
Sinema ve tiyatro dijitale karşı direniyor

TÜİK geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir rapor hazırladı. Raporda Türkiye’deki sinema ve tiyatro endüstrisi hakkında veriler yer alıyor. Bu verilere göre sinema ve tiyatroya olan talep artış gösterdi.
Sinema Genel Müdürlüğü verilerine göre 2024 yılında 295'i yerli 441'i yabancı film olmak üzere toplam 736 film vizyona girdi. 2024 yılında sinema salonu sayısı 2 bin 776 olurken, sinema salonlarındaki koltuk sayısı 317 bin 274 oldu. Sinema salonu sayısı 2024 yılında bir önceki yıla göre %6,0 artarak 2 bin 776 oldu.
Benzer bir yükseliş sinemaya giden biletli seyirci sayısında da yaşandı. Sinema seyirci sayısı bir önceki yıla göre %4,9 artarak 32 milyon 538 bin 289 kişi oldu. Yerli film seyirci sayısı %34,7 artarak 18 milyon 469 bin 778 kişi olurken, yabancı film seyirci sayısı %18,6 azalarak 14 milyon 68 bin 511 kişi oldu.
İnsanlar dijital platformların yükselişine rağmen sinemayı bırakmamış ve sinemaya gitmiş. Bu aslında çok anlamlı ve üzerinde düşünülmesi gereken bir durum. Türkiye’de Amazon Prime , Disney + , Netflix başta olmak üzere çok sayıda abonelik sistemiyle çalışan dijital televizyon ve sinema platformu var. Özellikle gençler bu platformlara abone olarak dizi ve sinema zevklerini bu platformlardan gideriyorlar. Bazı sinema yapımcıları ise çektikleri filmleri sinema salonlarından değil bu dijital platformlardan izleyici ile buluşturmayı bile deniyor son beş yılda. Dijital platformların yarattığı tüm bu olumsuzluklara rağmen sinema endüstrisine olan talebin artması hem sürpriz hem de sinema endüstrisi adına olumlu bir gelişme.
Sinemaya olan talep arttı
Türkiye’deki sinema salon sayısı bir önceki yıla göre yüzde 6 oranında artmış. Demek ki insanlara hala sinema salonlarına yatırım yapıyor. 2023 yılında sinemaya giden biletli kişi sayışı 31 milyon iken 2024 yılında bu sayı 32,6 milyona çıkmış. Yani işin özeti sinemaya olan talepte artış yaşanmış. Dijital televizyon & video platformları sinema izleyicisini sinemadan koparmayı başaramamış.
Burada dikkat çeken bir diğer veri de insanların sinemada yerli filmlere olan ilgisi. Türkiye’de 2013 yılından 2020 yılına kadar yani pandemiye kadar vizyona giren yerli filmler yabancılardan daha fazla izlenmiş. Pandemi izlenen yabancı film sayısında artış yaşanmış bu artış 2023 yılına kadar devam etmiş 2024 yılında ise yerli filmlere olan talep yabancı filmleri geçmiş.
Sinema endüstrisi özellikle pandemi döneminde çok ciddi bir düşüş yaşadı. Buna paralel olarak sinema reklamcılığı da perişan oldu. Ancak 2022 ve sonrasında sinema endüstrisi toparlandı ve pandemi öncesindeki rakamlara ulaşamasa da bir artış eğilimine girdi. Grafikte de göreceğiniz gibi Türkiye’de son on beş yılda sinema endüstrisi 2018 yılında en iyi dönemini yaşadı. 2018 yılı sinema salonlarına en çok izleyicinin gittiği sene olmuş. O yıl 64,8 milyon kişi sinemaya gitmiş. 2024 yılında bu rakam 32,6 milyona düşmüş yani nerdeyse yarı yarıya bir düşüş var diyebiliriz. Genel olarak baktığımızda sinema endüstrisine olan talepte bir düşüş yaşanırken 2024 yılında önceki yıla göre bir çıkış yaşanması sinema adına bir umut oldu diyebilirim.
İnsanlar özellikle gençler bilet fiyatlarının pahalı olduğundan yakınıp Netflix - Amazon- Disney ve benzeri dijital sinema ve dizi platformlarına abone oluyor. Çünkü bu platformlara verdikleri aylık para bir sinema biletinden de az. Bu, sinemanın en büyük sorunu. Ancak yine de sinemayı sevenler var. Sinemayı bir sosyal aktivite olarak gören insanların sayısı hala var ki geçen yıl sinemaya giden biletli izleyici sayısında artış yaşanmış.
Tabii ki bundan sonra ne olur pek bir fikrim yok. Paralı aboneliklerin yanı sıra YouTube gibi bir devinde varlığını düşünecek olursak insanlar dijitalden film ve dizi izlemeyi tercih ediyor. Buna bir de korsan IP TV’leri eklersek sinemanın işinin pek de kolay olmayacak gibi. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen Türkiye’de bir yıl içinde sinema salon sayısının yüzde 6 oranında artması bu sektöre hala yatırım yapıldığını ve sektör yatırımcılarının çok umutsuz olmadığını gösteriyor.
Benzer büyüme tiyatroda da var
2023-2024 sezonu itibarıyla devlet tiyatrolarına ilişkin veriler için Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğünden gelen idari kayıtlar temel alınarak yayımlanmaya başlandı. Bu alanda veriler gösteri yapan tiyatro gruplarına göre Devlet Tiyatroları, özel tiyatrolar, belediye tiyatroları, üniversite tiyatroları ve sivil toplum kuruluşu tiyatroları olmak üzere farklı gruplara ayrıldı. 2023/'24 sezonunda Türkiye’de tiyatro sayısı 1.025 olurken tiyatro salonu koltuk sayısı 431 bin 631 oldu. Bu sayı son on yılın en yüksek sayısı. Yani son on yılda Türkiye’de en çok sayıda tiyatro salonu olan yıl 2023-24 yılı olmuş ve ilk kez tiyatro sayısı binin üzerine çıkmış.
Geçtiğimiz yıl tiyatro seyircisinde de ciddi bir artış yaşandı. Tiyatro salonlarında oynanan eser sayısı geçen sezona göre %18,5 artarak 9 bin 744 oldu. Tiyatro salonlarında oynanan çeviri eser seyirci sayısı %25 artarak 2 milyon 158 bin 41 olurken, telif eser seyirci sayısı geçen sezona göre %29,5 artarak 5 milyon 895 bin 145 oldu. Yani özetle tüm branşlarda oynanan tiyatro eserinde artış oldu.
Tiyatro seyirci sayısını gösteren grafiğe bakınca tiyatronun bugün 2014 yılı ile aynı seyirde gittiğini görüyoruz. Sinema 2014 yılına göre düşüş yaşarken tiyatro izleyicisinde nerdeyse hiç düşüş yaşanmamış. Bu tiyatro endüstrisi adına çok güzel bir veri. Bu veriler gösteriyor ki tiyatronun ne televizyon ne sinema ne de dijital dizi & film platformları rakibi olamıyor. Belki çok büyük değil ama azımsanmayacak kadar ciddi ve fanatik bir izleyici kitlesi var tiyatronun.
Gelecekte ne olur?
Peki bundan sonra ne olur? Sinema izleyicisinde artış var bu devam edebilir ama asla 2018 öncesini yakalayamaz. Çünkü sinemanın çok ciddi bir rakibi var: Dijital. Şu an sinemanın dijitale karşı duruşu çok güzel ve umut verici ama yeni neslin dijitale karşı olan zaaf ve tutkusu sinemayı da etkileyecektir. Sinema salonlarının boş kalmaması için yapımcıların iyi filmler çekmesi lazım. Özellikle yerli film yapımcılarına büyük iş düşüyor ama onlar da son dönemlerde dijital platformları tercih ediyorlar. Çünkü mesela Netflix’e bir yerli film veya dizi çektiğinizde parayı cash yani hemen alıyorsunuz oysa sinemada bir filmi vizyona soktuğunuzda gelecek olan para satılan biletlere göre geliyor. Yani daha riskli. Bu bile sinema endüstrisinin büyümesine bir engel.
Tiyatro ise on yılı aşkın bir süredir taşıdığı sabit izleyicisini koruyor korumaya da devam eder. Ama bir şey lazım: Gençlerin, çocukların tiyatroya gitme alışkanlığına sahip olması. Burada da okullara büyük iş düşüyor.
Hadi devlet okullarının şartları sıkıntılı ama kolejlerin çocuklara tiyatro kültürünü aşılaması lazım. Çocukları yılda en az iki kez toplu tiyatro izlemeye götürmeleri lazım. Binlerce lira para almayı bilen ama olay işe girince top çeviren özel okulların görevlerinden biri de çocuklara tiyatro gibi kültürel alışkanlıkları aşılamak olmalı.