
İnanca saygısızlık ve ifade özgürlüğü!

Önceki gün bir dergide yayımlanan karikatür nedeniyle, ciddi bir gerginlik oluştu. Karikatüre tepki gösteren binlerce kişi sokkalara çıktı. Bir anda toplum gerildi. Bu olay üzerinden ifade özgürlüğü ve inanca saygının arasındaki ince çizgiden bahsedelim...
“İfade özgürlüğü” ile “inanca saygısızlık” arasındaki fark, çağdaş demokrasilerin en hassas ve tartışmalı alanlarından biri. İşin özü, ifade özgürlüğü bir hak, inanca saygı ise bir toplumsal sorumluluktur.
İfade özgürlüğü nedir?
İfade özgürlüğü, bireyin düşüncelerini, görüşlerini, inançlarını sözlü, yazılı ya da sanatsal yollarla serbestçe dile getirme hakkıdır. Bu hak, farklı fikirleri savunmayı, dinleri eleştirmeyi (saygı sınırları içinde), politik ya da toplumsal konularda görüş açıklamayı kapsar.
Ancak bu özgürlük sınırsız değildir. Nefret söylemi, hakaret ve iftira, şiddete teşvik, dini ya da etnik gruplara düşmanlık yayma bu kapsamın dışına çıkar.
İnanca saygısızlık nedir?
İnanca saygısızlık, bir bireyin ya da topluluğun dini ya da manevi değerlerine hakaret etmek, aşağılamak, küçümsemek ya da alay etmek anlamına gelir. Bu tür davranışlar, bireylerin kutsal saydığı simgelere saldırı olabilir, dini inançlarla dalga geçmek şeklinde olabilir, bir dini ya da mezhebi hedef alan genel aşağılamalar şeklinde gerçekleşebilir. Bu, ifade özgürlüğü kapsamında bazı durumlarda korunabilir, ancak etik olarak ve toplumsal barış açısından zararlı olabilir.
İfade özgürlüğü düşünceyi serbestçe açıklama hakkıdır, ama bu özgürlük başkalarının inançlarına hakaret etme hakkı vermez.
İnanca saygı, hukuki değil etik bir sorumluluktur; toplumların birlikte yaşama kültürü içinde önemlidir.
Bir düşünceyi eleştirmek ile o düşünceye inananları aşağılamak arasında ince ama önemli bir çizgi vardır.
Bütün bu tanımlamaların ardından yaşanan olay derinlemesine irdelenebilir. Saygısızlık, hakaret ve tehdit asla ifade özgürlüğü değildir. Toplumun hassasiyetlerini kaşımak asla ifade özgürlüğü değildir. İnsanları galeyana getirmek, kaos ortamı yaratmaya çalışmak asla ifade özgürlüğü değildir.
Sokağa çıkanlar da sağduyulu davranmak zorundadır. Kaş yapayım derken göz çıkarılmamalıdır...