
Cengizhan Kaya ile magazin zamanı

Sınıfta kaktüs var!
Yazar Sümeyra Ağaoğlu'ndan farkındalık dolu bir çocuk hikâyesi… Toplumsal duyarlılığı ve edebi çalışmalarıyla adından sıkça söz ettiren yazar Sümeyra Ağaoğlu, yeni çocuk kitabı Sınıfta Kaktüs Var ! ile okurların karşısına çıkıyor. Raflardaki yerini alan bu özel eser, yalnızca çocukların değil, yetişkinlerin de kalbine dokunmayı amaçlıyor
Kaktüs Poti’nin dikenlerinden dolayı dışlanmasını konu alan kitap, “farklı olmak” üzerine düşündüren bir anlatı sunuyor. “Bir kaktüs dikensiz olabilir mi?” sorusuyla yola çıkan hikâye, Poti’nin sevgi arayışında çıktığı yolculukta, çocuklara empati ve kabul mesajları verirken, büyükleri de aynaya bakmaya davet ediyor. Sümeyra Ağaoğlu, çocukların iç dünyasına zarif bir dille seslenirken, okurlarına şu soruyu yöneltiyor: “Farklı olana bakışımız nedir?” 1981 yılında İzmir Torbalı’da doğan Ağaoğlu, Anadolu Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği mezunudur. 17 yıldır sağlık çalışanı olarak görev yapan yazar, evli ve iki çocuk annesidir. Yazın hayatında çocuk edebiyatına özel bir alan açan Ağaoğlu’nun daha önce yayımlanmış Azra'nın Nefes'e Kavuşması ve Uzaydan Gelen Yolcu adlı eserleri de büyük ilgi görmüştü. Telif gelirlerini sosyal sorumluluk projelerine, vakıf kuruluşlarına ve SMA’lı bebekler için yürütülen kampanyalara bağışlayan yazar, 2024 yılında “Yılın En Duyarlı Çocuk Kitabı Yazarı” seçilmişti. Aynı yıl, Mor Kaplı Defter adlı öyküsüyle uluslararası bir yarışmada jüri onur belgesine layık görüldü.
Farklı bir yolculuk
Etkileşimli Masal ve Hikâye Anlatıcılığı eğitimi de alan Ağaoğlu, çocuklarla gerçekleştirdiği yaratıcı atölyelerde aktif olarak yer almakta, huzurevi sakinlerine hikâye okumaları yaparak her yaştan insanın kalbine dokunmaya devam etmektedir. Aynı zamanda 2025 itibarıyla Fikirizleri.com platformunda köşe yazarlığı yapan Ağaoğlu’nun kaleminden çıkan bu yeni eser, “her çiçeğin ayrı güzelliği vardır” diyerek farklılıklara saygıyı ve sevgiyi anlatıyor. “Sınıfta Kaktüs Var” çıktı! Çocuklar kadar yetişkinlerin de kitaplığında yer alması gereken bu duyarlı öykü, farkındalık yolculuğuna davet ediyor.

Dev ödül!
Modellik kariyerinde sergilediği istikrarlı başarı grafiği, taşıdığı zarafet ve büyüleyici duruşuyla moda dünyasının yıldız isimlerinden biri haline gelen Pınar Güve, 2025 Klass Ödülleri’nde "Yılın Uluslararası Top Modeli" ödülüne layık görüldü
Çevre Mühendisi kimliğiyle akademik bir altyapıya da sahip olan Pınar Güve, 2024 yılında katıldığı İFA Paris Fashion Show, Cemil İpekçi özel koleksiyonu ve Fashion Week Türkiye gibi büyük moda etkinliklerinde podyumun yıldızı oldu. Güzelliği, zarafeti ve profesyonel duruşuyla moda dünyasının saygın isimlerinin beğenisini kazanan ünlü model, sadece ülke sınırları içinde değil, uluslararası platformlarda da dikkatleri üzerine çekti.
