Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
27°
Ara

Adalet ve zulüm aynı yerde olmaz

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Adalet ve zulüm aynı yerde olmaz

Adalet ile zulüm bir yerde barınmaz. Bu iki şey tamamen bir birinin karşıtıdır. Hak, hukuk ve doğruluğun bulunduğu yerde zulüm olamaz, zalimler bulunamaz. Zulmün bulunduğu yerde ise hak yeme, sömürü, eğrilik, azgınlık vardır ve orada da ne adalet ne de âdil vardır.Bugün sevgili Beylikdüzü Belediye başkanı Murat Çalık'ın başına gelenler özellikle iktidar sahiplerinin bence akıllarını başlarına toplamaları için çok önemli ve değerli bir örnektir.Madem bu ülkede adalet ve hukuk ve inssn hakları, demokrasi vardır ki özellikle iktidar sahipleri bunu vurgulamaktadır. O zaman gereğini yapmalıdırlar. Yapmıyorlarsa ileride muhemelen karşılaşabilecekleri durumları da kabullenmiş olurlar ki bu yeni hesaplaşmaların işaret fişeği olacaktır

Şirk ve zulüm

Kur'ân'a baktığımızda zulüm affedilmeyecek bir günah olarak karşımıza çıkar: “Evet, o inkâr edenleri ve zulmedenleri Allah ne bağışlayacak, ne de onlara bir kurtuluş yolu gösterecektir.” (Nisa Suresi 168. âyet) “Allah tarafından affedilmeyecek iki günah var, bunlar şirk ve zulüm. Dokunulmaz olan bu  insan haklarını ihlal etmek zulümdür, bu haksızlıkları yapanlar da zalimdir.Zulüm, bir şeyin gereğini değil de zıddını yapmak, hakkı yerli yerine koymamaktır. Zulüm, başkasının hakkı üzerinde haksız bir tasarrufta bulunmak, herhangi bir konuda haddi aşmaktır. Zulmü işleyene “Zalim” denir. Zulmün sonu hüsrandır.Peygamber (asm), mazlum bir kimseye haddi aşmamak şartıyla karşılık verme hakkını tanımıştır. Ancak zalimin eziyetine karşılık ona lanet okumaya bir izindir. Ama bu izin de yapılan zulme eşdeğer olmalı, ondan öteye gitmez. Böyle bir izin olmakla beraber, en faziletlisi karşılık vermemektir.Zulme sessiz kalmak günahtır
Allah, zalimlere yardım edenlerle ahirette asla görüşmeyecektir. Onlar, yardım ettikleri zalimlerle beraberdir. Zulme sessiz kalanlara, zulmü görmezden gelenlere de merhamet edilmeyecektir. Çünkü merhamet etmeyene merhamet edilmez. Peygamberimiz'in “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.” şeklindeki hadisi tam da sabrın haram olan kısmını ifade ediyor. Alimlerin serdarı Hz.Ali, “Haksızlık önünde eğilmeyiniz , çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.” derken şerefli bir insanın takınması gereken tavrı tarif ediyordu.Buna göre, bir haksızlığa maruz kalındığında onun izalesi için yetkili makamlara müracaat etmek, o kötülüğü önleme gücüne sahip kişiler varsa onların devreye girmesini sağlamak gerekir. Bütün bunların bir sonuç vermediği hallerde ise, kişinin o hakkını alması mahşer meydanındaki büyük hesap gününe kalmış demektir.

AKP'nin adaleti

"Bir haksızlık gördüğünüzde elinizle, dilinizle durdurun, olmazsa kalbinizden buğz edin, bu da imanın en zayıf noktasıdır" hadisi gücün yetmiyorsa, yetene kadar nefret et demek değil midir? Buna Müslüman saygı duyamaz.. Şimdi gelelim,bugüne dek "demokrasi" adı altında yapılan işlere baktığmızda utgulamalarda AKP adaletinin ne dmeokrasiyle ne dinle bi ilgisi olmadığını görüyouz.Bir tek onlar 23 yıllık iktıdar hegomonyasını sürdürmek için zulmediyorlar.  Hele bu son dönemde gemi azıya aldı. Sadece CHP'li olduklarr  için , yalancı gizli tanıklar, uyduruk iftiracılar ve ve itirafçıların ağzından çıkanları yada çıkartılanlrı büyük bir keyifle suça dönüştüren bir dehşet mekanizmayla karşı karşayayız .CHP Genel Başkanı Ögür Özel'in dedği gibi "Ona yapılmayanı sırf Cumhurbaşkanı olmasın niye diplomasını iptal edenler, eşinin bulunduğu yerden onu zorla gözaltına alanlar, onu Silivri'ye koyanlar, TRT'den dünya kadar yalanla ona ve ailesine saldıranlar şunu Türkiye'ye hatırlatıyorlar; Erdoğan dünün mağdurudur ama bugünün zalimidir. Ona yapılmadı bunlar. Ama o 25 yıldır bunu anlatır, mağdurum der. Dünün mağduru bugünün zalimi ise bugünün mağduru halkımıza emanettir". Bakın Ekrem İmamoğlu’nu zindana attılar. Tam120 gündür tutuklu ve hâlâ ortada bir iddianame yok! Seçilmiş bir belediye başkanı, hiçbir somut delil olmadan, 120 gündür özgürlüğünden mahrum.

Peki ne bekleniyor? İddianame ne zaman hazırlanacak? Adalet ne zaman işleyecek? İddianame neden gündemde tutulmuyor?

Bana vicdansızlığın resmini çizebilir misin Abidin?

Evet Nazım Hikmetin bir şiirinde Abidin Dino'ya ait yqzdığı şiirde olduğu gibi "Bana vicdansızlığın resmini çizebilir misin Abidin?"dihe soralım. Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık Adli Tıp Kurumunun isteği üzerine yeniden tüm tahliller yapılmak üzere  hastaneye yatırıldı.Kimaenin alınmadığı o odann penceresinden bakan Başkan Çalık; bahçede mendliyle bir yandan gözyşalrını silen diğer yandan oğlun sallayan 80 yaşındaki bir annenin görüntüsüyle yıkıldık.Tarihe geçecek o fotoğraf Mehmet Murat Çalık başkanın İzmir Şehir Hastanesi’nin mahkumları koğuşunda çekilen fotoğrafıydı. Ve Hastane’nin kapısında 80 yaşında annesi nöbet bekliyordu. İşte öylesine vicdan yoksunlarıyla bu halk yılmadfan geri adı atmadanmücadele ediyor sonuç alana dek bu mücaele devam edecek.

Pencereden bakan, kilo kaybetmiş, kanser hastalığı tekrar riski olan, bir hafta önce anjiyo olmuş Beylikdüzü’nün seçilmiş belediye başkanı Mehmet Murat Çalık. Aşağıda başını eline dayamış bekleyen de annesi. Elinde de göz yaşını sildiği peçetesi. Bir anneye ve evladına bunu yapmaya kimsenin hakkı yok! Sizin vicdanınız kurumuş! Bu fotoğrafları da o annenin yaşlı gözlerini de vicdanı olan unutmayacak. Siz de unutmayın.Yanınıza kalmayacak. Devran dönecek, herkes hesap verecek.

Çalık, yoksul ilkokul öğrencisi okulda arkadaşları beslenme çantası açtığında başını önüne eğmesin diye çalışan bir belediye başkanı. Ekrem İmamoğlu’nun yol arkadaşı, Beylikdüzü halkının iradesi. Göz göre göre ölüme ve hastalığa mahkum etmek cinayettir.

Konuyla ilgili olarak CHP'nin Cmuhurbaşkaı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu avukatları aracaılığıyla sürekl yaptığı açıklamalardan birinde şöyle diyordu.

"Bize kimse diz çöktüremez. Bizi ancak adaletsizlik yıkar. Ama maalesef devletin temeli, ortak hayatımızın en yüce değeri olması gereken adalet, bugün bir şahsın, Recep Tayyip Erdoğan’ın saldırısı altında. Kendisini ekonomist ilan eden Erdoğan’ın ekonomide yarattığı adaletsizlikler, milletin belini büküyor. Kendisini savcı ilan eden Erdoğan’ın yargı eliyle yol açtığı adaletsizlikler birliğimizi, kardeşliğimizi zedeliyor, devlete güveni sarsıyor. Oysa vatandaşı dinlese doğru yolu bulur, kendisini sevenleri bile utandıran işler yapmazdı. ‘Devlet turpla, şalgamla değil, adaletle, hukukla yönetilir’ diyen değerli çiftçi abimize kulak verse yeterdi. Erdoğan, o günden bu yana ‘turp’ diyemez oldu ama hukuku çiğnemeye devam ediyor.

Ahtapot masalı

Şimdi de ahtapot masalı uydurdu. Yakında, kendisine oy vermeyen herkesi bir suç örgütünün üyesi ilan edecek. Ben, 11 yıldır belediye başkanı olarak göz önünde, idari makamların incelemesi, teftişi altındayım. 15,5 milyon oyla cumhurbaşkanı adayı olarak karşına çıktığım gün mü suç örgütü lideri olduğumu anladın? Masal anlatmayı bırak Erdoğan. Madem biz ülkeyi ahtapot gibi sarmış bir suç örgütüymüşüz, madem ortada iddianame bile yokken sen bu durumu biliyorsun, ver elindeki bilgileri savcılığa, bir an önce yazdır iddianameyi. İddianame derhal yazılsın, ortada ahtapot mu var, yoksa sen koltuk kaybetme kâbusu mu görüyorsun, millet anlasın. ‘İddianame geciktirilsin, yargılama hemen başlamasın’ diye mi bu turp ve ahtapot masalları? İddianame ortaya çıkarsa, foyan dökülür diye mi korkuyorsun?

Sevgili hemşerilerim; 30 yıllık diplomamı, bir gecede, yetkisiz kurul kararıyla iptal ettirenler; daha iddianame bile yokken bizi suçlu ilan edenler; sosyal medyada beni engelleyenler; sesimi, görüntümü bile yasaklamaya kalkanlar; bana hapishanede görüş yasağı uygulayanlar vicdandan, adaletten nasibini almamış bir avuç insandır. Bu tavırlarıyla milletimizi kutuplaştırmaya, husumet tohumları ekmeye çalışıyorlar. O bir avuç insanı seçimde evlerine göndereceğiz, birlik ve kardeşliğimize en güçlü şekilde sahip çıkacağız. Çektirilen bütün eziyetlere, uğradığımız bütün haksızlıklara rağmen, biz siyaseti herkesin iyiliği için yapmaya devam edeceğiz.  Ve mutlaka kazanacağız. Bir avuç insan kaybedecek, 86 milyonun kardeşliği kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı."

Annelere hastane önünde bu eziyeti çektirenleri Allah da affetmez, millet de. Eski DİSK Genel başkanlarında  CHP milletvekili  Süleyman Çelebi ziyaretime geldi. Mehmet Murat Çalık kardeşimize yapılan eziyeti konuşurken, darbe dönemindeki kendi deneyimini anlattı.
12 Eylül’de 4,5 yıl süren hapiste kalmış. O dönem babasını kaybetmiş, rahmet diliyorum. Babasının cenazesine katılırken yanında sadece bir asker olduğunu, darbe yönetimi olmasına rağmen kimsenin aklına ellerine kelepçe vurmak gelmediğini söyledi.

Mehmet M. Çalık kardeşime yapılan zulme dair yazılacak, söylenecek söz bulamıyorum. Hastanelere götürülüyor, kelepçeli. Tedavi ve kontrol için gittiği hastanede kanser teşhisi konuyor. Ardından operasyon geçirdikten sonra anjiyo yapılmak üzere kelepçeli şekilde naklediliyor. Fotoğrafı medyada yer alıyor. Bu yetmiyor, İzmir’de hapiste kalması mümkün olmadığını belirten rapor veriliyor, Adli Tıp için İstanbul’a sevk ediliyor. İzmir’de Adli Tıp yok mu?
Bu da yetmiyor, Adli Tıp’tan sonra Metris cezaevine, oradan da İzmir’e gönderiliyor. O da yetmiyor, Adli Tıp Kurumu, bütün tetkiklerin yeniden yapılmasına karar veriyor. Bu neyin zulmü, neyin vicdansızlığı? Allah aşkına, siz kimsiniz? Hangi amaçla görev yapıyorsunuz? Ne hırsla, kime yaranmaya çalışıyorsunuz? Bu görevleri yerine getiren muhterislere sesleniyorum: Bir araba modeli ile hatırlanan döneme mi özendiniz? İşkenceyi, zalimliği yaparken faili meçhul dönemlerinden mi ilham aldınız?

Turan gibi vicdanlı olun!

Hangi kin, ihtiras ya da tutkuyla hareket ediyorsunuz? Ne adına, kime hizmet ediyorsunuz" Bunların hesabını, bu millet ve ülkenin yargısı, günü geldiğinde sizlere soracaktır.
Hepinize Allah, fikirlerimiz, siyasi görüşümüz ayrı olsa da vicdanı ile konuşan Sayın Ergün Turan’ın vicdanını, erdemini, irfanını, ahlakın

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *