Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
21°
Ara

Okullardaki kıyafet sorunu

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Okullardaki kıyafet sorunu

Milli eğitim bakanı okullarda, kendi yarattıkları sorunun nihayet farkına varmış olmalı ki önümüzdeki seneden itibaren tek tip kıyafet uygulamasına geçileceğini açıkladı. Milli eğitim bakanı Yusuf Tekin katıldığı bir televizyon programında şunları söyledi: "Artık her okul kendi kıyafetini tanımlayacak. Bunu yaparken herhangi bir marka ya da herhangi bir mağazaya yönlendirmek gibi bir durum söz konusu değil. Okul idarecilerimizden istediğimiz şey, çocukların giyecekleri kıyafeti sadece tanımlamalarıdır. Yani diyecek ki gri tişört, lacivert pantolon ya da etek, bunun malzemesi yün ya da her neyse onunla ilgili tanımlamasını yapacak. Öğrencimiz ister kendi ilinden ister başka bir ilden o renkte o koşullara uyan kıyafetleri alıp kullanacak. Bir kararımız daha var, okul idaresinin çocuklarımızın her bir kademe için kıyafetlerini değiştirmesini istemiyoruz ki veliye ilave bir külfet ve maliyet çıkmasın. Aynı şekilde okul idarelerinin ya da okul aile birliklerinin veliyi herhangi bir satış birimine ya da mağazaya yönlendirmesini de engellemiş olduk böylece. Veli istediği yerden alışveriş yapacak."

Yusuf Tekin’in bu açıklamasından anladığım, kıyafet serbestliği kaldırılıp birlik sağlamaktan uzak bir tarzla, tamamen okulların kıyafet seçme serbestliğine terk edilecek olması. Durum böyle olunca da okullar arasında başka sorunlar doğacaktır.

AKP hükümetleri döneminde, 2012 yılında uygulanmaya başlayan serbest kıyafet uygulamasının hangi amaçla getirildiğini burada anlatmaya hiç gerek görmüyorum ama şunu da söylemeden edemeyeceğim: İktidar, siyasal hedeflerine ulaşma yolunda engel olarak gördüğü eşitlikçi ve pedagojik olan tek tip kılık kıyafet uygulamasını güya serbest bıraktı. Böylece, özellikle liseler alış-veriş merkezlerine benzedi. Her çeşit giyim tarzını bir arada sunan mankenler geçidine döndü liselerimiz. Kıyafet markaları üzerinden sosyolojik tanımlamalar ve ekonomik değerlendirmeler öğrencilerin sohbetlerindeki ana konu olmaya başladı. Arkadaşlıklarını dahi kıyafet markası üzerinden oluşturan öğrencilerin varlığını biliyoruz.

Oysa ülke genelinde, okulların türüne göre tek tip kıyafet uygulaması, öğrencilerin sosyoekonomik farklılıklarını ortadan kaldırırken başarı ve kişiliklerini ayırt edici faktör olarak öne çıkıyordu. Tıpkı camide olduğu gibi okullarda da herkes eşitti.

Bakanlık bu konuyu yeniden değerlendirip kıyafet seçimini okul yönetimlerinin inisiyatifinden almalı ve kurallara uymayanlara uygulanacak yaptırımlar konusunda okulların disiplin kurullarının arkasında durmalı.

Bence öğretmenlerin kıyafetleri konusunda da “eskiye” dönülmeli. Meslek hayatım boyunca hep şunu söyledim: Okullardaki yönetici ve öğretmenler devletin yüzüdür. Vatandaş bir okulun kapısından içeri girdiğinde kılık ve kıyafetinden kimin öğretmen, kimin hizmetli, kimin öğrenci olduğunu anlamalı. Oysa üzülerek görüyoruz ki okullarımızda kimin kim olduğunun ayırt edilemediği bir manzarayla karşı karşıyayız. Gerekirse öğretmenlik meslek kanununa bir madde ilave edilerek bu sorun çözülebilir. Öğretmenini rol model alan öğrencileri yetiştirmek zorundayız. “Ben de öğretmen olmak istiyorum” diyen öğrencilerin çoğunlukta olduğu bir eğitim iklimine ihtiyacımız var.

Şunu unutmamalıyız ki toplumsal kalkınmamızın temeli eğitimdir. Ülke olarak ancak bilimsel, laik, üretime dayalı ve çağdaş bir eğitimle kalkınabiliriz. Bu da ülkenin şartları doğrultusunda eğitimde kurallar koymak ve bunları uygulamakla mümkündür.

Kurallar, bireyleri değil toplumu mutlu etmek içindir. Okullarda öğrenilmesi gereken “Kurallar uyulmak içindir” mantığına öğrenci ve öğretmenlerin kıyafetlerinden başlamaya ne dersiniz?..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *