
Zeytinimizden elinizi çekin!

Zeytinlikler, ormanlar ve meralar bir kez daha risk altında. 2022 yılında duyarlı insanımızın verdiği tepkiyle geri çekilen düzenleme, şimdi TBMM'ye yeniden getirildi. Doğal zenginliklerimizin başında gelen yıllık zeytin ağacımız büyük tehlike altındadır. Rant uğruna kapitalizmin acımasızca saldırdığı zeytin ve doğal varlıklarımıza yönelik cinayet girişimi durmadı ve durmayacak.
Ulusal gelire büyük katkı veren ve sayısız yurttaşımızın geçimini sağlayan zeytincilik bu teklifleriyle yok olacaktır. Bu teklifler, freni imkanları olmadan yaralar çoğalır, üretim alanı olan birçok bölgemizde 3573 sayılı yaşamı yok sayarak insanın aşına, ekmeğine ve alın terine göz dikilmiş durumda. Doymak bilmiyor insanoğlu, iyiye güzele süt her şey yok ediliyor.
Bazı ağaçlar vardır; Sadece bir bitkinin varlığını öteye geçerek, ömrün boyunca, insanlığın ve bilimin yaratıcılığıyla gelişir. Zeytin ağacı işte tam da böylesi kadim bir temsilcidir. Gövdesindeki her buruşukluk, dallarındaki onun kıvrımları, binlerce yılın ışıltısını, hafızasını ve bilgeliğini fısıldar bize. O sadece bir ağaç değil, adeta kök salmış yaşayan bir tarihtir. Dünyada yasak olan iki ağaç, Zeytin ve Sakız ağaçlarıdır. Kesilmediği süreçe sonu kadar yaşarlar. Zeytin, sonsuzluktur, barıştır, sevgi ve berekettir. Çiftçimizin emeğidir alın teridir, insanımızın geçim sınırıdır. Vücudumuza gıdadır hastalıklarımıza şifadır. Bunca bilinen bir meyveyi maden ocakları uğruna katlediyorlar, yoklar.
Zeytin ağacı mısınız yoksa kavak ağacı mı?
Bazı insanlar kavak ağacına bazı insanlar zeytin ağacına benzer. Kavak ağacının boyu uzundur, suyun(Paranın) çok olduğu yerler sever, herkese tepeden bakar, rüzgar o gün nereye eserse o noktalar döner, birde pek narındır kırılıverir ve sağlam işlerde kullanılmaz. En önemlisi meyve bile veremeden ömrü bozulur. Zeytin ağacının su ile (Para) ile çok işi yoktur ihtiyacını kadarını alır, herkese tepeden bakmaz. Rüzgârın onu eğmesine asla izin vermez, dallarını sopayla kırsan da bir sene küser ama öbür sene yine sana verir, kin tutmaz, tüm bunlara rağmen bir de zeytin verir ki (Bilgi); ister yeşil zeytin ister sofralık ister kırma zeytin, olarak kullanın. İstersen sıkıp yağını çıkar, dilersen posasından pirina yap sobada yak daha neler neler. Ha bir de güvercin ağzında insana “Barış Temsili” şeklinde sunuluşu ki edebiyatçılara ve tarihsellere konu olmuştur.
Bu millet nimet saydığı değerler çiğnetmez!
Bir sosyal deneye tanık olmuştum. Açık alanda bir yerde ekmek koyulaşıyor ve üzerine basıp geçerek büyük bir para ödülü vaad ediliyor. Bu deneyde, yaşları ortalama 20 civarındaki gençlere yapılıyor. Yaklaşık 15-20 kişi deneye tabi tutuluyor. Hiçbir gencimiz veya ekmeğe basmıyor ve para birimleri reddediyor. Kutsal saydığı o nimete sahip olan saygıyla, örf ve adetlerine maneviyatına sahip çıkıyor. Zeytin de bir nimettir ve biliyorum ki; bizim insanımız zeytinini de çiğnetmeyecektir.
Nazımın şöyle diyor; “Yani, aydınlık ciddiyet alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile, örneğin, zeytin dikeceksin, hem de öyle çocuklar falan kalır diye değil, ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için, yaşamak, yani ağır bastığında” Değerlerimize nimetlerimize ve kutsallarımıza sahip çıkan tüm insanlarımızın ömrü zeytin ağaçları bereketli olsun.
Sağlıcakla…