hem de geleneksel dokulara yer veren sözleriyle dinleyicilerden tam not aldı. Emiray, her tarzdan eserler yazdığını, okumayı ve dinlemeyi çok sevdiğini dile getiriyor. Sanat yolculuğuna “Zor başarmaya geldim” diyerek çıkan Emiray Hanım, söz ve müziği kendisine ait olan bu eserle güçlü bir çıkış yakaladı. “Isır Sen Beni Isır”, onun kendi yazdığı eserlerle müzik dünyasına attığı ilk adım olma özelliğini taşıyor. Söz ve Müzik: Emiray imzası taşıyan eser; esprili ve mizah içerikli sözleriyle Amasya yöresinin hem kültürel hem de lezzet yönünden öne çıkan unsurlarını içinde barındırıyor. Kıpır kıpır ritmiyle dinleyeni hemen etkileyen parça, Emiray Hanım’ın ritme uyumlu figürleriyle birleşerek izleyenleri yerinde durdurmayacak, oynatacak ve coşturacak türden. Düzenlemesini Akan Ağırman’ın üstlendiği şarkı, Amasya’nın meşhur elmalarına yapılan göndermeler ve “Ben Ferhat’ım, sen ne Şirin” gibi geleneksel motiflerle süsleniyor. “Bakla dolmasını yersen, parmaklarını yersin” gibi esprili dizelerle bezenmiş şarkı, yalnızca dinlemekle kalmayıp izlemeyi de keyifli hâle getiriyor. Klibinde Şehzadeler yolundan başlayan renkli bir anlatım sunan Emiray, modern danslarla geleneksel atmosferi buluşturuyor.

KÜL OLACAĞIZ

Resul Dindar yaptığı yeni projelerle adından söz ettirmeye devam ediyor. Şimdi de Reyhan Taghan ile yaptığı yeni düet projesi “Kül Olacağız” ile yine trend müzikler listelerinde yerini aldı. Yapımcılığını Legend Production’ın üstlendiği şarkının sözü Beytullah Kılıç ve Bahtiyar Haliloğlu’na, müziği Beytullah Kılıç’a, aranjesi Enes Yolcu’ya, klip yönetmenliği ise Umut Devecioğlu’na ait. Kısa sürede kalplere dokunan düet; digital platformlarda yayınladığı andan itibaren dinleyicilerden büyük beğeni alarak en çok dinlenen ve Shazam’lanan şarkı oldu. “Yeni sürprizler yakında” diyen Resul Dindar’ın bir sonraki projesi merakla bekleniyor.

YÜREĞE DOKUNAN BİR ŞARKI

Elektronik ve Haberleşme Yüksek Mühendisi kimliğiyle iş dünyasında başarıyla yol alan, edebiyat ve müziği ise tutkuyla kucaklayan çok yönlü sanatçı Sarav Asiye Yiğit, yeni şarkısı “Seven Kalp” ile dinleyicilerin kalbine bir kez daha dokunuyor. Söz ve müziği sanatçının kendisine ait olan “Seven Kalp”, hem duygusal derinliği hem de güçlü yorumu ile dikkat çekiyor. Müzikal yolculuğuna 2016 yılında Oğuz Abadan Müzik Okulu’nda aldığı piyano ve şan dersleriyle başlayan Yiğit, 2017'de Ses Atölyesi’nde Cavit Murtezaoğlu ile başlayan çalışmaları, Ceren Mansuroğlu ile devam etmektedir. Aynı zamanda 2016'dan bu yana Cihat Hırçın eşliğinde Türk Sanat Müziği repertuvarını da derinleştiren sanatçı, üretkenliğini her geçen yıl yeni projelerle taçlandırıyor. İlk teklisi “Cennet’in Firarisi”ni 2019’da müzikseverlerle buluşturan Sarav Asiye Yiğit, ardından “Hediye” (2022), “Aşktan da Öte” (2024) ve son olarak 2025 çıkışlı “Seven Kalp” albümleriyle müzik kariyerinde kalıcı bir iz bırakmayı sürdürüyor. Yalnızca müzikle değil, aynı zamanda edebiyatla da iç içe bir yaşam süren Yiğit’in bugüne kadar yayınlanan beş şiir kitabı ve üç romanı bulunuyor. Aşk'ın Sonsuz Gizemi, Aşk Sadakatle Başlar, Yaşamın Aşkın İzinde Dansı, Ay Işığından Süzülen Şiirler ve Sevgiyle Dans Eden Şiirler şiir kitapları ile Karanlığın İçindeki Sevda, Zülfanur & Ahlashan ve Umudu Kutsayan Bilgeler adlı romanları da okuyucularla buluştu. Gündüz teknoloji dünyasında özel bir firmada Genel Müdür Yardımcısı (Teknoloji ve Stratejiler) olarak görev yapan Yiğit, geceleri ise kelimeler ve notalarla bambaşka bir evrene kapı aralıyor. Çok yönlü ve üretken sanatçı kimliğiyle dikkat çeken Sarav Asiye Yiğit, hem iş dünyasının hem sanat dünyasının parlayan isimlerinden biri olarak öne çıkıyor.


 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *