
Beykoz’da CHP yönetimi çöktü!

Cumhuriyet Halk Partisi, Beykoz’da belki de tarihinin en büyük yönetim zaafıyla karşı karşıya. Bugün Beykoz’un başında duran üçlü — Gülsüm Yılmaz, Özlem Vural Gürzel ve Mahir Taştan — CHP’nin yerel yönetim anlayışını hem itibarsızlaştırıyor hem de Beykoz halkının güvenini sistemli şekilde tüketiyor.
Meclis üyesi mi
müdür mü?
Beykoz Belediyesi iştiraklerinden BEYTUR A.Ş.’ye Yönetim Kurulu Başkanı olarak atanan CHP’li Meclis Üyesi Gülsüm Yılmaz, partinin kendi yayınladığı genelgeyi hiçe sayarak hala koltuğunda oturuyor. Oysa Genel Merkez, meclis üyelerinin şirket yöneticiliği yapmasının etik dışı ve çıkar çatışması yaratacağını açıkça ilan etmişti. Üstelik Gülsüm Yılmaz’ın bu görevden yaklaşık 6 asgari ücreti aşan maaş aldığı iddiaları da kamu vicdanını yaralıyor. Bu neyin karşılığı? CHP bu görevlendirmeyle “kamu kaynakları üzerinden kişisel kazanç” mesajını mı veriyor?
Yetkili ama etkisiz
Bu atamanın mimarı ise Belediye Başkan Vekili Özlem Vural Gürzel. Atama onun imzasıyla gerçekleşti, ancak gelen eleştirilere rağmen ne geri adım atıldı, ne de bir açıklama yapıldı. Partinin genelgesine rağmen hiçbir adım atmayan bir başkan vekili, CHP’nin hangi ilkesini temsil ediyor? Gürzel’in, bu etik dışı durumu görmesine rağmen harekete geçmemesi, ya siyasi cesaret eksikliğidir ya da kendi kurduğu küçük ama etkisiz kadroya mahkûm olmasının sonucudur.
Sessizlik stratejisiyle
kaybettiren başkan
İlçe Başkanı Mahir Taştan, bu sürecin en ilginç karakteri. Ne Gülsüm Yılmaz’ın görevlendirmesi hakkında tek bir cümle kurabiliyor, ne de diğer siyasi partilerin yönelttiği eleştirilere doğru dürüst cevap verebiliyor. Sorular soruldukça susuyor, iddialar ispatlandıkça görmezden geliyor. Belediyeye dair ortaya atılan her iddia — içki ruhsatı verilen zabıta konteynerlerinden sosyal tesis yönetim krizine kadar — önce yalanlanıyor, sonra gerçek olduğu ortaya çıkıyor. Ama Mahir Taştan yine konuşmuyor. Öyle bir ilçe başkanı ki; ne kamuoyuna güven veriyor, ne partililere yol gösteriyor.
Aidiyetsizlik
liyakatsizlik
CHP Beykoz’da sadece kötü yönetilmiyor; yönetilemiyor. Bu üçlü tarafından sürdürülen model, partinin en temel ilkeleri olan liyakat, şeffaflık, hesap verebilirlik ve halkçı belediyecilik kavramlarını ortadan kaldırmış durumda. Ve daha da acısı: koskoca CHP’nin Beykoz gibi bir ilçede bu krizi yönetecek aidiyet duygusuna sahip, namuslu, dürüst ve güvenilir bir kişi bulamaması.
Özel bu üçlüyle
başa çıkamaz
Sayın Özgür Özel, ne yazık ki siz bu üçlüyle — Mahir Taştan, Özlem Vural Gürzel ve Gülsüm Yılmaz — Beykoz’da ne bir krizi çözebilirsiniz ne de bir başarı hikâyesi yazabilirsiniz. Size sadakat göstermeyen, genelgenizi tanımayan, kendi kafasına göre hareket eden bir ekip Beykoz’u yönetiyor. Beykoz’da halktan kopuk bir “Beylikdüzü modeli” inşa etmeye çalışıyorlar. Oysa burası Beylikdüzü değil. Burada halk kime ne söz verildiğini, kimin hangi göreve neden geldiğini çok iyi biliyor. CHP, Beykoz’da halkla bağ kuramayan bu dar kadro yüzünden bir sonraki yerel seçimleri kesin olarak kaybedecektir. Çünkü Beykoz halkı; sosyal hizmetlerdeki dağınıklığı, yönetim boşluklarını, şeffaflık eksikliğini, görevlendirmelerdeki kayırmayı ve etik dışı uygulamaları unutmaz. Sandık günü geldiğinde bunun hesabını verir. Ve o hesabın baş sorumlusu da bellidir: Mahir Taştan, Özlem Vural Gürzel ve Gülsüm Yılmaz.