
Ekonomide de aynı terane: Şahlanıyoruz!

AKP'li bakanların yöneticilerin nerede ise her konuşmalarında artık sloganlaşan "Bu sene ekonomi geçen yıldan iyi olacak" sözünü daha doğrusu özdeyişin, duymaktan bir hal olduk. Buna paralel birde yandaş medyanın her fırsatta manşetlerini süsleyen "Şahlanıyoruz" sözü var bu nasıl oluyorsa ona da bir ucundan bakarız. Erdoğan 2018 yılından bugüne kadar istinasız her yıl ‘şahlanıyoruz’ dedi. Her yılı şahlanma yılı ilan etti ama bir türlü şahlanamadık.
Son yedi yılda en duyduğumuz slogan sadece şahlanıyoruz haykırışı değildi, "en kötü geride kaldı" sözü de iktidarın dilinden bizim kulaklarımızdan eksik olmadı. Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek bir gazeteye demeç vermiş; ‘en zor dönem geride kaldı’ demiş.Hadi buyrun cevap verin.
Bu kaçıncı en zor dönemin, en kötünün geride kalışı!..
Bu kaçıncı?!.. kez söylenen yalan diye araştırdım. Bu sözün sahibi damat bakan Berat Albayrak çıktı.Anımsayalım televizyonlara çıkıp Albayrak. 2019 yılının başında ‘mart şubattan daha iyi olacak en kötü geride kaldı’ demişti. O gündür bugündür en kötü bir türlü geride kalmadı. Mart ayı da şubattan iyi olmadı…
Topluca sapır sapır dökülüyoruz. Eğitimden adalete, sağlıktan ekonomiye tepe taklak gidiyoruz. Şahlanmayı bırakın yerimizde sabit dursak bin şükür edeceğiz…En kötünün bırakın geride kalmasını daha kötüsünü görmemek için dualar ediyoruz…
Peki bu ilelebet böyle mi gidecek? Türkiye şaha kalkamayacak mı?Kalkacak, bu ülkenin şaha kalkma potansiyeli şaha kalkma gücü var… Peki ne zaman? Ne zaman Türkiye şaha kalkacak? Rejim değişince…
İçeride değişen bir şey yok
AKP'nin yargı eliyke başlattığı AKP'li Cumhurbaşikanı Erdoğan'aın "Bunları silkeleyin" talimatı ardından gerçekşetirlen 6 ayrı dalga operasyoıo sürüryor. Siyaset ve ahlaak dışı faşizm çağrıştıran grüntüleri sabırla izlemeye devam ediyoruz. Gazeteci Fatih Altaylı "Yazıklar olsun" diyerek Gazosmöan paşa Belediyesimndeki başkanlık oylamaınsa isyan etti. Altaylı "Hakkında hiç bir iddia olmayan, tertemiz adam, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanını yolsuzluktan haksız yere içeri atıp yerine fötöcü, kara paracıların avukatını getiriyorsun.Hukuk sistemine de iktidara da yazıklar olsun" dedi.
Diploma iptali fiyaskosu
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Hiçlik" gerekçesiyle 27 arkadaşıyla beraber diplomalrını iptal eden İstanbul Üniveraitesi yöenetim mahkemeye gerekçe bile sunamadı.Diploma iptali büyük bir fiyaskoya dönüştü. Hem tüm operasyonların adamın Cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek için olduğu düşüncesini pekiştirdi, hem de alındığı söylenen iptal kararına hukuki kılıf uydurulamadı. 30 günde belgeleri hazırlayamamak ne demek?İstanbul Üniversitesi, Ekrem İmamoğlu’nun diploma iptaline karşı karşılaştığı davada iptal gerekçelerini ve iptale dayanak olan belgeleri 30 günde hazırlayamadığını belirterek, 30 gün daha ek süre istedi. Hani derler ya böyle başa böyle trsş… Yersen demokrasisi bir darbe daha aldı hayırlısı.
Gaziosmanpaşa'da neler oluyor neler
Adam koltuğa çöktükten yarım saat sonra maklube paylaşımları, bir gün sonra kara paracıların avukatı olduğu, iki gün sonra bankamatik memurluğu ortaya çıktı. Öyle gizli tanıklara, iftiracı yaratmaya, turbun büyüğü muhabbetine falan gerek olmuyormuş yani bir şey varsa Gaziosmanpaşa Belediyesi koltuğuna oturan Eray Karadeniz'in mahkemeden tescilli bankamatik memuru olduğu ortaya çıktı...
Adil ve bağımsız yargı ve düşman hukuku
Ülkemizde iki farklı hukuk var: İktidar yanlılarına uygulanan hukuk ve muhalefete uygulanan hukuk. Adeta 1960’ların öncesindeki Amerika’nın güney eyaletlerinde yaşıyoruz. Beyazlar iktidar yanlısı, siyahlar ise muhalifler. Anayasa ve yasalar önünde kâğıt üzerinde herkes eşit; ancak gerçekte öyle değil. Böyle bir ortamda siyasi partiler bayramlaşmıyor. Daha doğrusu, iktidar bloğu kendi içinde; muhalefet ise kendi içinde bayram kutluyor. Siyaset iç çatışma yaşıyor. İç çatışma yaşayan siyasetin bayramları bile ortak olmaktan çıkıyor. Allah’tan bu iç çatışmanın toplumsal bir temeli yok. Yurttaşlarımız hangi partiye oy verirse versin, büyük bölümü bu hukuksuzluktan şikâyetçi. Türk toplumu sağduyusu ile birliğini sürdürüyor. Ancak muhalefete destek veren kitlelerin mağduriyet duygusu her geçen gün artıyor ve derinleşiyor. Mağduriyet duygusu, siyasette büyük bir itici güçtür; dinamiktir. Muhalif gazeteciyseniz, tutuklanırsınız. İktidar yanlısı televizyonlarda yapılan yayın ihlallerini Sözcü TV, Halk TV veya Tele1 yapsaydı şu an yayında olurlar mıydı? Bu soruların cevaplarını hepimiz biliyoruz. Kısacası, hepimiz biliyor ve yaşıyoruz.