Rekorlarla Dolu Bir Yıl
2024’te yaklaşık 80 defileye çıkarak bu alanda bir rekora imza atan Pınar Güve, yalnızca sahne üzerinde değil; reklam anlaşmaları, marka iş birlikleri ve kazandığı ödüllerle de modellik kariyerinin altın çağını yaşadı. "100. Yıl Girişimcilik ve Proje Ödülleri"nde “Yılın En İyi Çıkış Yapan Top Modeli”, "Altın Medya Ödülleri" ve "Datça Altın Badem Ödülleri"nde “Yılın En Başarılı Modeli” seçilen Güve, moda dünyasında eşine az rastlanan bir yükselişe imza attı.
Bu Ödül Sadece Bir Başlangıç
2025 Klass Ödülleri’nde “Yılın Uluslararası Top Modeli” ödülünü büyük bir heyecan ve mutlulukla kabul eden başarılı model, şu sözlerle duygularını dile getirdi: “Çıktığım her defilede ilk günkü heyecanı yaşıyorum. Bu ödül, emeklerimin takdir edildiğini görmek adına çok kıymetli. Beni bu ödüle layık gören Klass ailesine yürekten teşekkür ederim. Bu ödülü sadece bir son değil, daha da büyüyen hedeflerimin bir başlangıcı olarak görüyorum.”
Parlayan Bir Yıldız: Pınar Güve
Yetenekleri, özgün tarzı, vizyoner duruşu ve pozitif enerjisiyle sektörün öncü isimlerinden biri olmayı başaran Pınar Güve; düzgün fiziği, etkileyici podyum hâkimiyeti ve güçlü iletişimiyle sadece modellikte değil, gelecekte adını sıkça duyacağımız başka alanlarda da iz bırakmaya hazırlanıyor. Oyunculuk eğitimlerini tamamlayan Güve, çok yönlü kariyer planlamasıyla moda dünyasının ötesine geçmeye kararlı. Pınar Güve Son Best Model olma unvanını da taşımaktadır.
Pınar Güve’nin hikâyesi, azmin, tutkunun ve istikrarlı çalışmanın başarıya nasıl dönüştüğünün ilham veren bir örneği olmaya devam ediyor.

Rap artık kardeşliğin sesi
Türkçe rap sahnesinin yenilikçi ve sınırları zorlayan isimlerinden En Derin, dinleyicileriyle buluşturduğu "Biraderim" adlı yeni şarkısıyla bir kez daha dikkatleri üzerine çekiyor
Daha önce Snoop Dogg ve Dr. Dre'nin ekibinden RBX gibi uluslararası isimlerle yaptığı iş birlikleriyle de tanınan En Derin, "Biraderim" ile rap müziğin sıkça işlediği materyalist temaların dışına çıkarak sadakat ve kardeşlik gibi evrensel değerlere odaklanıyor. Gösterişe Karşı Duruş: "Stili Boşver, Sonuca Bak" Günümüz rap müziğinde sıkça rastlanan lüks ve gösteriş merakının aksine En Derin, "Biraderim" şarkısında içten ve gerçekçi bir anlatım benimsiyor. Şarkıda yer alan "Her zaman yanımdasın, gelse de ecelin" gibi güçlü sözler, sanatçının hayata ve ilişkilere bakış açısını yansıtıyor. Parçanın video klibinde En Derin'in giydiği 'Gooci' yelek ise bu duruşun sembolik bir ifadesi. Ünlü bir markaya yapılan bu esprili göndermenin hemen altında yer alan "Stili boşver, sonuca bak" mesajı, sanatçının önceliklerini net bir şekilde ortaya koyuyor. Sessiz Dostluklara Adanmış Bir Marş "Biraderim", sosyal medyada gösterişten uzak, ancak gerçek hayatta omuz omuza verilen mücadelelerin ve sessizce süren dostlukların bir yansıması niteliğinde.
Önemli bir eser
"Hiç bir kez laf etmeden hasımlarımı ezersin" dizesi, bu sarsılmaz bağlılığın ve güvenin altını çiziyor. Şarkı, zor zamanlarda birbirine yaslanan, sözden çok icraatla konuşan tüm "biraderlere" adanmış bir marş niteliği taşıyor. Kolektif Bir Ruhun Ürünü Şarkının duygusal etkisini güçlendiren önemli unsurlardan biri de ses mühendisliği. Türkiye'nin önde gelen ses mühendislerinden Etki'nin dokunuşları, En Derin'in mesajını dinleyiciye daha güçlü ulaştırıyor. Bu iş birliği bireysel bir şovdan çok, karşılıklı saygıya dayalı bir uyumun ürünü. Etki, Canbay & Wolker, Uzi ve Heijan gibi rap yıldızlarıyla yaptığı çalışmalarla da tanınıyor. Türkçe rap dünyasında sıkça görülen bireysel egemenlik anlayışının aksine, "Biraderim" kolektif bir ruhun ve mütevazılığın eseri olarak öne çıkıyor. Rap Müziğin Özüne Dönüşü En Derin'in sakin ama kararlı duruşuyla hayat bulan "Biraderim", rap müziğin hala hakikati, sadakati ve dik duruşu güçlü bir şekilde ifade edebileceğinin bir kanıtı.
İlgi bekliyor
Sanatçı, bu parçasıyla dinleyicilere gösterişin ve materyalizmin ötesinde, insani değerlerin ve gerçek bağların önemini hatırlatıyor. "Biraderim", YouTube, Spotify ve Apple Music başta olmak üzere tüm dijital platformlarda müzikseverlerin beğenisine sunuldu.

Destansı bir proje
Söz ve müziği sanatçı Atila Gündoğdu'ya ait olan "Uyanış" adlı Türkiye Marşı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda dinleyicilerle buluştu. Bu özel marş, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti’nin değil; aynı zamanda tüm Türk devletlerinin ve halklarının ortak tarihi, kaderi ve kültürel bağlarını yücelten güçlü bir çağrı niteliği taşıyor
"Uyanış" marşı, ilk Türk devletlerinden başlayarak Cumhuriyet’in kuruluşuna kadar uzanan bir tarihi yolculuğu, destansı bir müzikal dille anlatıyor. Eser; Orhun Yazıtları’nın ruhundan, Mete Han’ın cesaretinden, Bilge Kağan’ın vizyonundan, Alparslan’ın fethinden ve Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde verilen kurtuluş mücadelesinden ilham alıyor. Her dizesi, Türk milletinin direnişini, dirilişini ve birliğini anlatan notalarla örülmüş durumda.
Görsel bir tarih yolculuğu
Marşa eşlik eden yapay zekâ destekli müzik videosu, izleyicilere adeta bir zaman tünelinden geçerek Türk tarihinin önemli dönüm noktalarını yaşatıyor. Her sahnesinde tarihî simgeler, karakterler ve mekânlar yüksek estetik duyarlılıkla canlandırılıyor. Klip, görsel sanat ile müziği benzersiz bir sentezde birleştirerek, izleyicilere duygu yoğunluğu yaşatıyor.
Birlik ruhunun sesi
Sanatçı Atila Gündoğdu, projeye dair yaptığı açıklamada şu sözleri paylaştı: “Uyanış, sadece bir müzik eseri değil; bir ruhtur, bir çağrıdır. Tüm Türk halklarına, ortak geçmişimizin ve gelecekteki birliğimizin önemini hatırlatan bir sesleniştir. Bu marşla; köklerimizi, kahramanlıklarımızı ve özgürlük aşkımızı yeniden hatırlıyoruz.” Uyanış Türkiye Marşı, YouTube üzerinden tüm dinleyicilere açık olarak yayımlandı. Türk tarihine ve milletimizin ortak değerlerine gönül veren herkesi, bu görsel ve işitsel şöleni izlemeye ve paylaşmaya davet ediyoruz.

Başarılı bir öğretmen
İstanbul Kadıköy’de görev yapan öğretmenimiz Emel Yorulmaz, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenen prestijli “Diamonds of Azerbaijan 2025” ödül töreninde “Başarılı ve İlham Veren Öğretmen” ödülünün sahibi oldu. Uluslararası katılımlı bu seçkin organizasyonda Türkiye’yi temsil eden Yorulmaz, eğitimdeki yenilikçi yaklaşımları, fark yaratan, ilham veren projeleriyle büyük takdir topladı. Dijital dönüşüm, kültürel miras, yapay zekâ destekli öğrenme ve öğrenci merkezli eğitim anlayışıyla ön plana çıkan Yorulmaz, bugüne dek yerel ve uluslararası birçok projeye liderlik etti. Bu çalışmaları sayesinde yalnızca öğrencilerine değil, meslektaşlarına ve eğitim camiasına da ilham veren bir figür haline geldi. Gerek bilimsel projeleri gerekse sanatsal ve kültürel etkinlikleriyle adından söz ettiren Emel Yorulmaz’ın bu başarısı, Türkiye’nin eğitim alanındaki nitelikli çalışmalarının dünya sahnesinde de yankı bulduğunu gösteriyor.

Yeni klibi ile karşınızda
Müzik dünyasının samimi sesi Serkan Özdemir, yeni teklisi “Yaşıyorum Sayılmam” ile dinleyicilerle buluştu
Müzik dünyasının samimi sesi Serkan Özdemir, yeni teklisi “Yaşıyorum Sayılmam” ile dinleyicilerle buluştu. 3 Adım Müzik etiketiyle yayınlanan eser, 4K çözünürlüğündeki klibiyle netd müzik kanalında müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Söz ve müziği Serkan Özdemir’e ait olan parçanın düzenlemesini Ali Kadir Kamaca üstlenirken, video klibinin yönetmen koltuğunda Adem Doğan oturdu. İçten sözleri ve güçlü melodisiyle dikkat çeken “Yaşıyorum Sayılmam”, Serkan Özdemir’in müzikal yolculuğundaki duygu dolu izlerini taşıyor. 1981 yılında İstanbul Bakırköy’de doğan Serkan Özdemir, çocukluk yıllarından itibaren müziğe olan tutkusunu sürdürdü. Ticaret lisesi eğitiminin ardından cafelerde ve barlarda sahne alarak müzik serüvenine başlayan sanatçı, 1999 yılında ilk albümü “Kaybetmek Üstüne” ile profesyonel müzik dünyasına adım attı. 2023’te “Kal Biraz” adlı teklisiyle dinleyicilerden tam not alan Özdemir, “Yaşıyorum Sayılmam” ile müzik kariyerine bir yeni başarı daha eklemeye hazırlanıyor.
Müzikal derinliği var
Serkan Özdemir’in duygularını yansıttığı yeni eseri için sanatçının açıklaması şöyle: “Bazı şarkıların bir hikayeye ihtiyacı yoktur. Sadece hikayesi olan insanlarla buluşmaya ihtiyacı vardır. Umarım sözlerimdeki ve müziğimdeki samimiyet, kalbinizdeki paha biçilmez eşsiz samimiyete ulaşabilir.” Müzikal derinliği, içten sözleri ve etkileyici düzenlemesiyle “Yaşıyorum Sayılmam”, Serkan Özdemir’in hayranları ve müzikseverler için güçlü bir eser olmaya aday.
Çok konuşulacak
O Ses Türkiye’deki performansıyla büyük beğeni toplayan ve müzik yolculuğuna sağlam adımlarla devam eden genç müzisyen Turgut Çıngı, 2024 yılı Şubat ayında yayımladığı son single’ı “Aklın Bende Kalacak” ile dinleyicilerinin karşısına çıktı. 1994 yılında Antalya’da doğan ve müzikle küçük yaşta tanışan Turgut Çıngı, müzik kariyerine lise yıllarında kurduğu grupla sahneye çıkarak başladı. Antalya’nın önde gelen müzik mekanlarında 10 yılı aşkın süredir sahne alan sanatçı, yalnızca vokal değil aynı zamanda elektro gitar, davul ve bas gitar gibi enstrümanlardaki yetkinliğiyle de dikkat çekiyor. Turgut, Antalya dışındaki performanslarıyla da adından söz ettirdi. Zeytinli Rock Festivali başta olmak üzere Fethiye, Isparta ve Denizli gibi birçok şehirde sahne aldı.